DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

TOPLUMSAL CİNNET HALİ

Biz hiçte alışık olmadığımız acı ve üzücü olaylar yaşıyoruz. Önceki gün Gölcük’te yaşanan bir aile faciası hepimizi derinden etkiledi. Çok üzüldük. Böylesine feci bir şoku sadece iki aile değil, iki yüz bin nüfuslu Gölcük’ün de atlatması kolay değil. Donanma Caddesindeki manav dendiğinde aklıma ilkin olayın muhatabı isim gelmedi. Zaman zaman alışveriş yapardım. Son derece saygılı ve kibar bir adamdı. Ancak, kimse kimsenin sorunlarını ve derecesini bilemiyor. İnanın öğrendiğimde hem şok oldum, hem de çok üzüldüm. Kolay değil, bir bunalım anı ve dört hayatın bu dünyadan kopup gitmesi. Bu günlere nasıl geldik, düne çok iyi bakmak lazım. Eskiden her mahallede sazı sözü dinlenen son sözü söyleyecek insanlar vardı. Mesela bizim mahallede kadınlarla alakalı akil insan olarak rahmetli Fatma Teyzeyle, rahmetli Fikret Teyze vardı. Onlar konuşur, herkes söyledikleri neyse kabul eder ve her şey tatlıya bağlanırdı. Erkeklerde de rahmetli Nihat Amca ile rahmetli Halit Amca vardı. Çok bilgili çok tecrübeli akil insanlardır. Benim rahmetli Hakkı Babam da tersanedeki keşiş bürosunun son sözü söyleyecek babasıydı. Ona boşuna “Baba Hakkı” demediler. Toplum böyleydi. Öyle olunca da gürültü patırtı çıkmaz insanlar çok zor şartlar altında geçinse dahi fırtınalar kopmazdı.

KİMSE KİMSEYİ TANIMAZ OLDU

Gölcük 17 Ağustos 1999’da Asrın en büyük felaketini yaşadı. Allah bir daha o günleri göstermesin. Çok acı günlerden buralara geldik. Büyük deprem sonrasında ilçemiz dışarıdan çok büyük bir göç aldı. Bugün Gölcük o günlerin göçünün sıkıntılarını yaşıyor. Bir türlü uyum ve entegrasyon sağlanamadı. Gençler arasındaki kavgalar, uyuşturucu kullanımları, hırsızlık gibi olaylar, bir türlü sağlanamayan o günlerin ürününden başka bir şey değil. Hoş Gölcük’te 400-500 yıllık bir geçmiş yok. Burası Donanmanın gelmesi ve Gölcük Tersanesinin kurulmasıyla oluşmuş bir ilçe. Ne mutlu bize ki, Türk Deniz Kuvvetlerinin en büyük gücü burada. Onun içindir ki, ilçemize Donanma Kenti Gölcük diyorlar. Bu durum üstün özellikli kültürün ilçemize yerleşmesine vesile oldu. Hatırlarsınız, deprem zamanı Gölcük Tersanesinde çalışan ama dışarıdan gelen insanlar, haklı olarak memleketlerine dönmüş, uzun bir süre ilçemize dönmeyenlerin dışında tekrar geldikleri yere dönüp orada yerleşenlerde olmuştu. İşte o zaman Gölcük’ün eski ve yerleşik ahalisi cenazelerini kaldırdıktan sonra Gölcük Tersanesini yeniden ayağa kaldırmak için harekete geçmişler ve o tersane Kasım ayında Gür Sınıfı Denizaltıların üretimine başlamıştı. Bugün Gölcük’te sokağa çıktığınızda tabiri caizse, kimse kimseyi tanıyamaz hale gelmiş. İlçemiz çok karıştı, çok fazla göç aldık. Dolayısıyla bunun getirdiği sıkıntılara bir de Suriyeliler eklenince ki dün bir kaç Suriyeli kapımıza kadar gelerek yardım talebinde bulundu. Tamamen kozmopolit bir toplum haline geldik.

ŞİMDİ NE YAPMALI?

Toplumsal uzlaşı kültüründen ve hoşgörüden hızla uzaklaşıyoruz. O halde Gölcük’ü yönetenler başta çok değerli Gölcük Kaymakamı Adem Yazıcı Beyefendi olmak üzere, Belediye Başkanımız Mehmet Ellibeş, siyasi partilerimizin ilçe başkanları, sivil toplum örgütlerimiz, Gölcük Yüksek Kültür Platformunu oluşturmalı. Buraya Sayın Yazıcı devlet adamlığı tecrübesi, Sayın Ellibeş’te yerel yönetim tecrübesiyle önderlik yaparak, ,ilçemizdeki vatandaşların birbirleriyle kaynaşması yüksek bir toplumsal kültürün oluşması ve huzur kenti sıfatını en güzel şekilde yakalamamız için çaba göstermeli. Gölcük Donanmasını da bu işin içerisine katarak, Anaüs Komutanımızın da Donanma Kenti Gölcük efsanesini yeniden yakalanması adına katkıları sağlanmalıdır. Birbirimizle konuşursak, birbirimizle anlaşırsak ilçemizin derin sıkıntılara ve bizi üzen olaylara sürüklenmesinin önüne geçeriz. Bence bunun ilk adımı komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesidir. Hemşeri komşuculuğunun yerine Gölcük komşuculuğunun ön plana çıkması hepimizin hayrına ve faydasına olacaktır. Çünkü birbirimize karşı anlaşılmaz bir şekilde tahammülsüzlük gösteriyoruz. Çıkın sokaklara yanlış yere aracını park eden insanlar dahi ikaz edenlere posta koyar hale gelmiş. Yolda kimse kimseye nezaketen yol vermiyor. Araçları neredeyse birbirlerinin üzerine sürüyorlar. Böyle bir şey olmaz, çünkü dostluğu sağlayacak ve herkesi ortak noktada buluşturacak duygu bütünlüğünden maalesef yoksunuz.

 

ESMA-ÜL HÜSNA

EL-BATIN: Zatıyla gizlidir. (Her kim bu ismi şerifi otuz üç kere okursa Allah’u Teala onu latif sırlar ehlinden eder.)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.