DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

BAYRAĞIN ANLAMINI SEVDALI OLANLAR BİLİR

23.01.2017
1.075
A+
A-

Biz ki bu toprakların yüzlerce yıldır sahibi, vatanımızı bayrağımızı seven, ona gönülden bağlı, devletimiz için ise ebet müddet diyenlerdeniz. Öyle coşkulu ve heyecanlıyız ki güne Gençlik Marşıyla başlayıp, İzmir Marşı’yla devam ederiz. Ankara’nın Seymenleri bize candır, İzmir’in Efeleri içimizdeki en büyük heyecandır, Erzurum’da Dadaşla gururlanırız, Elazığ’da Gagkoş’la derin bir nefes alırız, Akdeniz’in Yörükleri dağlar dağlar dumanlı dağlar şarkılarıyla burası bizim der, Trakya’da suyun öbür tarafının çocukları taa Selanik’ten başlamak üzere Ankara’ya selam eder, Karadeniz’in yiğit uşakları en çetin şartlarda hayata tutunan bizim çocuklardır, Konya’da Mevlana’dır rehberimiz semazenlerle birlikte süzülürüz, Isparta’nın gül kokusu taa Gölcük’ten dahi hissedilir, mis gibidir Aydın’ın incirleri, geç oradan Balıkesir’e Altınoluk’ta dünyanın en güzel oksijeni, sabahın erken saatlerinde bir melodi tatlığında ve lezzetinde ezan sesiyle uyanırız, okullar İstiklal Marşı’yla haftaya başlar. Bu memleket bizim kardeş! Dağlarıyla, ovalarıyla, denizleriyle, gölleriyle, akarsularıyla, yollarıyla, her şeyiyle bizim. Biz bayrağın anlamını bilen onun sevdalısı ve aşıkları Türk Milletiyiz. Biz zamk gibi yapışmışız birbirimize, kimi çayda çıra oynarız, kimi horon teperiz, kimi yerde üç ayak, kimi yerde davul zurna. İşte biz böyleyiz. Hayatın bütün renkleri bu ülkenin üzerindedir. Gök kuşağı gibiyiz hepimiz, güneşte bizim, ayda bizim, yıldızlar da bizim. Kimi zaman bir büyük gök gürültüsü ile yağmur olarak yere düşeriz. Her birimiz o yağmur suları gibi berekettir ülkemize. Hiç kalbimizi karartmadık, gözümüzü köreltmedik, dilimizde Allah Ekber sesleriyle Mekke’de, Medine’de, İstiklal Marşıyla Ankara’da hep coştuk, hep coşturduk. Bu topraklar ki bize Atalardan emanet, ama biliyoruz ki gelecek nesiller için de yüreğimizde taşıyacağımız canımızla kanımızla savunacağımız en yüce emanet. El alemin bilmem kaç karat elmasından daha değerlidir benim çakıl taşlarım. Orada şehidimin şühedanın kokusu vardır. İşte bak, ben bu dilden anlarım. Ben Cumhuriyetim; fikrim hür, vicdanım hür, irfanım hür. Ben her yerde bayrağım; gönlüm, gözüm, her yerim hür. Biz ki, insanoğlu olarak zaten hür olarak “merhaba” dedik bu dünyaya ve ne kadar şükretsek azdır ki İslam’ı hiç zahmet çekmeden bulduk bu topraklarda. Yüce Peygambere ümmet olmanın şerefi en güzel kitaba rehber kabul etmenin feraseti, Rabbe kul olmanın da coşkusu var bizlerde. Ne mutlu ki, büyük Atatürk’ün dediği gibi, biz ne mutlu Türk’üm diyenlerdeniz. Dünya durdukça bitmeyecek sevdanın, tükenmeyecek bir aşkın bayraklarıyız hepimiz. Onun içindir ki her zaman önce vatan deriz. Daha ne diyelim, bayrağın anlamını ancak ona sevdalı olanlar bilir. Dalgalandığı her yerde dosta güven, düşmana korku verir. Biz korkmayı hiç bilmedik, bilmeyeceğiz. Bu vatan ebet müddet devam edecek ve hiç kimse unutmasın ki söz konusu vatansa diğerleri sadece teferruat gelecek. Diyelim ki, önce Hu, sonra edep ya Hu ve sonunda da bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

 

DEDİĞİ DEDİKTİR

Temel ile Cemal tuttukları balığın dişi mi erkek mi olduğu konusunda iddialaşmış. Temel çözüm önermiş.

– Yüzbaşıya soralım.

– O ne pilir ki?

– Ama dediğu dediktur.

 

SARIYER

İstanbullu Asker

Askerde İstanbul`lu bir arkadaş acemiliği tamamlamış, kura çekiyor..

Elini torbaya daldırmış, bir kağıt seçmiş.

Komutan:

– Bu mu oğlum?

Asker:

– Hayır komutanım ben Sarıyer` liyim ve sarıyer orduevini istiyorum. İçime doğdu bu kura İstanbul ama Sarıyer değil..

Demiş ve kağıdı açmadan torbaya atmış. Karıştırmış, karıştırmış ve bi kağıt çıkartmış.

Komutan:

– Evladım bu mudur?

Asker:

-Evet komutanım budur.. Kesin hissettim bu sarıyer orduevi…

Komutan kağıdı açmış ve…

-Evladım Sarıyı tutturdun da Kamışı ne yaparsın bilemeyeceğim…

 

ÇAMAŞIR

Çoğunluğunu lazlarğn teşkil ettigi komando bölüğü 10 gündür ormanda, çamurda, aç susuz pislik içinde eğitim yapmaktadır. 11. gün komutan, çavuş Dursun`u çağırır:

– Çavus, 10 gündür bölük gayet iyi bir performans gösterdi, biz de onları ödüllendirelim, bugün çamaşır değiştirebilirler artık.

Dursun:

– Başüstüne Komitanum.

Dursun çavuş bir heves koşarak bölüğü toplar:

– Sizlere çok sevineceğunuz bir haber cetirdum..Komitan izin verdi bugün erat çamaşir degistirecek, sıraya geçin değiştirun. Temel sen İdrisle. İsmail sen Kemalla. Sadik sen Cemalla…

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.