DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

Vahşi Ormanın İnsanlaşmış Hayvanları

19.07.2017
912
A+
A-

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, ucu bucağı bulunmayacak kadar büyük bir orman varmış. Meşesi, çamı, gürgeni, söğüdü ve daha nice ağaç çeşidiyle ve aslanından sincabına, serçesinden yılanına çeşit çeşit hayvanıyla cennet gibi bir ormanmış bu. Aslanlar ceylan sürülerinin peşinden koşarmış, ama karınları tokken yanlarından geçip su içen aynı hayvanlara dönüp bakmazlarmış bile. Nehirlerde büyük balıklar küçük balıkları yutarmış, ama ne küçük balıkların nesli tükenirmiş, ne de büyük balıklar sırf küçük balık yutmak için aç değilken ava çıkarmış. O yüzden orman yüzünden ne ceylan türünün ne de küçük balığın silindiği görülmemiş. Gel zaman git zaman, bu ormanın içine kötülük tohumları düşmeye başlamış. Ormanın dışındaki köylere gidip tavukları boğazlamayı marifet bilen tilkiler, orada insanlardan gördüklerini ve duyduklarını ormanda uygulamaya kalkmış. Ne mi yapmışlar? İnsanlardan duydukları “Burası benim. Şuraya kadar bana ait,” veya “Buralar bize ait, bizden başkası giremez” gibi sözlerin cazibesine kapılıp ormanda bir “tilkiler diyarı” kurmaya karar vermişler. Ormanın daha yoğunca yaşadıkları bir köşesini seçip: “İşte” demişler, “burası artık ´Tilkistan´dır´. Tilkistan´da sadece tilkiler yaşar ve burası tilkilerindir.” Sonra da sınır diye yere belirli belirsiz çizgiler çizmişler, fakat diğer hayvanların bu çizgileri pek de umursamadığını fark edince hemen tedbirler almışlar. “Tilkitan” ın sınırlarına güçlü-kuvvetli tilkileri nöbetçi olarak dikmişler. Bu tilkiler sınırdan geçmeye çalışan daha zayıf hayvanları yaka paça uzaklaştırmışlar.

“Haddinizi bilin. Siz tilki değilsiniz. Öyleyse burada ne yaşayabilir, ne de izinsiz geçebilirsiniz” demişler.

Egemenliklerini ilan ettikleri orman köşesinde yaşayan sincapları, fareleri, ceylanları, tavşanları vs. dışarı atmışlar. Bu olup bitenlerin haberi ormanda çabucak yayılıvermiş. Tilkilerin yaptıklarını meşrulaştırmak için, başkalarının da aynı şeyi yapmasını istemiş ve o yüzden de kurt, aslan, fil vs. gibi daha kuvvetli hayvan sürülerinin yanına gidip: “Bakın şu nehir kenarı tam size göre. Burası da sizin ülkeniz olsun.” Veya: “Şurada çok güzel meyveli ağaçlar var, tam size lâyık” gibi sözler etmişler.

Bu hayvanlar da “Bizim tilkilerden neyimiz eksik?” diye düşünüp ormanın büyükçe bir kısmını kendilerine ayırmışlar. Böylece ormanı “Aslanistan”, “Gergedanistan”, gibi bir sürü parçaya ayırmışlar. Ormanı bu şekilde paylaşma ve sahiplenme işi öyle bir çılgınca boyuta varmış ki, sincaplar ve tavşan gibi hayvancıklar bile “büyükler”den arta kalan bir-iki ağaçlık bir orman köşesini hemen “Tavşanistan” veya “Sincapistan” diye ilan edivermiş. Buna diğer kuvvetli hayvanların pek aldırdığı yokmuş gerçi; çünkü sanki kendilerininmiş gibi oralarda zaten yatıyor, uyuyor, avlanıyorlarmış. “Olsun” diyormuş sincaplar “netice bizim de kendimize ait cennet gibi bir beldemiz var ya.”

Bütün hayvan türleri en güzel ve yüksek ağaçların ormandan kaptıkları kendi köşelerinde bulunduğunu, en güzel ve lezzetli meyvelerin kendi ağaçlarında yetiştiğini; diğer hayvan gruplarının sırf bu yüzden gözlerini kendi beldelerine diktiğini düşünmeye başlamış. Bütün hayvan grupları topraklarının dört bir tarafının düşman hayvanlarla çevrili olduğunu, bu yüzden hep tetikte olmaları gerektiği fikrine de kapılmışlar. Kurtların arasındaki konuşmalara kulak verdiğinizde üç cümleden birisinin “Kurdun kurttan başka dostu yok” olduğunu duyarmışsınız. Fillere sorarsanız en kuvvetli hayvan türü filler, kurtlara sorarsanız en cesur hayvanlar kurtlar, tilkilere göre ise en zeki ve en yetenekli hayvan türü elbette ki kendileriymiş. Kısacası, hayvan türlerinin arasında sadece hayali sınırlar değil, rekabet ve kıskançlık uçurumları da girmiş. Fakat bu gidişatın acı meyvelerini tatmaları pek uzun sürmemiş. Hayvan sürüleri arasında önce sınır kavgaları başlamış. Aslanlar kutlarla, filler kaplanlarla, tavşanlar sincaplarla sürüler halinde kavgaya tutulmuşlar.

“Tek bir ağaç dalımızı bile kimseye vermeyiz” diyormuş kimisi.

“Siz bizim topraklarımızdan izinsiz geçtiniz, bunun cezasını çekeceksiniz” diyormuş bir başkası.

Bazen kurtlarla tilkiler birleşip aslanlara saldırıp onların birkaç ağacını ele geçiriyorlarmış, ama aslanlar bir gece baskınıyla ağaçlarını tekrar kazanıp, üstüne bütün “Tilkistan”ı istila ediyorlarmış. Bazen geyikler tilkilerle meydan savaşına çıkıyormuş. Ama bu arada onlarca hayvan boş yere can veriyor, yüzlercesi yaralanıyormuş.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
9 Şubat 2020
13 Şubat 2019
20 Ekim 2021
6 Kasım 2017
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.