DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

BİR ARA GÜLER VARDI

18.10.2018
1.127
A+
A-

Öyle bir hayat düşünün ki, fotoğrafa adanmış. Adı; Ara Güler. 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. Fotoğraf sanatının Türkiye’deki en büyük ustası, dünyanın duayen dediği bir adam. Mütevazi bir yaşam, iyi bir gazeteci, fotoğrafın ise en iyisi. Almadığı ödül kalmamış. Hayatın her rengini fotoğraflamış. Son deme kadar elini deklanşörden hiç çekmemiş. Bir usta, bir ağabey, bir baba. Türkiye’de Ara Güler olmak kolay değil. Yetiştirdiği talebeleri bugün birer fotoğraf ustası olmuşsa, ardında Ara Güler gibi bir büyük usta var. Bir şey yaparken en iyisini yapmak için çaba sarf etmek, güçlü bir irade  ister. Bütün bunların yanında halkla iç içe ve halk gibi yaşamak. Her karesi bir harika, her sergisi mutlaka büyük bir ders ve tarihe düşen önemli vesikalardı, Ara Güler’in. Yaşım yetmiş işim bitmiş demeden, doksan dakika mücadele etti. Sürekli yenilikler aradı, sürekli kendini de yenileyerek “Daha öğreneceğim çok şey var” dedi. Her ömürlü gibi bir gün o da göçüp gidecekti. Giderken eserler bırakmak, iyi anılmak, iyi insan olmak ve mütevazi yaşamak ta son derece önemliydi. Ara Güler tüm bunları yaptı ve 90 yaşında aramızdan ayrıldı.

Olta

Köylü bir delikanlı genç dünyanın en büyük alışveriş merkezine İş başvurusu yaptı Dünyanın bu en büyük mağazasında her şey satılmaktaydı. Personel müdürü gence;

-Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?

-Evet, köyümde bu işi yaptım.

Personel müdürünün gözü çocuğu tuttu.

-İyi, yarın başlıyorsun dedi.

Akşam ilk günü değerlendiririz.

Ertesi akşam Personel müdürü, çocuğu karşısına aldı.

-Evet, bugün kaç satış yaptın? diye sordu.

-Bir.

-Ne bir mi? Öteki arkadaşların otuzdan fazla satış yaptılar. Sen nasıl yalnızca bir satış yapabilirsin? Kaç dolar tuttu peki?

-320 bin dolar

Personel müdürü şaşırdı ve bunu nasıl becerebildiğini sordu. Adama önce küçük boy bir olta, sonra orta boy bir olta ve daha sonra da büyük bir olta sattım. Dedi genç satıcı. Adama nerede balık tutacağını sordum , Kıyıda deyince bir tekneye gereksinimin olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu yelkenli lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini belirtince de son model bir 4×4 cip sattım.

Personel müdürü kendinden geçti:

-Ne diyorsun, tüm bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın?

Çocuk yanıtladı:

-Yoo, aslında eşinin migreni tutmuş, buraya ilaç almaya gelmişti dedi. Hafta sonunun mahvolduğunu görünce adama bunu açık açık söyledim ve balığa gitmesini önerdim.

 

Ne İstediğine Dikkat Et

Çok yakışıklı ve karizmatik bir adam yanında bir devekuşu ile bara gitmiş. Herkes şaşkınlık içinde adama bakarken adam bara yaklaşmış: “Bana bir viski, ona da kırmızı şarap” demiş.

Gece boyunca içkiler içilmiş, yemekler yenmiş. Gecenin sonunda barmen bir kutu içinde hesabı getirmiş, adam kutuyu açmadan, elini cebine götürmüş ve çıkan parayı masanın üstüne koymuş. Sonra da devekuşu ile çıkıp gitmiş. Bu garip olay üst üste bir kaç gece tekrarlanınca, barmen dayanamayıp adama sormuş: “Her gece cebinizden çıkan para ile hesap kuruşu kuruşuna tutuyor, bunu nasıl başarıyorsunuz?”

Adam gülümsemiş: “Bir gün karşıma bir cin çıktı ve üç dileğimi sordu. İlk olarak yakışıklı ve karizmatik olmayı istedim. İkincisi, ne almak istersem cebimde onu almaya yetecek kadar para olmasını…”

Barmen “peki ya bu kuş?” diye sormuş çekinerek.

Adam, “son dileğimde, yanımdan hiç ayrılmayacak uzun bacaklı bir piliçti” demiş.

 

Lale Bahçesi

Babası oğluna kaç dostu olduğunu sorar. Oğlu çok fazla dostunun olduğunu söyler bunun üzerine babası;

Baba peki der o zaman onların gerçek dostun olup olmadığını test edelim der oğlu nasıl der baba git bizim koyunlardan birini kes ve parçala ve sonra parçalarını bir çuvala koy ve gel der. Oğlu gider babasının dediğini yapar ve getirir. Sonra babası derki şimdi bu çuvalı al ve o dostlarına götür ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum diyerek yardım iste der oğlu ama baba der baba eğer gerçek dostun olup olmadığını görmek istiyorsan yap der oğlu gider dostlarından birisinin kapısını çalar ve ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum saklamak için bana yardım et der ama dostu hayır git benden uzak dur başımı belaya sokma der ve kovar sonra ikinci bir dostuna gider ama aynı yanıtı alır ve diğerleri de aynı tepkiyi verince babasına gelir ve haklıymışsın baba onlar gerçek dostum değilmiş hiçbiri yardım etmek istemedi der.

Babası sana söylemiştim der ve sonra derki şimdi falanca yere git falanca kişiyi bul ve benim selamımı söyle sonra aynı şeyi ondan iste der oğlu gider adamı bulur babasının selamını söyler ve amca ben birini öldürdüm ve bu çuvalın içine koydum der bana yardımcı olur musunuz der adam gel bakalım derken kendi evinin arka bahçesine götürür ve orda bir çukur kazarak çuvalı çukara gömer sonra bütün bahçeye laleler eker ve arka bahçe tam lale bahçesi olur.

Genç çocuk gelir ve babasına olan biteni anlatır baba o adam bana yardım etti çuvalı arka bahçesine gömdü ve sonra tüm bahçeye laleler ekti der babası tamam şimdi yine git ve aynı adamı bul herkesin içinde olmadık hakareti yap ve birde tokat at demiş oğlu şaşırmış ama baba nasıl olur o bize yardım etti ama der babası sen dediğimi yap der ve oğlu gider adamı bulur ve herkesin içinde hakaret eder ve birde adama tokat atar. Adam gence şöyle bir bakar ve derki oğlum babana selam söyle ben bir tokada lale bahçesini bozacak adam değilim der.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.