DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

TELEKOM ÇEKMEDİĞİ TELEFONA NASIL PARA İSTER?

04.10.2017
989
A+
A-

Olmaz olmaz demeyin, oluyor işte. 426 08 08 No’lu telefon için Değirmendere Atatürk Mahallesinden, Topçular Mahallesi İsmail Dokuzoğlu Caddesine nakil istedik. Telefonu çekmediler. Sebep; orada şebeke yokmuş. Şimdi vay anasını derim, burası Değirmendere’nin en popüler caddelerinden biri, her yer apartman villa dolu. Ama o apartmanda şebeke yok. E o zaman fatura çıkarmak ne alaka? Tabi ki kel alaka. 14.12.2015’te dilekçe vermişiz, “Size bir daha ücret gelmez” dediler. Dün gittik, 21 liralık bir ücret vardı ödedik. Gişedeki memure hanım “Diğer faturalarınızı da ödeyecek misiniz?” dedi. “Ne faturası?” dedik. 2016 yılından faturalar söyledi. “Onları biliyorum ödemeyeceğim” dedim. Canımı sıkan konu, zırt pırt telefonuma mesaj gelmesi. “426 08 08 No’lu telefonunuza ait, ödenmemiş faturalar vardır” diye gönderilen mesajlar. Ey Telekom orada şebeken yok, dilekçe var, hala fatura gönderiyorsun. Evet bende sizi Başbakanlık BİMER’e şikayet ediyorum, bundan sonra meselenizi Başbakanlık BİMER’le halledersiniz. Dünyanın neresinde çekmediği hatta fatura ödeniyor bir söyle bakalım!

TRAFİKTE HAYVAN VAR

Günümüzün en büyük sorunlarından bir tanesi hiç şüphesiz ki trafik. Yollarda kimseyi umursamadan araç kullananlara pes diyorum. Laftan anlamıyorlar, Allah ıslah etsin. Dün korkunç bir olayla karşılaştık. Herkes yeşil ışığın yanmasını bekliyor, bir görgüsüz kimseyi umursamadan anayola çıkmanın peşinde. Trafik allak bullak oldu, neredeyse kaza olacaktı ki, bir kadın “Trafikte hayvan var” diye bağırdı. Olmadı. Böylesine vurdumduymaz hareketler kültürsüzlüğün dip yaptığı noktalardır. Sokaktaki kedi ve köpek bile, araçları görünce kaçarken kimileri onlar kadar dahi olamıyor. Sanki yolda sadece onlar var veya sadece onlar bir yerlere yetişmek zorunda. Bu insanlardan bıktık usandık artık. Beş-on saniye, bilemedin otuz saniyelik bir avantaj için yapmadıkları ahlaksızlık yok. Üstelik pişkinler de. Aslında şu MOBESE kameraları o hanım efendinin “Trafikte hayvan var” dedikleri tipleri tespit edecek, onlara en ağır cezalar gelecek, eğer aynı hareketlere devam ediyorlarsa ehliyetlerine el konacak ki belki biraz insan olmaya dönerler.

NEFİS AŞURE

Yüce Rabbim bizler için nice nice nimetler vermiş. İşte bunlardan bir tanesi de aşuredir. İçine incirden buğdaya, nohuttan kayısıya, gülsuyundan nara kadar çeşit çeşit malzemeler koyarsınız. Tam bir berekettir aşure. Konu komşu birbirine ikram eder. Çeşitli kurumlar aşure ayını çok özel bir şekilde idrak edip halka aşure dağıtırlar. Bir şükürdür Aşure ayı. Allah’ın verdiği nimetlere şükretmek, bütün nimetlerin insanoğluna Yüce Yaradan tarafından armağan edildiğini anlamak. Pek severim Aşureyi. Henüz anacığım bana “Şu malzemeleri al” diye start vermedi. Bir iki gün içerisinde belli ki bizde bir kazan kaynatacağız. Anam sağ olsun bol yapar, bilir ki en az on beş tabak ben yerim. E ailenin diğer fertleri, e bir de komşuları ekleyince kazanda Aşurenin olması bizde vazgeçilmez bir gerçektir. Geçenlerde yine bir aşure tabağı geldi, ne kadar da güzel kokuyor. Ne kadar da bereketli. “Şifa olsun, evinize de bereket dolsun” diyerek tabağı aldık; şimdi sıra bizim tabaklarda. Bu ay herkes birbirine güne selam vererek başlasın, güzel düşünelim ki güzel görelim, Aşure ayımız da hayırlı uğurlu ve mübarek olsun.

 

Yılancı

Bir yılancı, karda kışta dağlara yılan aramaya gitti. Dağı taşı gezdi, dolaştı.

Ölü gibi duran, kocaman bir yılan buldu. Ejderhaya benzeyen, böyle büyük yılanı kendisi bile görmemişti.

Halkın ilgisini çekip, para kazanırım düşüncesiyle o yılanı sürükleyerek Bağdat’a getirdi. Görenlere, ”Bayağı boğuştum. Zahmetli oldu ama sonunda ölü olarak ele geçirebildim” diyerek gururlandı.

Dicle nehrinin kenarında, bir peykenin üzerine yılanı yerleştirdi. İnsanları toplayarak büyük gösteri yapmak istedi.

Bağdat şehri, bu büyük yılanın haberiyle çalkalandı. Yavaş yavaş halk toplanmaya başladı. Yılancı her ihtimale karşı tedbiri elden bırakmamış, kalın iplerle yılanı bağlamış ve üzerine bir çul örtmüştü. İnsanların merakını kamçılamak için, çulun ucundan kenarından kaldırıp yılanı gösteriyordu. Binlerce meraklı ahmak toplanmıştı. Daha fazla insanın gelmesi için acele etmiyordu.

Bu arada, Bağdat’ın güneşi yılanın üzerine vurdu. Sıcak güneşin etkisiyle buzları çözülen yılan, yavaş yavaş kımıldanmaya başladı. Halkın şaşkınlığı ve merakı daha çok arttı. İyice ısınan yılan kendine geldi. Bağlı olduğu iplerden kurtuldu.

Bunu gören halk bağrışarak kaçmaya başladı. Bu sırada birçok insan ezilerek can verdi.Yılancı ise, korkusundan kıpırdayamadı. Olduğu yerde kaskatı kesildi. Ejderha büyüklüğündeki yılan, yılancıyı bir lokmada yuttu. Sonra peykenin direğine sarılarak yuttuğu yılancının kemiklerini sıkarak kırdı.

Ey insanoğlu! Senin nefs-i emmâren de, ejderha büyüklüğünde bir yılan gibidir. Onun ölmüş, uyumuş görüntüsüne aldanma.

Günah işlemek için, eline fırsat geçtiğinde aniden canlanır. Firavunluğa başlar. Yüzlerce Musa’nın ve Harun’un yolunu keser.

Nefsinle yiğitçe savaşa gir. Riyâzet ve mücahede karlarını yağdır üzerine. Soğuktan donmuş bir halde kalsın.Şehvet güneşiyle nefsini canlandırırsan, seni bir lokmada yutar…

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
17 Temmuz 2017
23 Aralık 2016
18 Eylül 2022
6 Mart 2019
22 Mayıs 2016
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.