DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

NURETTİN ŞENEMRE BÜYÜK AŞK YAŞIYOR

23.06.2017
1.486
A+
A-

 

Aşk dediğin bence ana rahminde başlar. O sımsıkı sarıldığın, yanında huzur bulduğun, nefes aldığın, masmavi gökyüzünü seyrettiğin vazgeçilmez bir tutkudur. Onun sayesinde geleceğe güvenle bakarsın. Kimi zaman senin elini tutar. Zaten o benim elimi hiç bir zaman bırakmadı. Kimi zaman başını koyacağın omuzdur. Nazlı bir gelin gibidir. Kimi zaman ruhundaki en tatlı esintidir. İşte ben aşkı böyle yaşarım. Bir var oluş destanıdır benim aşkım. Onsuz hayatta yapamam. Çünkü ben aşksız ben değilimdir. Her baktığımda içimin açıldığını ciğerlerime kadar oksijenin nasıl coşkuyla dolduğunu çok iyi bilirim. Benim varlığımın sebebidir aşkım. Aslında beni hiç yalnız bırakmadı. Bunu hep bilirim. Ona her zaman minnet ve şükranla bağlıyım. Yüzümü o kadar tatlı bir şekilde okşar ve beni o kadar mutlu eder ki, bir anda dünyanın en hızlı maratoncusu gibi hissederim kendimi. Bana her zaman verdiği güvenle yıllardır mücadele ediyorum. Onu hiç bir zaman incitmedim, incitecek ve üzecek hiç bir harekette yapmadım. Çünkü beni o büyük aşk terbiye etti. Doğduğumda yanımdaydı, çocukluğumda yanımdaydı, gençliğimde yanımdaydı, büyüdüğümde yanımdaydı. Beni hiç bir zaman terk etmeyen, güven veren, “Sen bana olan aşkınla yürümeye devam et” diyen en büyük sevdam, hayatım, canım, varlığımın sebebi; ben ay yıldızı bayrağım. İşte o benim hayatımdaki en büyük aşkım ve sevdamdır. Yarın, mübarek Ramazan Bayramını kutlayacağız. Özgürce, sağlıkla ve huzurla bir bayram kutlamanın vesilesidir benim büyük aşkım. Kırgınlık küskünlük istemez. Her zaman birlik ve beraberlik der. O aynı zamanda bir büyük destandır, sevdadır. Bugün diyorum ki işte Nurettin Şenemre’nin hayattaki en büyük aşkının bana verdiği coşkuyla mübarek Ramazan Bayramınız kutlu olsun, geleceğimiz aydınlık olsun. Birbirimizi sevip sayalım. Gün kucaklaşma günüdür. Bütün tutkulu aşıkların bayramı kutlu olsun.

 

MALİKANE

Vaktiyle, görkemli bir malikâne de yasayan, yaslı, çok zengin bir adam varmış. Malikâne, göz alıcı güzellikte güllerin yetiştiği bir bahçenin içinde yer alıyormuş. Bu yaslı zenginin evine, her hafta belli bir gün, orta yaslı, tatlı dilli bir bohçacı kadın gelir ve yepyeni birbirinden güzel, pahalı kumaşlarını önce adama sonra çalışanlarına sunarmış… Bir gün yine Malikâne’ye gelmiş kadın yeni kumaşlarıyla, bekleme salonuna almışlar onu… Yasli, zengin ev sahibi biraz gecikince sıkılmış kadın ve duvarlarda asili fotoğrafları incelemeye koyulmuş. Adam gelince “Beyim”demis, “gençlik fotoğraflarınıza bakarken düğündüm de, çok ama çok yakışıklıymışsın. Mal mülk para desen, malum. Eee pekiyi de bir adamsın tanıdığım kadarıyla, o zaman niye hiç evlenip aile kurmadın be beyim?”

Adam gülümsemiş ve “madem garibine gitti, anlatayım” demiş. “Ama önce gül bahçesine çik ve bahçemin en güzel ama en güzel gülünü getir,”demiş. “Ama kapiya giderken seç, eve geri dönerken değil!” Kadın şaşırarak “peki” demiş ve çıkmış bahçeye..O büyüleyici güllerin arasında ilerlerken bir türlü karar veremiyormuş. “Su güzel, bu güzel, yok yok belki ileride daha güzeli vardır” diye… Fakat bir bakmış ki bahçe kapısına gelmiş ve duvar dibinde gölgede kalmış bir kaç çelimsiz gülden başka gül yok?! Ne yapsın dönerken seçemeyeceği için ve o güller de güzel olmadığı için eli bos dönmüş.

Adam “Hani en güzel gül?” diye sorunca anlatmış durumu…

Yaşlı zengin demiş ki:

“Anladın mi simdi benim tüm hayatim boyunca niye evlenemediğimi? Doyumsuz olmasaydın eğer daha güzeli, daha iyisi, bunun rengi, bunun dikeni diye… Ve sarılsaydın dört elle sevdiğini, beğendiğini hissettiğin o güzelim güllerden birine, ellerin bomboş olmazdı benim gibi yolun sonuna geldiğinde…

KELEBEK

Üç kelebek geceleyin uçmaktaymış. Uzaklarda bir ateşin parlayan ışığını fark etmişler. Merak bu ya ne olduğunu öğrenmeye girişmişler. Birincisi, ateşin üzerinden uçmuş, geri geldiğinde arkadaşlarına çok parlak demiş. İkincisi, biraz daha alçaktan uçmuş, geri döndüğünde çok parlaktı, nefes alamadım, sıcaktı demiş. Halen anlayamamışlar ateşin ne olduğunu. Üçüncüsü daha da alçaktan uçmuş birden kanatları alev almış, kelebek ateşe düşmüş, ateşin ne olduğunu da sadece o anlamış.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.