Çayımı içim gelirem
Bir gün Erzurum kahvelerinden birinde insanlar iftar vaktinin gelmesini beklerken o anda içeriye biri hızla ve şiddetle girmiş: -Abi çabuk goşu gelin bi tenesi orucuni basır cigara içirdi gözümün ögünde kahveden biri cevap verir: -Ola tamam bi dur neye fenikisen ambu çayımi içim gelirem.
Çömlek hesabı
Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca’nın yaramaz oğlu,muziplik olsun diye. Bir zaman sonra arkadaşları:
-Bugün Ramazan’ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca’ya. Hoca’da:
-Şimdi eve gider öğrenirim, der ve evinin yolunu tutar.
Çömleği boşaltır; bir sayar, iki, üç sayar… Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca.
– Arkadaşlar, bugün, Ramazan’ın kırkbeşi” der.
Hoca’nın bu cevabına gülüşür ve aralarından biri:
-Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan’ın kırkbeşi olur mu? diye itiraz eder.
Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle:
-Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan’ın yüz yirmi beşi!”der.
Deniz oruç bozar mı?
Birgün Naim Hoca`ya sormuşlar;
-Denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye.
Naim Hoca şöyle cevap vermiş;
– Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre…
Gökte Misafir Edilen Ne Yer?
Nasreddin Hoca, Ramazan ayı boyunca vaazlar etmek, namazları, teravihleri kıldırmak üzere evine uzak bir köyde işe başlamış. Hoca’ya köyde bir oda tahsis etmişler. Görevi kısa süreli olduğundan Hoca ailesini getirmemiş, odasında tek başına kalıyormuş.
Köyde vaaz ederken bir ara Hz. İsa’nın göğe çekildiğinden söz etmiş. Camiden çıkınca yaşlı bir kadın yanına yaklaşıp :
– Hoca efendi, Hz. İsa göğe çekildi dedin, ama orada ne yeyip ne içtiğini anlatmadın!
Hoca:
– Bre kadın, günlerdir bu köyün misafiriyim. Bir gün olsun misafirimiz ne yer ne içer demediniz de, gökte misafir edilen Peygamberin ne yeyip ne içtiğini soruyorsun ! demiş
Halim Mecalim yok
Sohbet sırasında Bektaşi’ye sormuşlar:
-Baba Erenler niçin oruç tutmazsın?
Bektaşi’de mazeret hazırdır:
-Vallahi tutmak isterim ama halim mecalim yok.
Bektaşi’yi zorda bırakmak için bir soru daha sorarlar:
-İftara çağırsalar gider misin?
-Doğrusu ne yapar eder giderim.
Bektaşi’nin bu cevabına itirazlarını bildirirler:
-Bu nasıl olur? Allah’ın emrini dinlemiyorsun da kulların davetini kaçırmıyorsun!
Bektaşi’nin cevabı hazırdır:
-Bunda şaşılacak ne var? Bilirsiniz ki Cenabı Hak merhametlilerin merhametlisidir ve affedicidir. Fakat insanlar böyle midir? Onlar, en küçük bir sebepten güceniverirler. Bunun için kulların davetlerini kaçırmamak gerekir
İtibar
Softanın biri Bektaşinin önüne geçti:
-Ey Erenler; iyisin, hoşsun, ilim irfan sahibisin; bir de oruç tutup, namaz kılsan, bizim nazarımızda da itibarın olur o zaman, dedi.
Bektaşi gülümseyerek:
-Sizin nazarınızda itibar kazanmak için, Tanrı önündeki itibarımı zedeleyemem, dedi.
Nasıl Yetişeceksin
Sultan II.Mahmud Han zamanında bir zât, Ramazanda bazı ahbab ve tanıdıklarını iftara davet etmiş. Meşhur şair İzzet Molla da davetliler arasındaymış.
Yatsı ezanı okunmuş, cemaatle namaza başlamışlar. İmamlık eden zât, namazı neredeyse iki secdeyi bir edecek kadar acele kıldırıyormuş. Çok kısa zamanda sonuncu rekatın tahıyyatına gelmişler. O aralık dışarıdan bir adam gelip namaz kıldıklarını görünce:
-Hazır abdestim varken ben de cemaate yetişeyim, diye düşünüp safa dahil olacağı sırada cemaat selam vermiş.
İzzet Molla dönüp adama şöyle demiş:
-Be adam! Biz içinde iken yetişemiyoruz, sen dışarıdan gelip nasıl yetişeceksin?
Niyet
Bektaşi’ye, sahurda sorarlar:
– Oruca nasıl niyet etmeli?
Bektaşi, tıka basa yedikten sonra cevap verir:
– Dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım diye niyet edip ağzını çalkalamalı.
Oruç farz sahur sünnet
Adamın biri hergün hanımını zorlayarak sahura kaldırıyor yemek hazırlatıp sahur yiyormuş sonrada orucu.
Birgün beşgün bu böyle sürerken; kadın artık dayanamamış ve:
-Ula herif sende hiç vicdan yokmu orucu tutmuyorsun bana zorla sahur hazırlatıyorsun, demiş.
Adam:
-Oruç farz.sahur yemek sünnet değilm?i diye sormuş
Kadın:
-Evet demiş
Adam:
-E hanım farzı yapmıyorsak sünneti demi yapmayalım, demiş.
Oruç gitti ama
Oruç tutan Bektaşinin biri pek fena susamış. Vakit geçirmek için kırda giderken bakmış gürül gürül akan bir çeşme… Adeta kendinden geçmise bir halde ağzını dayayıp lıkır lıkır içmeye baslamış
-Aman erenler ne yaptın? Oruç gitti, diye seslenmiş.
Bektaşi, ağzınıniki yanından süzülen sular bağrına doğru inerken cevap vermiş:
-Oruç gitti, ama fakire de can geldi!