DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

SİYASET VE DEMOKRASİ

04.02.2018
731
A+
A-

SİYASET VE DEMOKRASİ

Kitaplarda siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur diye yazar. Yazdığı gibi midir bakın etrafınıza karar verin. CHP’de hafta sonu Genel Kurul yaşandı. Girdiği parti seçimlerinin tamamını kazanan sandık başında ise Ana Muhalefetten yukarıya çıkamayan CHP’de Kılıçdaroğlu bir kez daha Başkan seçildi. İki dönemdir kendisini epey zorlayan Muharrem İnce ise, 166 delege oyuyla aday oldu, 46 mükerrer oy iddiaları ortaya çıktı, sonuçta 477 oy aldı. Bu son derece ciddi bir rakamdır. Kılıçdaroğlu’nun aday olması için imza veren delegelerden 181’i Muharrem İnce’ye oy verdi. Belli ki CHP’de tabanda sürekli muhalefette kalmaktan duyulan bir rahatsızlık var. Delegeler bunu açıkça ortaya koyarken, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’yla, Muharrem İnce’nin aldıkları oylar arasında sakın ola ki ciddi bir fark var diye düşünmeyin. Mevcut yönetimlerin her zaman yönetenden yana olan delegelerle oluşacağını varsaydığınızda bu tablo CHP’deki derin rahatsızlığın açığa çıkmasıdır. İktidar Partisinde ise milletvekili adayları genelde temayül yoklamalarıyla belirlenir. Tüm üyeleri kapsayan bir sandık ortaya konmaz. AK Parti’de 16 yıllık iktidar süreci devam ettiği için bunun rahatsızlıkları da doğal olarak ortaya çıkacak düzeye gelmez. Siyasi yelpazenin diğer kanadında bulunan muhalefet partileri iktidara gelecek güç ve kudreti gösteremedikleri için de siyasi partilerde özellikle parti içi demokrasi konusunda sıkıntılar yaşanmaya devam eder. Batı siyasetinde seçim kaybeden genel başkanlar daha o anda gitmesine rağmen, bizde inatla koltuğu koruma merakı demokrasinin gelişmesine ve yüksek bir erişim sağlamasına da engel teşkil eder. Bu yılın siyasi arenada seçimlere “merhaba” denecek bir önemli ve tarihe not düşecek yıl olacağını düşünüyorum. Bir anda önümüze Yerel, Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçiminin sandığı gelebilir. Sürekli olarak 15 Temmuz tarihi dillerde dolaşsa da o tarihin ne olacağını Mart ayında tamamlanması beklenen yeni anayasaya uyum yasalarının hayata geçiş sürecinde görüp öğreneceğiz. Siyasetin en önemli kodlarından biri olan halkın sesine dayalı yönetim anlayışları hangi siyasi parti olursa olsun, hayat bulmadığı sürece önemli başarılar beklemekte çok zor. Bugün Türkiye beka sorunuyla karşı karşıya kalıp haklı ve önemli bir mücadele veriyor. Mehmedimiz Türkiye adına savaş verirken bizlerin gönlü ve duaları her zaman onlarla birlikte. Bu millet zor anlarda bir ve beraber olmayı başaran dünyadaki tek millettir. İşte böylesine sancılı bir dönemde siyasetin farkındalık yaratıp dil sürçmeleri yapmadan ne söyleyeceklerse onu söylemesi de son derece önemlidir. Sonuçta Türkiye düşmanla savaşarak bir demokrasi mücadelesi veriyor. Onun en önemli ayağı olan siyaset demokrasinin vazgeçilmez unsuru olmak zorunda.

 

Kozadan Çıkan Kelebek Hikayesi

Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçücük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti.

Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Ve adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi.

Eline bir makas aldı ve kozayı keserek deliği büyüttü. Kelebek kolayca dışarı çıktı. Fakat bedeni kocaman ve kanatları kuru ve buruşuktu. Adam, kelebeği izlemeye devam etti, çünkü zamanla kanatlarının büyüyüp bedenini taşıyabilecek kadar genişleyebileceğini umut ediyordu.

Fakat bu olmadı! Gerçekte, kelebek ömrünün geri kalanını o kocaman bedeni ve kuru, buruşuk kanatları ile etrafta sürünerek geçirdi. Uçmayı hiç başaramadı. Adamın bu aceleci iyiliği içinde anlayamadığı, bu kısıtlayıcı kozanın ve kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin, kelebek için gerekli olduğuydu, çünkü bu, Allah’ın, yaşam sıvısının kelebeğin bedeninden kanatlarına doğru akmasını sağlamak için bulduğu yoldu, böylece kelebek kozadan kurtulduğu anda uçmaya hazır olabilecekti.

Bazen mücadeleler, hayatımızda tam olarak gerek duyduğumuz şeylerdir. Eğer Allah, hayatımıza hiçbir engelle karşılaşmadan devam etmemize izin verseydi sakat kalırdık. Şimdi ve daha sonra olabileceğimiz kadar güçlü olmazdık. Asla uçamazdık.

Güç istedim…

Ve Allah, beni güçlü yapmak için karşıma zorluklar çıkardı.

Bilgelik istedim…

Ve Allah bana çözmek için Sorunlar verdi.

Zenginlik istedim…

Ve Allah çalışmak için bana Beyin ve güçlü kaslar verdi.

Cesaret istedim…

Ve Allah üstesinden gelmem için bana Tehlike verdi.

Sevgi istedim…

Ve Allah yardım etmem için sorunlu insanlar verdi.

iyilik istedim…

Ve Allah bana fırsatlar verdi.

İstediğim hiçbir şeyi elde etmedim İhtiyacım olan her şeyi elde ettim.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.