DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

YAŞAMLA BİRLİKTE AKMAK

14.06.2017
1.691
A+
A-

Başarabilirsek ne mutlu bize aslında değil mi? Akışa bırakabilmeyi, iyi kötü her şeyimizi. Tutmasak, tutunmasak acılara kederlere hatta mutlulukları da bırakıversek akan çay misali, dere gibi her şey yolunu bulsa.

Bazen bulanık olsa da sabredip katlanabilsek; büyüklerimizin , “sular bulanmayınca durulmaz” dediği gibi. İnansak her geceden sonra gelen yeni gün gibi aydınlık olacak her şey.

Bazen berrak olsa, uzanıp doya doya içsek, berraklığının kıymetini bilerek, şikâyet etmeden. Ne öncesini düşünerek ne de sonrasını zamanın..

Bazen hareketli olacak, öfke nöbetleri tutacak nefesimizi, duvarlara çarpa çarpa öğreneceğiz dik durmayı, en güçlüsünden. Olgunlaşıp aşacağız kendimizi, kendimize inat.

Bazen durgun olacak yaşam, suya sabuna dokunmadan, sabrederek, kendi haline bırakarak. Kaygılanmadan sessiz, sakin, yalnız, belki çaresiz, belki hoşnut, belki kırgın, belki dargın, kabuğuna çekilmiş kaplumbağa gibi.

Demlenecek hayat kendi dinginliğinde, hiçbir şeyi değiştirmeden.

Mutluyken, çok para kazanıyorken, sağlığımız yerindeyken, başarılı bir iş sahibiyken, her şey yolunda gidiyorken, hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğreniyorsunuz hayatın satır aralarında, her şey gelip geçici, demeye başlıyorsunuz, değişiyorsunuz.

En mutlu anlarınızın tadına vardınız, vardınız yoksa bir daha aynı tadı bulabileceğiniz bir anlık yaşam olmayacak.

Tıpkı, Herakleitos’a ait, “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözünde olduğu gibi.

Allah bizlere aynı şartlarda yer ve zamanda olma şansını sadece bir kez verir. Bunları da bizler, bir fırsata çevirmeli, gerekirse bizlerde değişim ve dönüşüm sürecini yaşamalıyız.

Düşünün bir kez, hanginiz aynı şartlar ve konumda, aynı zaman da yaşadığımız şeyleri iki kere yaşama şansı buldunuz? Kaç kere, ikinciyi aynısından tekrar yaşadınız?

Kaç kez düşünceleriniz ve duygularınız değişti, kaç dönüşümler yaşadınız? Kaç kere tekrar tekrar tekrarladınız sabırla sebatla?

Dünya da her şey değişir ve duygularımızda dönüşüme uğrar, hiçbir şey aynı kalmaz sürekli değişir. Hayatımıza giren insanlar da öyle.

Yapabileceğimiz en güzel şey hayatımıza giren insanların bize bir öğretisi olduğunu, bizlere yardım etmek için bizimle olduklarını düşünmek olacaktır. Belki de bize dönüşmeyi öğreteceklerdir.

Kim olursa olsun hiç önemli değil elbette. Ayrıca bunların zamanını da biz kestirecek durumda değiliz. Ne zaman öğrenmeye başlıyorsak o zaman karşımıza çıkacaktır ki o an, ona ihtiyacımız var demektir.

Etkilenecek olabilirsiniz ama o an imkânsız gibi görünenleri, hani o bulanan sulardan dibini göremediğiniz zamanları atlattıktan sonra nasıl başardığınıza inanmayacaksınız ya da mutluluğunuza vesile olduğunu düşüneceksiniz.

Hani derler ya, “bekle ve gör”. İşte tam da bunun gibi yapabildiklerinizin en iyisini yaptığınızda, o bekleme süresinde sabra ihtiyaç var ve sabırla bekleyip görmeye.

Bizlerin bazen sabır süresi az olunca görme şansını da kaybediyoruz ve karamsarlıkla birlikte kabullenemiyoruz yaşamın akışında olmayı.

