DENİZEVLERE NE YAPILACAK?

Gölcük Ford Otosan’la büyük bir sanayi kentine döndü. Binlerce insan o fabrikadan ekmek yiyor. Yan sanayi kuruluşlarının ilçemize taşınması yine Gölcük adına önemli bir kazanç. Dünya devinin hemen yanında Denizevler Mahallesi vardı. Şimdi tarih oluyor. O bölgede oturan insanlara yapılan istimlaklar sonucu çeşitli ücretler ödendiği gibi ev almak isteyenlere de konut verildi. Daha önce Deniz Holding’in topladığı arsaların miktarı kadar bir parayla buluşamayan vatandaşlar bu konuda mutlu olamadılar. Peki Denizevler’e ne yapılacak? Eğer bölgeye yine Ford’un yan sanayi kuruluşları gelecekse, o zaman diğer vatandaşlar da keşke oralara talip olacak o kuruluşlarla pazarlık yapsalardı daha fazla bir ücret karşılığında para almazlar mıydı? Bir başka konu mahalle sakinleri tarafından şöyle dillendiriliyor; Gölcük’te şehrin içerisinde kalan Sanayi Çarşısı kaldırılıyor. Peki o Sanayi Çarşısı buraya kurulsaydı da bizler de Sanayi Çarşısından boş kalan alanda konut sahibi olsaydık. Bu kanıdaki temel tezin altında şu yatıyor; Gölcük’te konutlaşma sürekli olarak yukarılara doğru kayıyor, ilçe neredeyse iş yerlerinin bulunduğu alanlar haline geldi. Merkezin canlanması adına o konutlar orada olsaydı, Gölcük ilçe merkezi olarak daha çok işlerlik kazanmaz mıydı? Konu bu. Aslında Kentsel Dönüşüm ilçemize mutlaka yeni bir renk katacak. Denizevler’de sanayi olur muydu? Yan sanayi kuruluşları olduğuna göre, olmazdı diyebilir miyiz? Peki Sanayi Çarşısının kalkacağı alana konut olmaz mıydı? Bunu da olurdu diye cevaplamak mümkün. Kaldı ki, Denizevler’deki Sanayi Çarşısı Ford’a iş yapan yan sanayi tesislerinden de iş alabilirdi, onlara da bir fayda sağlayabilirdi. Böylece İhsaniye Bölgesinde ağaçlık alanlar varlığını koruduğu gibi, Hisareyn Bölgesinde Sanayi Çarşısı yerine yeşili daha rahat kullanabilme imkanını yakalayabilir miydik? Evet, bakalım Denizevler Mahallesi’nde yıkılan konutların yerine neler yapılacak? Bunu mahalle sakinleri merak ettiği gibi Gölcük te heyecanla bekliyor.

O KUPA SANA YAKIŞTI FENERBAHÇE

Bu sezon futboldan istediğimizi alamadık. Umduğumuzu bulamadık. Basketbolda bir tarih yazarak şampiyonlar şampiyonu olduk ve kupayı İstanbul’da en yükseğe kaldırarak büyüklüğümüzü gösterdik. Fenerbahçe Avrupa Basketbolunun en önemli markası olduğunu gösterdi. En büyük marka. Kendisinden daha fazla bütçeye sahip rakip takımlara rağmen, Obradovic’le yakaladığı başarıyı taçlandırdı. Avrupa’nın en büyük Antrenörü Obradovic ne mutlu ki Fenerbahçe’de. Daha önce sekiz şampiyonluk tadan büyük hoca dokuzuncuyu Fenerbahçe’yle yaşadı. Türk Basketbol tarihinde bir ilke imza atarak Avrupa’nın en büyük kupasını Türkiye’ye kazandıran Fenerbahçe’ye o kupa ne kadar da çok yakıştı. Futbolun görmediği seyirciyi Basketbolda her an yaşayan ve altıncı adamının müthiş desteğiyle şampiyonluğa ulaşan Fenerbahçe aynı zamanda 217 ülkeden izlenen Final Maçıyla, Türkiye’nin de müthiş bir reklamını yapma başarısını gösterdi. Gördük ki, o müthiş heyecanı Galatasaraylı taraftarlar da bizlerle birlikte yaşadılar. Onlar da maça gelerek, ülkeleri adına Fenerbahçe’ye destek oldular.  Spor dediğin zaten budur. Hele hele böylesine milli maçlarda ezeli rekabeti unutup, ebedi dostluğu hatırlayan tek ülke de ne mutlu ki Türkiye’dir.

Yanlış Savunmanın Bedeli

27 yaşındaki bir kadın sürücü, sarhoş bir vaziyette araba kullandığı gerekçesiyle trafik polisleri tarafından yakalanarak mahkemeye sevk edilir.

Kadın, oldukça ağır olan bu trafik cezasından kurtulabilmek için sahasında çok iyi bir avukat ile anlaşır. Avukat, bütün mesleki marifetlerini kullanarak kadını ceza almaktan kurtarır. Başına gelen musibetten ders alıp uslanmayan kadın, beraatini kutlamak için bir bara gidip sarhoş oluncaya kadar içer. Daha sonra da yine sarhoş vaziyette direksiyonun başına geçer. Ve o sarhoş kafayla yolda giderken bir vatandaşa çarparak onu yirmi metre kadar arabasıyla sürükler. Perişan vaziyette hastaneye kaldırılan adam bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayarak ölür. Kadın, hapishanenin yolunu tuttuktan günler sonra, arabasıyla çarparak ölümüne sebep olduğu adamın, kendisini sarhoş araba kullandığı gerekçesiyle ceza almaktan kurtaran avukat olduğunu öğrenecektir. “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir.” (Kur’an-ı Kerim, Şura-30)