DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

PREVEZE DENİZ ZAFERİ

26.09.2017
722
A+
A-

Yüce Türk Milletinin tarihine bakın ki dünyaya damgasını vurmadığı an olsun. Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere hakim olan Cihana hakim olur” sözünü bizzat kendisi yenilmez armadasıyla birlikte bundan tam 479 yıl önce Preveze’de kendinden kat kat üstün Haçlı Donanmasına ağır bir yenilgi uğratarak gösterdi. O günkü büyük zafer Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirirken, Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa en ileri ve akıl dolu savaş taktikleriyle Haçlı Donanmasını Akdeniz’in mavi sularına gömerken, bizlere de önemli bir miras bıraktı. Türkiye bugün üç yanı denizlerle çevrili Donanmasının çok kuvvetli olması gereken bir ülke. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye’nin denizlerdeki hak ve menfaatlerinin korunması için güçlü bir Donanma gayedir” sözlerinin bilinciyle bugün Deniz Kuvvetlerimiz çağdaş ve teknolojik alanda, personelinin eğitimi ve kabiliyeti alanında, komutanından en alt rütbesindeki askerine kadar büyük bir gücün sahibidir. Gölcük bir Donanma kentidir. Dönem Salim Dervişoğlu’nun Donanma Komutanı olduğu yıllardı. Bir gün kendisini ziyaretimde o dönem Kurmay Başkanı olan Metin Ataç Paşa da vardı. “Poyraz’ı bir gezip o denizin temiz havasını içime çekmek gemilerde dolaşmak istiyorum” dedim. Metin Paşa’yla Poyraz’ı gezerken bana şöyle demişti “Şenemre bugün çok güçlü bir Donanma’ya sahibiz bu Poyraz dünyada belki Amerika’da var başka bir yerde yok” demişti. Sonra deprem dengemizi bozdu. Tersane ağır hasar aldı. O güne kadar Firkateynlerimizi her türlü savaş gemimizi Gölcük’te yapardık, İstanbul Pendik’e gitmek zorunda kaldılar. Sonra Mayın Filosu Erdek’e gitti. Donanma Aksaz’a ağırlık verdi. Tabi ki son derece üzüntülü ve çok güç günler yaşadık. 17 Ağustos Döneminde Bülent Alpkaya Paşayla her anımız birlikte geçerdi. Bana “Deprem arkadaşım” diye hitap eder, Gölcük’ten Donanmanın kesinlikle bir yere ayrılmayacağını söyleyerek moral verirdi. Günler birbirini kovaladı, 15 Temmuz gibi alçakça bir darbe girişimi yaşadık. Donanmanın vatansever askerleri o hainleri püskürttü ve başarısız oldular. Gölcük’e dışarıdan gelen meczuplar Donanma mensuplarımızı üzdüler. Ama Gölcüklü Donanmasına her zaman sahip çıktı. Bakın, yine deprem günleri; Savaş Onur Paşa Tersane Komutanı. Telefon açtım epey morali bozuktu. “Çayları söyle geliyorum” dedim. Makamına gittim. İş elbiseleri ve bir karış sakal. Kolay değil, bir çok mesai arkadaşını depremde kaybetmiş, tersane ağır hasar görmüş. Ona dedim ki “Bak arkadaş önce şu sakallarını kes”, “Niye?” dedi. Ona dedim ki “Savaş Paşa seni böyle saçı sakalı birbirine karışmış gören personelin moral bulamaz. Jilet Doper ol, güzel bir tıraş çek. Yarın yine buradayım seni sakallı görmeyeceğim.” Döndü “Nurettin doğru söylüyorsun” dedi. Ertesi gün Savaş Paşa ay gibi yüzü ve amiral üniformasıyla tersaneyi dolaştığında çalışma arkadaşları da büyük moral bulmuştu. Bir zaman sonra yanına tekrar gittim. “Arkadaş” dedi, “Şu Gölcük’ün inşalarına müteşekkirim. Köylerden tersaneye gelenler, gece gündüz çalışıyorlar. Onlar hiç bir yere gitmediler. Hep beraber tersaneyi ayağa kaldırdık, şimdi Kasım’da Gür Sınıfı Denizaltıların inşasına başlıyoruz.” İşte Gölcüklüler böyledir beyler. Donanmasını severler, ekmek yedikleri yere de hiç ihanet etmezler. Bunu böyle bilmekte fayda var diyorum. Ve tabi ki bizlere bir büyük gurur yaşatan başta Barbaros Hayrettin Paşa olmak üzere Preveze’nin tüm kahramanlarını rahmet ve şükranla anıyor, Deniz Kuvvetleri Gününüzü kutluyorum.

Kıvırmanın Böylesi

Amerika’da bir süpermarkette, bir müşteri yarım kivi satın almak ister. Tezgahtar ise bunun mümkün olmadığını söyler. Müşteri ısrar edince de tartışma büyür.

İşin içinden çıkamayacağını anlayan tezgahtar koşa koşa müdürün odasına gider, kapıyı açar açmaz;

-“Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor” der demez de şöyle bir arkasına dönünce bir de ne görsün!? Müşteri de arkasından gelmiş, ensesinde duruyor!..

Uyanık tezgahtar hemen müşteriyi işaret ederek;

– “Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor efendim” der… Müdür durumu anlar, bozuntuya vermez. Müşteriye mecburen yarım kiviyi verip gönderirler.

Yaklaşık bir saat sonra müdür tezgahtarı tekrar odasına çağırır;

-“Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?”

– “Brezilyalıyım efendim…” der tezgahtar.

-“Amerikaya neden geldin?”

– “Brezilya cazip bir yer değil efendim, çok fazla seçenek yok maalesef. Orada insanlar ya fahişe oluyor, yada futbolcu…”

Müdür;

─ “Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı” der demez tezgahtarın kafasından kaynar sular dökülür. Son bir çırpınışla sorar;

─ “Yaaaaaaaa öyle mi! Yenge hangi takımda oynuyor?”

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.