DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

TESADÜF VAR MI?

27.03.2017
1.496
A+
A-

Tesadüf diye bir şey yoktur. Tevafuk vardır.

Tesadüf, kendi kendine olan demektir. Tevafuk ise Allah (c.c) tarafından olan demektir. Hiçbir şey kendi kendine olamayacağı için tesadüf diye bir şey yoktur.

Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle…

Hatta bunların tersi de tesadüf değildir. Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar…

Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan..

Bize gülümseyen küçük bir çocuk, önümüzden aniden uçuveren bir kuş…

Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile, herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal ya da duygusal bir olayın küçük ya da büyük tetikleyicisi olur.

Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi…

Bir martı çığlığı, bir satıcı bağırışı… Alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara…

Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde… Doğduğumuz aile, gittiğimiz okullar, sıra arkadaşımız, sevgilimiz, eşimiz, çocuğumuz vb. gibi..

Her ilişki, farklı bir yönümüzün aynasıdır. Ve bizlerde onlar için birer aynayız.

Farkındalığımız yükseldikçe, durumları ve ilişkileri yaşarken kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrak ile bakabilmeyi başarırsak o ilişki ya da durumu ne için yaşadığımızı kavrarız.

DÜĞMELERİMİZE, EN FAZLA BASAN İNSANLAR EN İYİ ÖĞRETMENLERİMİZDİR

O ilişkide kurban olmadığımızı anlar, ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz. Eğer bunu yapamazsak, o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz.

Bazen, bazı insanların hayatına yalnızca, katalizör olarak gireriz.

Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz.

Yüksek farkındalık içinde kalırsak, yaşanılan durumdan etkilenmeden, arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz.

Özet olarak, en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında… Çünkü bizde en büyük değişime neden olur.

Her karşılaşma kutsaldır. Karşımızdaki insanı olduğu gibi kabul edip o şekilde yaklaşırsak, nefreti, öfkeyi, suçluluk duygusunu o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkum olduğumuz duygusunu ve kini varlığımızdan söküp atarız.

Yaşadığımız her durum, tanıştığımız her insan ÖĞRETMENİMİZDİR.

Öğrenmemiz gerekenleri ne kadar kısa sürede öğrenirsek, iç huzura, mutluluğa, ideal ilişkilerimize ve ruhsal bütünlüğe daha kolay ulaşırız.

Dışarıda mucize aramayın ; Çünkü mucize “SİZ”siniz..

Sevgiyle kalın….

(Alıntıdır)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
18 Ocak 2021
19 Ekim 2020
1 Mart 2021
11 Eylül 2017
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.