DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

PREVEZE DENİZ ZAFERİ

26.09.2016
1.121
A+
A-

Biz binlerce yıllık tarihimizde ordu millet olduk. Dünyanın dört bir yanına at koşturduk, yelken açtık. İnsanlığın doğuşu sanki Türk milletinin var oluşuyla özdeş. Nice imparatorluklar kurduk, fetihler yaptık. Dünyaya adalet dağıttık. Düşmanın korkulu rüyası, dostların da güvencesi olduk. Bizim üzerimize her zaman yedi düvel halinde geldiler. Kendi varlıklarını Türk milletinin yok oluşuna bağlayanlar, binlerce yıldır aynı kavgayı sürdürüyorlar. Bugün Türk Denizcilik tarihinin dünyada eşi benzeri görülmemiş en büyük zaferlerinden bir tanesi. Preveze Deniz Zaferi. Akdeniz’i bir haçlı donanması hakimiyetine sokmak isteyenler, Osmanlıya karşı birleştiler. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki donanmamız, haçlıları perişan ederek Akdeniz’i tam tersine çevirerek, bir türk gölü haline getirdi. Aslında o zaferle birlikte Akdeniz’e komşu olan bir çok devlet kendini çok güvende hissetmesine rağmen haçlı sürekli olarak yeni hinlikler ve entrikalar peşinde koştu. Dedik ya biz ordu milletiz. O dönemde hava gücü olmadığı için, karada da denizde de savaşmasını bilen ve bileği bükülmeyen bir dünya devi olarak varlığımızı birlik ve beraberlik içerisinde kaldığımız her süre koruduk. Bugün dünya tarih kitaplarında Preveze Deniz Zaferi haçlı aleminin kahredici üzüntüleriyle yerini alırken, hepimiz biliyoruz ki o zihniyet şimdi emperyalist bir güç olarak karşımızda durmaya devam ediyor. Bugün Türkiye üç yanı denizlerle çevrili olan coğrafyamızda, özellikle deniz gücünde çok güçlü olmak zorunda. Bunun için her zaman ve her an güçlü bir donanmaya ihtiyacımız var. Kendi gemisini kendi yapan, personelini kendi eğiten bir büyük ülke olmak zorundayız. Bu coğrafya başka türlüsünü ne kabul eder ne de kaldırır. Bizim donanmamıza yenilmez armada derler. Şükür ki bu gücümüzü bugünlere kadar korumasını bildik ve başardık. Preveze Deniz Zaferinin 478. Yıldönümü ve Deniz Kuvvetleri Gününü kutlarken, başta Kaptan-ı Derya Hayrettin Paşa olmak üzere tüm kahraman denizcilerimiz bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyoruz.

TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU

Merkezi ABD’de olmak üzere çeşitli kredi derecelendirme kuruluşları zaman zaman ülkelerin finansal yapısıyla alakalı olarak açıklamalarda bulunuyor. Bizde bu kurumlara para öderiz. Menşei dışarda olup ta Türkiye’nin içine ışık verecek bir derecelendirme kuruluşu düşünmek bence biraz safdillik olur. Onlardan hiç bir zaman ne medet umdum, ne de ah keşke bizim puanımızı bir kaç adım ileriye taşısalar dedim. Belli ki, Türkiye ile ilgili kriterler finansal açıdan değil, genellikle siyasal açıdan değerlendirmeye tabi tutuluyor. 15 Temmuz gibi alçak bir darbe girişimi sonrasında ne borsada ne dövizde ne de altın fiyatlarında kaosa neden olacak gelişmeler olmamasına rağmen bence emperyalistlerin bir oyunu olan bu kuruluşlar bize göz dağı vermek istiyor. Evet bu notlar ülkemizde iç piyasayı etkilemez diyoruz ve böyle düşünüyoruz. Bakın buradaki handikap şudur, gerek özel sektör gerekse devlet bankaları yurtdışından çeşitli Sendikasyonu kredileri kullanıyor. O kuruluşların bizler adına açıkladığı notlara göre alınan krediler de faiz oranları ya yukarıya doğru çıkar ya da aşağıya doğru iner. Dolayısıyla düşük puan yurtdışından ve üstelik döviz bazında bir tık daha pahalı kredi kullanmamıza yol açacağı için bunun etkileri ister istemez iç piyasada da görülecektir. Dolayısıyla Türkiye yurtdışından ne kadar az krediyi ülke sınırları içerisine sokarsa o kadar rahat eder. Her ne kadar bizlerle ilgili değerlendirmeler siyasi olsa da maalesef sonuçları parasal olarak hepimize olumsuz yansıyacaktır.

REŞİT SEN SÖYLE SEN İŞİT

Ne yaparsanız yapın, birilerine laf anlatmanız mümkün değil. Eskiler bu tiplere reşit sen söyle sen işit derlerdi. Günümüzde de NATO kafa mermer kafa diyorlar. Belli ki kültürle hiç buluşmamışlar. Edep konusunda ne tür bir handikapları varsa kendi çıkarları için bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Bunlar için toplumun huzuru hiç önemli değil. Varsa yoksa bencillikleri ve kendi çıkarları. Diyeceksiniz ki bu satırlarla neyi anlatmak istiyorsun? Hemen söyleyeyim. Trafik magandalarından bahsediyorum. Kural kitap tanımayan bildiğini okuyan kültürsüz ve ukala insanlardan bahsediyorum. Ne yazık ki sayıları her geçen gün azalacağına artıyor.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.