DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ÇİN İŞİ JAPON İŞİ

13.04.2016
1.281
A+
A-

Nereden çıktı bilmem ama, dilimize pelesenk olmuş bir laf var. Çin işi Japon işi bunu yapan iki kişi, biri erkek biri dişi. Şu lafı kestirmece çocuk deseler olmaz mıydı? Herhalde biraz gırgırına kaçtılar. Gölcük’te tuhaf şeyler oluyor. Fırıncılar ekmek fiyatları zamlansın diye neredeyse gösteri yapacaklardı ki, fiyatlar 1,25 oldu. Ahaliden her zaman olduğu gibi fazla bir ses çıkmadı. Kırk yıl önce olsaydı, ekmeğe saygı yürüyüşü yaparlardı. Şimdi demek ki, her şey yerli yerinde fazla ses çıkmıyor. Enteresandır ki işi yine fırıncılar bozdu, kimi 75 kuruştan kimi de 1 liradan ekmek satmaya başladılar, bu defa ahali ekmeğin ucuzladığına sevineceğine “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” demeye başladı. Öyle ya bir anda bir ekmeğin fiyatı elli kuruş ucuzladı. Oldu, dediler ki; fırınlar arasında rekabet var. Ekmek aslında satıldığı fiyattan değil ama rekabet nedeniyle zarar etseler de ekmeği düşük fiyattan satıyorlar. Kamuoyu epey çalkalandı bizler bir sürü haber yaptık, sonunda ne olduysa rekabet bitti ekmek yine aynı fiyattan satılmaya başlandı. Rekabet ve serbest piyasa koşulları her zaman önemlidir. Ancak rekabette, önemli olan unsurun her zaman kalite olduğunu düşünmüşümdür. Mesela fiyatı ne kadar pahalı olsa da bir yerde suni yumurta, diğer yerde köy yumurtası varsa; ben iki tane yerine bir tane yerim ama köy yumurtası yerim.

TENEKE MAHALLE’NİN RAHMİ ABİSİ

Bazı haberler vardır, duyduğunuzda içiniz cızlar, şaşırırsınız, tabi ki de üzülürsünüz. Önceki gün Teneke Mahalleden meşhur Rahmi Abimizin vefat haberi ile sarsıldık. En küçük kardeşi Gülten konuyu Facebook’ta paylaşınca haberimiz oldu. Anında aramızda bir telefon zinciri başladı. Yine Teneke Mahallenin yetiştirdiği değerli ağabeylerimizden olan emekli Pilot Albay Erkan Filiz’i aradım. Ne de olsa Ulaşlı’da oturuyor haberi olmamıştır dedim. İlk lafı “vah yavrum vah” oldu. E kolay değil, çocuklarının birlikte geçtiği candost can kardeşlerinin vefatı özellikle onları daha fazla üzüyor. Sonra Osman Karabacak’ı aradım. Aynı mahallede aynı sokaklarda büyüdük. Onunda ilk lafı “vay be demek ki Teneke Mahallenin Rahmi abisi öldü” oldu. Bir mahalleye kendini ağabey olarak kabul ettirmek zordur. Rahmi Kurakbelli o Ağabeyliği en güzel şekilde yapan nadide insanlardan biriydi. Dün ikindi namazına müteakip Kavaklı Camiinden kaldırılan cenaze merasiminde Teneke Mahalleliler bir kez daha ama bu defa bir acıda buluşmak üzere bir araya geldiler. Bizlerin çok yakın aile dostları olan Kurakbelli Ailesinin değerli evladı Rahmi Ağabeye Allah’tan rahmet, kederli ailesi yakınları ve Teneke Mahallelilere sabırlar ve baş sağlığı diliyorum. Ruhu şad mekanı cennet olsun.

DOĞRULUK

Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri’ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri’nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla:

– Hasan Basri’yi (r.a.) gördün mü? diye sordular.

O gayet sakin:

– Evet, dedi.

– Nerede?

– İşte şu kulübemde…

Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri’ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip:

– Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler.

– Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne?

Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri:

– Ey Habib! Biliyorum ki Rabb’im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi.

Hazreti Habib mahcub bir şekilde:

– Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah’tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de götürürlerdi, dedi.

Tevil yapmaya, bir zalimin elinden bir mazlumu kurtarmak için, yalan söylemeye ruhsatın olduğu yerler olsa bile, efdal olan, eğer Habib-i Acemi Hazretleri gibi bir teslimiyetiniz varsa, doğruyu söylemektir.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.