Aslında biz değişince herkes ve her şey değişiyor. Değişim önce bizden başlamalı. O zaman yenileniyor, aydınlanıyor sevdiklerinizi ailenizi ışığa boğuyorsunuz.

Hadi o zaman, akmaya elimizden gelenin en iyisiyle, sağlıkla, huzurla, inanarak, değişim ve dönüşümleri kabullenerek sabırla hep birlikte.

Sevgiyle ve mutlulukla kalın, dönüştüğünüz her yeni güzellikte….

 

Buda, bir ormanda yolculuk ediyormuş. Sıcak bir günmüş. Susamış ve öğrencisine demiş ki; “Küçük bir çayın üzerinden geçtik. Geri dön ve bana biraz su getir” Öğrencisi geri dönmüş. Ama çay çok küçükmüş ve üzerinden arabalar geçmiş. Su bulanmış. Çamurlanmış. Artık içilemez bir haldeymiş. Bu yüzden; “Geri dönmeliyim” diye düşünmüş. Geri dönmüş ve Buda’ya demiş ki; “O su tamamen çamurlandı ve içilemez durumda. İzin ver ileriye gideyim. Buradan birkaç kilometre uzakta bir nehir biliyorum. Gidip oradan su getiririm” Buda demiş ki;  “Hayır! Aynı çaya geri dön” Buda bunu söylediği için öğrencisi itaat etmiş. Ama suyun getirilecek durumda olmadığını bildiği için yarım gönüllü gitmiş. Ve boşu boşuna zaman harcadığını düşünüyormuş. Üstelik o da susamış. Ama Buda söylediği için gitmek zorundaymış. Yine gidip geri dönmüş ve demiş ki; “Neden ısrar ediyorsun? Su içilemez durumda” Buda demiş ki; “Yine git” Ve Buda dediği için öğrencisinin itaat etmesi gerekmiş. Çaya üçüncü gidişinde su her zamankinden daha berrakmış. Toz akıp gitmiş. Ölü yapraklar gitmiş ve su yine safmış. O zaman öğrencisi kahkaha atmış. Suyu dans ederek getirmiş. Buda’nın ayaklarının dibine çökmüş ve demiş ki; “Öğretme yolların mucizevî, bana büyük bir ders verdin.

Yalnızca sabra ihtiyaç olduğunu ve hiçbir şeyin kalıcı olmadığını”. İşte, temel öğreti bu.

HER ŞEY gelip geçici. O zaman neden endişelenesin? YALNIZLIĞINA geri dön.

Şimdiye dek her şey değişmiş olmalı. Hiçbir şey aynı kalmaz. Sen sabırlı ol. Tekrar, tekrar, tekrar git.

Birkaç gidiş gelişten sonra o yeniden, SAF BİR YALNIZLIK olacak ve bundan rahatsızlık duymayacaksın. Öğrencisi de ikinci defa giderken Buda’ya sormuş;

“Gitmem konusunda ısrar ediyorsun. Ama o suyu saf kılmak için bir şey yapabilir miyim?” Buda demiş ki; “Lütfen hiçbir şey yapma. Aksi halde onu daha da kirletirsin. Ve çaya girme. Sen dışarıda kal. Kıyıda bekle. Senin çaya girmen kargaşa yaratır. Çay kendi kendine akar. Bu yüzden bırak aksın” Ve unutma;  Yaşam bir AKIŞ. Su akıp gider. HER ŞEY değişir. Ve akan, yalnızca nehir değil. SEN de akarsın. HER ŞEYDEKİ gelip geçiciliği gör. Acele etme. HİÇBİR ŞEY yapmaya çalışma. Yalnızca BEKLE. Beklemek, en güzel YAPMAYIŞTIR. Ve eğer bekleyebilirsen, DÖNÜŞÜM gelecektir. Bu bekleyişin kendisi bir DÖNÜŞÜMDÜR.(alıntı)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
2 Şubat 2023
2 Ağustos 2017
15 Nisan 2021
4 Aralık 2023
11 Ekim 2017
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.