FENERBAHÇE TÜRKİYE’DİR

FENERBAHÇE TÜRKİYE’DİR

Tüm dünya gördü kiFenerbahçe aslında Türkiye’dir. Pazar günü bir kongre yaşandı, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın gözleri bu kongredeydi. Bir tarafta efsane Başkan Fenerbahçe için hapis yatmış büyük acılar çekmiş Aziz Yıldırım, diğer tarafta Fenerbahçe için umut ışığı olan, milyonların gönlünde taht kurmuş Ali Koç. Bu sütunlardan Fenerbahçe üyesi olarak defalarca yazmıştım. “Şimdi Ali Koç zamanı” demiştim. Bütün bunları yazarken, Aziz Yıldırım başarısız oldu diye değil; artık yoruldu ve aday olmaz diye ifade etmiştim. Keşke öyle yapsaydı. Kendisine de bu konuda mesajımızı da iletmiştik. İsterdim ki, Aziz Başkanın gidişi yani başkanlığa arz-ı vedası omuzlar üzerinde olsun. “Benden bu kadar şimdi Ali Koç zamanı” desin. Olmadı. Üstelik çok açık ara bir farkla seçimi kaybetmesi de aslında bizler adına da dramatik bir sonuçtur. Niçin Ali Koç dedik? Öncelikle Fenerbahçe aşkıyla dolu bir adam. Kulübe büyük hizmetler vermiş çok önemli bir isim. İçi heyecanla dolu, büyük hedefleri var ve Ali Koç bütün bu hedefleri hayata geçirebilecek kabiliyete de sahip. Fenerbahçe niçin Türkiye? Çünkü o gün seksen bir milyon sadece o kongreyi konuştu. Türkiye tarihinde statta 20 binin üzerinde üyenin katılımıyla yapılan ilk ve tek kongre. Bütün medya, Fenerbahçe kongresine kilitlendi. İki gündür, yani geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar kongreden naklen yayınlar yapıldı. İşte Fenerbahçe bir anda ülkenin bir numaralı gündemine oturarak, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olduğunu da gösterdi. Ali Koç girdiği seçimi 16 binin üzerinde bir oyla kazanarak, tarihi bir başarıya da imza attı. Seçildikten sonraki mutluluğu, heyecanı sözlerine de yansıdı. Bundan sonra sporun her dalında başta futbol olmaz üzere Fenerbahçe zamanıdır. Aziz Yıldırım bu kulübün tarihine geçmiş efsane bir başkan olarak gönüllerdeki yerini alırken, yeni Başkanımız Ali Koç’u da candan ve yürekten kutluyor, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Umudun adı Ali Koç, Türkiye’nin adı Fenerbahçe.

SİYASETTE DEĞİŞİM OLACAK

Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birine hızla yol alıyor. 24 Haziran’da hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği seçimleri için sandık başına gideceğiz. Bir yanda adaylar Cumhurbaşkanı olmak için amansız bir yarışın içerisinde yeni ufuklara doğru kulaç atarken, diğer yandan da milletvekili adayları parlamentoda çoğunlukla yer alabilmenin mücadelesini veriyor. Çok enteresan bir seçim atmosferi var. Bu seçim sonrasında bir çok değerlendirmeler yapılacak. Siyasetin yerelinde önemli değişiklikler olacak. Çünkü genel merkezler ilçeleri masaya yatırıp, daha önceki oy oranları aradan geçen zaman içerisindeki seçme artışlarını önlerine koyacaklar, bir tık altına düşenlerle bir tık üstüne çıkanları farklı değerlendirecekler. Aslında bu seçimler yerel siyaset adına da son derece önemli. Kendini ifade etme noktasında, kimi siyasilerin hala yerel basınla bir türlü barışamadıklarını görüyorsunuz. Siyaset afra tafra yapma yeri değildir. Siyaset bulunduğun bölgede en azami ulaşma noktalarını yakalamak demektir. Mesela Gölcük Haber, sadece yayınladığımız gazeteyle binlerce insana ulaşmıyoruz, bu gazetenin web sayfası ve Facebook sayfalarıyla on binlere hitap ediyoruz. Ve hala yerel basına karşı sanki düşmanca tavır sürdürenleri bir oya bile muhtaç iken, afra tafra yapanları da genel merkezler mutlaka sonuçlara göre değerlendirecektir. Çünkü bu seçim tarihi ve önemli bir seçim. Bizler de seçim neticelerine göre afra tafra içinde olanları bir oya bile muhtaç iken hala aynı kafada yaşayanları tabi ki en güzel şekilde anlatacağız.

1. MUHAMMED HADİS-İ ŞERİF SÖZLERİ

– “Allah’ım dalalete (sapıklığa) düşmekten veya (başkalarını) dalalete düşürmekten, hataya düşmekten veya (başkasını) hataya düşürmekten, zulmetmekten veya zulme uğramaktan, cahillik etmekten veya cahillikle karşılaşmaktan, sana sığınırım ”

– Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

-Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.” Hadis-i Şerif;(Tirmizî, Radâ’ 11.)

– “Hiçbiriniz, yanında mahremi bulunmayan bir kadınla baş başa kalmasın.” Hadis-i Şerif [Buhârî, Nikâh 111, Cihâd 140; Müslim, Hac 424. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ’ 16, Fiten 7.]

– Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. Hadis-i Şerif; Tirmizî, İlm, 14.

– İnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.