KAVAKLI’DA CUMA VAAZI
KAVAKLI’DA CUMA VAAZI
Cuma Namazlarını değişik camilerde kılmayı severim. Dostları arkadaşları farklı insanları görmek, kimi zaman önceki Cuma Kavaklı Camiinde dinlediğim gibi güzel bir vaaz- nasihat almak pek keyifli oluyor. İşte size bir tesadüfün sonucu yolumun düşmesi nedeniyle Kavaklıda kıldığım Cuma namazında o gün misafir olarak ilçemizde olan yurtdışında görevli değerli bir hocamızın bizlere aktardığı. Hollanda’da görev yaptığı sırada bir tutuk evinde Suriyeli bir genç yanına gelmiş. Şiilerin gittiği caminin yanı sıra bir de Sünni Müslümanların gittiği cami varmış. Sünnilerin imamının hoş sohbeti onların bulunduğu bölgeye kadar gelmiş. Şiilerin devam ettiği caminin imamı o vaazı güzel, sohbeti güzel hocayı kendi camilerine davet etmiş. Belirlenen gün geldiğinde Şiilerin camisinde kalabalık bir cemaat eşliğinde misafir Sünni hoca beklenmeye başlamış. Bir süre sonra hoca içeri girmiş. Ev sahibi imamın yanına oturduğunda misafir hocanın koltuğunun altında ayakkabıları varmış. Şii imam misafirine dönerek, “Hayırdır hocam niçin koltuğunda ayakkabılarla buraya geldin? Bu neyin nesidir?” söylenen bu söz üzerine misafir Sünni hoca “Ben duydum ki, Peygamberimiz döneminde Şiiler camilerden ayakkabı çalarmış, o nedenle ben de tedbir olsun diye ayakkabılarımı yanıma aldım.” Başta Şii imam olmak üzere cemaatinde bir süre şaşkın bakışlarla misafir hocayı izlemesinden sonra Şii imam misafir imama dönerek “ya hu hocam, peygamberimiz döneminde Şiilik mi vardı?” demiş. Bu cevap üzerine Sünni İmam “işte bende size tamda bunu anlatmak istedim”” cevabını vermiş. Öyle ya sevgili peygamberimiz döneminde mezhep diye bir şey yoktu. Yüce Yaradan Allah onun insanlığı aydınlatmak için gönderdiği Kur’an-ı Kerim ve elçisi Hz. Peygamber. Bugün ise maalesef İslam dünyası çeşitli gruplara bölünmüş. Yüzlerce farklı tarikatlar var. Bu konu İslam’ın birliğine hiçte uygun değil. İşte yurtdışından ilçemize misafir gelen bu değerli insan, herkese çok güzel bir ders verdi.
CUMHURİYET
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk en büyük eserim dediği Cumhuriyeti şöyle tarif ediyor, Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller demektir. Önceki gün 93. Yılını idrak ettiğimiz, kutladığımız Cumhuriyet bayramımız bu büyük devletin dünya durdukça yoluna ilelebet devam edeceği tek rejimdir. Cumhuriyet adı üstünde halkın kendini idare edecekleri, kendisinin seçmesi demektir. Dünya toplumuna baktığımızda bulunduğumuz coğrafyada cumhuriyet rejimini en uzun soluklu idame ettiren sadece Türkiye’dir. Tüm dünyaya baktığımızda Amerika’nın kuruluş ilkeleri de Cumhuriyete dayansa da orası federal bir yapıya sahip olduğu için, bizdeki üniter yapının tamamen dışındadır. Avrupa Coğrafyasında ilk Cumhuriyet hareketi 1789’daki Fransız İhtilalinden sonra ortaya çıkmış olsa da bu sürdürülememiş ve Fransa De Gaulle kadar ki o tarih 1958’dir, beş kez Cumhuriyet denemesinde bulunmuştur. Bugün ne yazık ki dış mihrakların adi ve alçak saldırılarına karşı içimizdeki hainlerle birlikte yıkmaya çalıştıkları Cumhuriyet için tüm dünyaya yine büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu güzel sözüyle cevap verelim, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Cumhuriyeti içine sindiren nesilden nesile taşıyan bir büyük milletin evlatları olarak görüyoruz ki o eşsiz liderin sevgisi içimizde her geçen gün biraz daha büyüyor. Anıtkabir’i ziyaret eden minicik çocuklar, gencecik insanlar ve bütün bunların yanı sıra sakalına ak düşmüş dedeler, bembeyaz saçlı nineler ellerinde ay yıldızlı bayraklarla Anıtkabir’e koşuyorsa, Cumhuriyetin ilelebet payidar kalacağına dair en büyük ispatta budur. Gölcük’te Cumhuriyet Bayramı kutlamaları tabi ki oraya gelen insanların muhteşemliğini ve inançlarını da yansıttı. Değirmendere’de yapılan Cumhuriyet yürüyüşündeki muhteşem kalabalık bizlerin bir kez daha göğsünü kabarttı. Aslında hepimizin geldiği noktada yararlandığımız en büyük nokta cumhuriyettir, en güzel gerçek odur. Bugün Türkiye’de kim neredeyse, sadece ve sadece Cumhuriyet sayesindedir. Halde bizlerin görevi cumhuriyeti her geçen gün yükselen bir değer olarak korumak ve gelecek nesillere taşımaktır.