DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

GAZETECİLER HEP ÇALIŞIR

10.01.2016
1.384
A+
A-

GAZETECİLER HEP ÇALIŞIR

Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ydü. Pazar sabahına değerli dostum ve ilçemizin iyi bir yöneticisi olan Gölcük Kaymakamı Adem Yazıcı’nın telefonuyla başladım. Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı ve iyi niyet dileklerini iletti. Gazeteciler zaten hep çalışır. Haftanın yedi günü çalışır, yirmi dört saat çalışır, bu işin kesintisi yoktur. Gazetecilik zor iştir, kolaya kaçarak yapanlar zaten gazeteci değildir. Bizler hayatımızın hiç bir evresinde ihale almak, pastadan pay kapmak, avanta peşinde koşmak için gazetecilik yapmadık. Öyle olanlar toplum tarafından her ne kadar yüksek sesle dile getirilmese de bilinirler. Hayatın her anında okurlarına doğru ve dürüst haber vermek için gazeteciler sadece çalışmak değil, aynı zamanda çokta dikkatli olmak zorundadırlar. Biz işimizi kimseye yaranmak için yapmayız. İşimiz haberdir. Bunun adına da haber kutsal, yorum hürdür derler. Zaman zaman birileri ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamıyorsunuz, derler. Desinler, yaranmak için gazetecilik yapılmaz. Bugün şartları her geçen gün daha da zorlaşan, haber alma konusunda çekilen sıkıntıların yanı sıra teknik anlamda da pahalılaşan her türlü girdilerle özellikle yerel gazetecilik yapmak, son derece güçtür. O nedenle ki gazeteci çalışmak, çalışmak, çok çalışmak zorundadır. Bizler de otuz yıldır bunun mücadelesini vermeye çalışıyoruz. Çünkü işimiz sadece gazetecilik, onun sorumluluğunu da biliyoruz.

 

YAŞ TAHTAYA BASMAK

Tahtanın sanki kurusu çok sağlam olurmuş gibi yaş tahtaya basmak diye bir tabir vardır bizde. Aslında her ikisi de bir köprü olarak kullanıldığında zararlıdır. Yaş tahtanın üzerinden geçerken, köprü kırılır sizde aşağıya uçarsınız. Kuru tahta biraz fazla kurumuşsa, onun içinde de kurtlar bol olur kemire kemire tahtayı zayıflatırlar, üzerinden karşıya geçmek isteyenler de çat diye ikiye ayrıldığında artık suyu mu yerimi her neyse onu boylarlar. O zaman yaş tahtayı yanlış adım olarak ele alalım. Hani kurnazlar için derler ya “o yaş tahtaya basmaz” diye. Burada bir menfaat kokusu vardır. Anlatılmak istenen eğer kendini kurnaz zanneden, o işte bir menfaat görmüyorsa geri çekilir. Hayat böylesine olayların her gün cereyan ettiği nice senaryolarla dramatik bir film gibi karşınıza çıkar. Yaş tahta olarak görünen hayırlı bir iş olsa dahi, kurnaz kuru tahtayı tercih eder, ama bilmez ki güneş bunu iyice kurutmuş kurtlarda yiyip bitirmiştir. Aklını sadece Ben’e takıp Biz’i unutanlar utanmadan ve sıkılmadan çıkıp toplum mühendisliği yapmaya çalışırlar. Hani bu şuna benzer; camiye girip kilim çalmak.

 

SONUNDA İYİLER KAZANIR

Televizyon ekranlarında “Ne yaparsan yap, kız gibi yap” sloganlı reklamı izlediğimde burada aslında anlatılmak istenilenin tertemiz duygu, doğru olanı yapma ve özün neyse onu ortaya koyma anlayışı olarak aldım. Siz kendiniz olduğunuz sürece atılan yanlış adımlar sonunda canınızı her ne kadar yaksa da, içinizi sızlatsa da, eninde sonunda doğruyla buluşur. Yüreği temiz olanların defterleri kara kaplı olmaz. Hani bir öğrenci çeşitli derslerden not alır, sonunda kendisine bir karne verilir, dersini iyi çalışanlar pekiyili karnelerle sevinirken kırık notu olanlar hem kendilerini hem de ailelerini üzerler. Okul bir eğitim ve öğretim yeridir. Öğrencinin iyi notu da kötü notu da mutlaka olacaktır. Kırık notlardan ders alıp, öğretmenlerinin verdikleri ödevleri günü gününe yapanlar sonunda zayıf olan notlarını pek ala “pekiyi” notuna çevirip, yollarına başarıyla devam ederler. Hayatta böyledir, inişli çıkışlı çeşitli grafikleri vardır. Önemli olan hayata dört elle sarılmak, her gün iyisini ertesi gün daha iyisini yapma peşinde koşmaktır. Kimin ne dediği, ne söylediği, duygularına kapılıp; sürekli çok sesli koronun birbirinden farklı cırtlak seslerinin çıkardığı kötü bir armoniye kulak kabartırsanız kafanız allak bullak olur. Duygularınız dağılır, sonunda da size tuzak kurmak isteyenlerin kem gözle bakıp, kem sözler söyleyenlerin varmak istedikleri noktaya kendi ellerinizle imza atarsınız. Hayat böyle değildir. Hayat insanın bildiği doğruların peşinden koşması, dolayısıyla yüreğinin gittiği yere kadar gitmesidir. Kötüler her zamana vardır, her daim olacaktır. Ama şunu hiç kimse unutmasın ki sonunda iyiler kazanır.

 

ESMA-ÜL HÜSNA

*EL-ALİYY: Yücelik ve şeref sahibidir. (Her kim bu ismi şerif üzere devam etse ve beraberinde bunu bulundursa, insanlar içinde kıymeti düşük ise Allah’u Teala onun kıymetini yükseltir. Fakir ise Allah onu zengin eder. Yolcu ise ona dost olur ve onu salimen beldesine ulaştırır.)

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.