DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

EKONOMİK TEDBİRLER BİRAN ÖNCE ALINMALI

10.08.2016
1.017
A+
A-

Türkiye dünya tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş hain bir darbe girişimi yaşadı. Allahtan muvaffak olamadılar. Ülkenin iç savaşa sürüklenebileceği karanlık günler millet tarafından aydınlatıldı. Çok önemli ve hayati olaylar da millet olmak çok önemlidir. Binlerce yıllık geçmişe sahip olan büyük Türk milleti her zaman silkinmiş kendine dönmeye başarmış ve kendine kumpas kurmak isteyen hainlere gereken cevabı vermiştir. Dünyanın aya çıkıp marsta hayat aradığı bir dönemde bizim adımızın darbelerle anılıyor olması ne acı. Bu millete bu kötülüğü yapanlar ne bu dünyada nede ahirette hesap veremezler. Şükür ki normal hayat seyrine dönmeye başladı. Yaşantı deyince öncelikli aklımıza ekonomi geliyor. Sıcak günlerin daha da körlenmemesi için ekonomik tedbirlerin acil olarak hayata geçirilmesi gerekir. Bildiğiniz gibi ticaret genelde çek ve senetle dönüyor. Yaşadığımız olaylardan sonra ekonomik boyutta aşırı dalgalanmaların olmaması için bir an önce tedbir alınmalı. Öyle ya çek verdiniz veya çek aldınız bir çok iş yerine veya kuruma el konulduğuna göre orada yaşanacak olumsuzluklar bir zincir halinde yayılmamalı. Aksi takdirde ekonomide büyük dalgalanmalar yaşanabilir ve travmanın boyutları ticari hayatta zor günleri başlatabilir. İnşallah bütün bunlar mutlaka düşünüldü ve tedbirleri bir an öncede alınır.

ÇOCUK BANA NE DEDİ

Sabahleyin bir markete girdim. Annem bir kaç parça sipariş vermişti. Bende bir paket sigara aldım. Marketin içi klimalar nedeniyle buz gibiydi. Sıcaktan bir anda soğuğa girince kasada ki çocuğa oğlum bu ne hal siz milleti öldürmek mi istiyorsunuz dedim. Yüzünden buram buram ter akan 13 yaşlarında bir çocuk bana dönerek o senin elindeki yani aldığın sigara öldürmüyor mu dedi. Biraz şakalaştık ben sigaraya yeni başladım deyince bu zamana kadar içmediysen şimdi neden içiyorsun dedi. Sonrada ama bizim okulda benim arkadaşlarım sigara içiyorlar deyince 13 yaşında olduğunu söyleyen bu güzel talebe onlar kendini çok küçük yaşta zehirliyorlar ama benim sigara içmeye hiç niyetim yok dedi. Şimdi şöyle düşündüm bir talebe 13 yaşında sigara içiyorsa vay halimize. Herkes bunu çok iyi düşünmeli. O çocuklar o yaşta sigaraya niçin alıştı? Nasıl bir nesil yetiştiriyoruz? Bunlara kafa yormadığımız tedbirlerini de almadığımız sürece Türkiye’nin yarınlarını ne olacağını varın siz düşünün.

PAZARDA HAVA SICAK OLUNCA

Hatice teyze kendini epey unutturmuştu. Hani bizde özlemedik değil. Dün gazeteye öyle bir girişi vardı ki sormayın. Bana çabuk su getir dedi. Felaket bir şekildi terlemiş yüzü terden boncuk boncuk olmuştu. Pazara çıktım çokta sinirlendim param yetmediği için hazırladığım listenin tamamının karşılayamadım dedi. Sinirin bundan mı Hatice teyze deyince şimdi beni deli etme benim özel arabam mı var dolmuşa para vermemek için yürüdüm. Zaten hava sıcak perişan oldum dedi. Bende bu defa birazda çekinerek e o zaman geç çıksaydın ya Hatice teyzem deyince öğleden sonra okuma var onun için erken geldim fiyatlar kimi üründe ucuz kimi üründe pahalı. E insanın çanı her şey çekiyor oğul ama neticede hiçbir şey bedava değil. Cebinde ne kadar paran varsa o kadar alıveriş yaparsın. Aldığımız üç kuruş emekli maaşı neye yetsin. Bunun elektriği var, suyu var, doğalgazı var hangi birine yetişelim. Eti zaten unutmuştuk da Allahtan kurban bayramı geliyor. Allah kabul etsin kurban kesenler gönderir de tenceremiz et görür. Hatice teyze suyunu içtikten sonra içini döküp bana da bir dizi fırça kaydıktan sonra biraz sakinleşti. Ben huysuz ama sevimli ihtiyara bir çay söyledim. Bir yandan çayını yudumlarken diğer yandan da bana dönüp şöyle dedi “Yaz gazeteci yaz bunları bak kurban geliyor bize de hükümet kurban alacağımız miktarda ikramiye versin. Hiç olmazsa kolu komşudan et bekleyeceğimize kendi kurbanımızı kendimiz keselim. Olmaz olmaz deme sakın ölümden başka her şeye çare var oğul. Her yere para bulunuyor da sıra biz emeklilere gelince mi fazla geliyor. “ içini epey boşaltan beni de sünger gibi kullanan Hatice teyze hadi bu kadar yeter şimdi evin yolunu tutma zamanı dedi. Bende atla bakalım arabaya seni ben bırakayım elin kolun dolu bu sıcakta yürüyüp yeniden terleme dedim. Hiç itiraz etmedi evine kadar bıraktım. Tam inerken yazmayı sakın unutma yarın bakacağım dedi. Bende ona verdiğim sözü tuttum ve yazdım.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.