ÇAĞRI KARŞILIK BULDU
Son günlerde dövizdeki artışın tedirgin eden boyutlara ulaşması bir büyük hamle getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm yurda çağrıda bulunarak “Dövizlerinizi Türk parasına çevirin” dedi. Görüyoruz ki bu yüksek oranda karşılık buldu. Başta bankalar olmak üzere döviz bürolarının önlerinde kuyruklar oluştu. Önemli bir adım olarak görüyorum. Aslında son derece önemli bir hamle. Ahali sadece döviz bozdurmuyor, esnafta döviz bozduranlar makbuzlarını bize getirirse o günkü yemek bedava veyahut çay bedava, tost bedava, tıraş bedava gibi destek amaçlı önemli bir katkı sağlıyorlar. Ülke genelinde bu hamleler artarak karşılığını bulduğunda sadece döviz düşmekle kalmayacak. Aynı zamanda halkın da kritik anlarda o handikabı aşmak için göstermiş olduğu fedakarlığın fotoğrafını da tüm dünyaya yollayacak. Kaç gün sürer ne kadar sürer bilemeyiz. Ancak mesela Dolar; üç liranın altına indiğinde ekonomik veriler olması gereken yerlere gelerek, Türkiye’de devletin ve halkın gerektiğinde her türlü krize birlikte el koyabileceğinin de mesajını vermiş olacak. Bu çağrı gerçekten son derece önemli. Karşılık bulması çok ta önemli. Döviz uluslararası toplumların ticaret alanında Dolar ve Euro olarak ele aldığımızda son derece önemli bir erguvanı rezervlerinde yeteri kadar döviz bulunduran ülkelerin ekonomilerinde rahat ettiklerini görebiliyoruz. Bizimkisi ise, tüm dünyadan farklı ve sıra dışı bir hadise. Bu zamana kadar dünyada olmayanı yapan milletin de bozdurduğu dövizlerle sonunda mutlaka bir rakamı ortaya çıkacak. Hadi bakalım hayırlısı olsun.
HIRSIZLIĞIN BÖYLESİ
Bir kere çalmak hem günah hem de ayıp. Hırsızlar cezaevlerinde dahi en itibarsız olanlardır. Onlardan daha itibarsızları vardır, olmaması mümkün değil. Ama hırsızlık alçaklığın farklı bir versiyonu. Şimdi dün, adam ekmek parası için direksiyonun başına geçmiş yolcu taşıyor. Paralarda hemen direksiyonun yanındaki tablada bulunuyor. Arkadan bir araç hafifçe arabaya çarpıyor. Amaç şoförü direksiyondan indirip, kazaya bakmasını sağlamak. Öyle de oluyor. Öyle ya, adamın ekmek teknesi. Aşağıya iniyor, aracının arkasına geçiyor, orada meşguliyet devam ederken, iki hırsız minibüsün içinde yolcu da olmasına rağmen elini direksiyonun önündeki tablaya uzatıyor ve oradaki paraları çalıyor. Haberde öğrendik ki, çalınan paranın da miktarı 270 lira. Bunun açıklaması şu, hırsız her şeyden önce alın teri ve emeği çalar. Şoför adam, sabahın kim bilir hangi vaktinden hırsızlığın olduğu ana kadar kaç kilometre direksiyon salladı. Kim bilir kaç tur attı. Belki yemek bile atışmalarla geçişti. Bunları bilemiyoruz. Bildiğimiz ise, hırsızların adice ama tilki kurnazlığıyla yürüttükleri kötü bir plan.
Ayının Dostluğu
Bir ejderha, bir ayıyı yakalamış parçalamaya çalışıyordu. Yiğit bir adam, yolda giderken ayının bağırmalarını duydu. Hemen koştu, her ne kadar ejderha daha güçlü idiyse de, o adamın hem gücü hem de hilesi vardı.
Ayı, ejderhadan kurtulunca Ashab-Kehfin köpeği gibi o adamın peşine takıldı. Adam hasta olup yere baş koyunca da ayı onu bırakmadı, başında beklemeye başladı. Oradan geçen birisi:
– Ey kardeş, dedi, bu ayıyla ne işin var? Adam, ejderha olayını anlattı. Bunun üzerine o şahıs:
– Ayıya güvenme, dedi, ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir.
– Sen bunu hasedinden söylüyorsun. Ayıya bakma, bana olan sevgisine bak.
– Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir. Benim bu hasedim onun sevgisinden iyidir. Gel benimle bir ol da o ayıyı uzaklaştır gitsin!
– Git başımdan hasetçi herif, kendi işine bak!
– Ben bir ayıdan daha aşağı değilim ya. Başına bir şey gelecek diye yüreğim titriyor. Sakın böyle bir ayı ile ormana gitme!
Bu sözler adamın kulağına girmedi:
– Git başımdan, dedi.
– Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen kendine iyilik etmiş olursun.
– Uykum geldi, beni bırak, işine git!
– Benim gibi bir dosta uy da, himayemde uyu. Adam:
– Bu galiba bir katil, diye düşündü, uyuyunca beni öldürecek. Ya da benden bir şey umuyor, bir dilenci.
Adamın yola gelmediğini gören nasihatçi kızarak ve içinden “La havle…” diyerek oradan ayrıldı.
– Ben ona ciddiyetle nasihat ettim, o ise benden daha kötü şüphelendi, diye düşündü.
Adam da uyuyakaldı. Yüzüne sinek konuyor, ayı da onu kovalıyordu. Sinek kovulunca kalkıyor, fakat inadına tekrar aynı yere konuyordu. Bu böyle sürüp gitti. Ayı, sineğe kızdı, gitti kenardan koca bir taş getirdi. Sineğin yine adamın yüzüne konmuş olduğunu görünce, o koca taşı sineğe fırlattı. Taş, uyuyan adamın yüzünü paramparça etti.
Ahmağın sevgisi, ayının sevgisidir. Kini sevgisi, sevgisi kinidir. Ahdi gevşek, sözü büyük, vefası zayıftır.