TATİLDE NELER YAPALIM
Bir yaz tatili daha geldi ve öğrencilerimiz karne heyecanı içindeler.
Aslında tatil, gece geç vakitlere kadar oturulup, öğlene kadar uyunulan, mis gibi bir kahvaltıdan sonra amaçsız işlerle uğraştığımız bir zaman dilimi değildir.
Her ne kadar bütün bir yıl yorulmuş olunsa da tatiller aynı zaman da insanın dinlenirken, kendisini yenilemesi ve geliştirmesi için en güzel fırsattır. Küçük ya da büyük herkesin kendine göre yapacağı basit bir tatil planı çok faydalı olacaktır.
Günlerinizi planladığınızda, nasıl zaman geçireceğiniz konusunda, kendinizi boşlukta hissetmeyecek ve zamanınızı en değerli şekilde kullanmış olacaksınız.
Özellikle ilkokul öğrencileri, planlamayı alışkanlık haline getirdiklerinde, geleceklerini planlama konusunda, tecrübe edinmiş olacaklardır. Bu planlamanın içine sosyal etkinlikleri, müze gezilerini, büyüklerin ziyaretini alabilirler.
Hatta büyükleriyle beraber haftada bir günü, kütüphane günü olarak belirleyip, ilimizdeki farklı kütüphanelere giderek orada kitap okuma zevkini yaşayabilirler.
Arabada, plajda, parklarda ya da bir ağacın gölgesinde, her yerde kitap okuyabilirler. Arabada giderken çevresinde gördüğü yazıları, bir alışveriş merkezine girdiğinde oranın planını, İlgisini çeken yerlerin hangi katlarda olduğunu okuyabilirler..
Gidecekleri yerin adını, özelliklerini, hangi bölgede olduğunu neler yendiğini, turistik yerlerini okuyup, haritayı inceleyip, yerini öğrenebilirler. Kısacası ellerine ne geçerse okusunlar.
Her gün aynı saatte olmak üzere sabah ve akşam günde yirmi dakika kitap okuyabilirler. Çok değil, her gün düzenli olmak koşuluyla yirmişer dakika.
Hatta anne babalarla belirlenen okuma saatlerinde birlikte kitap okumak daha keyifli olacaktır. Bir kez okumayı sevince, okul hayatı boyunca okumaktan zevk alacaklardır.
Tatil sürecinde çocuklarımızı kendi başına bırakmadan onlara küçük sorumluluklar verip, sorumluluklarını onlara hissettirmeden takip etmeli gerektiğinde ödül vermeliyiz.
Beynimiz bilgisayarların yüksek seviyede uyarılmasına çok alıştığından, küçük uyarıları almakta zorlanıyor. Bu da akademik konularda aciz bırakıyor.
Ayrıca aile bağlarını da zedeliyor hatta ciddi bir şekilde aile bireylerini duygusal olarak uzaklaştırıyor.
Yapılan bir araştırma da çocuğun elinden altı ay boyunca bilgisayar alınmış. Düşünme ve algılamada olumlu gelişmeler görülmüş.
O zaman bizlerde teknolojiye sınır getirmeliyiz.
Çocuk için en verimli gıda anne babanın sevgisi, ilgisi ve duygusal yanıdır.
Bu hayatın koşturmasında bizler bu gıdanın ne kadarını çocuklarımıza veriyoruz?
Çocuklarımız hazzı ertelemeyi başarabilmelidirler.
Yani stresliyken bile işini yapabilmelidirler. Bunu başardıklarında başarının kapısını açmış olacaklardır.
İstediklerini verdiğimizde, çocuklarımızın bilinçaltına, istediğin şeyleri sana hemen verebiliriz diyerek kodluyoruz. Onlarda sürekli istiyorlar.
Sıkıldıklarında hemen çözüm üreterek, sabırlı olmayı onlara öğretemiyoruz. Oysa bu yaz tatilinde çocuklarımıza sabırlı olmayı öğretebiliriz.
Beyin yeniden eğitilebilen bir kas gibiymiş. Eğer yüzmeyi öğrenmek istiyorsa yüzme becerisini elde etmesi gerekiyor. Araba kullanmak istiyorsa, araba kullanma becerisini elde etmesi gerekiyor. Bu yüzden, hangi alanda eğitmek istiyorsak onunla ilgili beceriler kazandırmak gerekir.
Hazzı erteleme becerisi kazanmalıdırlar.
Beklemeyi öğrenmeleri gerekiyor, çünkü yaratıcı olmak ve alternatifler üretmek için buna ihtiyaçları var. Çocuklarımızla teknolojiyi kullanmadan da vakit geçirebiliriz. Onların sevdiği konuları açıp sohbet ederek bunu yapabiliriz.
Sınırlara ihtiyacımız var.
Sınır koymaktan korkmamalıyız. Aslında sınırlar mutlu ve sağlıklı büyümelerine destek olur. Yemek yemenin, bilgisayar oynamanın, uyumanın, sokakta oynamanın, kitap okumanın hepsinin bir sınırı olmalıdır.
Monoton işleri yaptığımızda, sabırla çalışabilmeyi öğreniriz. Yatağı toplamak, masayı toplamak, çöpleri atmak gibi işleri eğlenceli bir şekilde yaparsak, beynimiz bunları pozitif şeylerle ilişkilendirmiş olur. Sonrasında bu işleri yaparken zorlanmayız.
.
Sevgiyle mutlu kalın.