DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

EMEKLİLERE HEYECAN BASTI

31.07.2017
789
A+
A-

Emekliler duygusal insanlar. Ben onları her gün kahvelerde gazete karıştırırken görürüm. Hep bakarlar ki kendileri için müjdeli bir haber olsun. Bir süre önce ulusal basın emeklilere Kurban Bayramı öncesinde ikramiye verilebileceğini yazmıştı. Sonra baktık ki, Memur-Sen’in hükümetle bu ay içerisinde yürüteceği toplu sözleşme görüşmelerinde de Kurban Parası maddesi var. Herkes bir papatya falı açıyor. Sendikanın 1905 liralık teklifi için “Ah keşke olsun” diyenler çoğunlukta olduğu gibi “1500’e de razıyız” diyenler hiçte az değil. Bir heyecan her geçen gün yükselen bir şekilde emekli cenahında devam ediyor. Ve artık emeklilere sadece Kurban Bayramında değil, Ramazan Bayramında da ikramiye verilmesi şart. Yıllardır söylenip duruyor. Gerçekleşmemesi hayal kırıklıklarını arttırırken, büyük bir çoğunluğu iki bin liranın altında yine büyük bir çoğunluğu bin ile bin beş yüz lira arasında maaş alan emekliler artık hayal kırıklığı yaşamak istemiyorlar. Haydi hayırlısı, ne diyelim. Bu defa olacak gibi sanki…

NEZAKETSİZLİK ÇOK AYIP

Her nedense kimi zaman sokakta oraya buraya tüküren, yolda yürümesini bilmeyip yanından geçenlere çarpacak kadar şaşırmış yürüyüşler yapan insanlara maalesef rastlıyoruz. Hele birileri araba koltuğuna oturunca ruh hali tamamen değişiyor. Trafik kurallarını çiğneye çiğneye sürüş yapmak, aradan kaynak yapmak, henüz daha yeşil yanmamışken peş peşe kornalar çalmak, büyük bir nezaketsizlik ve ayıp olsa da pişkinlere bunu anlatmanız hiçte mümkün değil. Hal ve gidişimizin notu sürekli düşerken bu durum vatandaşların psikolojilerini de olumsuz bir şekilde etkiliyor. Kaba saba bir toplum değiliz. Biz özünde naif ve güzel insanlarız. Lakin son zamanlardaki bu nezaketsizlikleri anlamak çok ta kolay değil. Aslında sürekli sinir bozucu hareketlerle toplumun huzurunu kaçıranların televizyon ekranlarında sosyologlar, psikologlar ve toplum bilimciler tarafından tartışılması lazım. Niçin her geçen gün artan bir şekilde zarif olmayan hal ve gidişlerle karşılaşıyoruz, bunun analizini yapmak şart.

SİYASET PAPATYA FALI AÇMAK DEĞİLDİR

Siyaset için tahminleri anlarım, yorumları da kim ne söylerse söylesin anlayışla karşılarım. Ancak siyaset papatya falı açmak değil. Çünkü tahminleri tutturmak adeta bir kumar gibidir. Birileri bakanlar kurulu değişikliği olmadan önce papatya falı açmış ve bir bakanımız için kabine dışı kalacak demişti. Bu tutmadı. Şimdi bir çok belediye başkanının ismini zikrederek mental yorgunluktan dolayı yolcu diyorlar. İstifalar peş peşe gelecek diye gençlerin “seviyor, sevmiyor” şeklindeki papatya fallarını açmış durumdalar. Sonuçta güya iyi haber alan kaynaklara dayandırılarak yapılan bu yorumlar tutmadığında bir mahcubiyet mutlaka yaşanacaktır. O zaman da o falı açanların fala inanma falsız da kalma misali bir durumla karşılaşıp, bir daha “köyüm yanıyor” diyen hırsız gibi sonunda köy yansa da inandırıcı olmaları çok zor olacaktır. Sonuçta belediye başkanlarıyla ilgili tasarrufları AK Parti Genel Merkezi yapacaktır. Doğru olan bekleyip görmek, yorumları da ondan sonra yapmak.

Görmek Sadece Gözle mi olur?

Adamın biri ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:

– Buraların yabancısıyım, parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.

Çocuk arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:

– Ben de buraya ilk defa geliyorum ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor sanırım.

Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.

Çocuk :

– Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz ? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

– İyi ama bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malum demiş adam ?

– Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez diye atılmış çocuk. Üstelik manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu da duyacaksınız.

Adam gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kağıt para çıkartıp teşekkür ederken fark etmiş onun kör olduğunu. Çocuk ise konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış adamın kendisini fark ettiğini.

Işığa hasret gözlerini onsan saklamaya çalışırken:

Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim demiş. Görmeyi o kadar çok özledim ki. Siz görebiliyorsunuz değil mi ?

Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:

– Artık emin değilim demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyi.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
9 Eylül 2016
21 Şubat 2023
27 Şubat 2019
12 Kasım 2020
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.