DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

GÖLCÜK ULUSAL BASINDA

01.10.2018
1.270
A+
A-

 

GÖLCÜK ULUSAL  BASINDA

 

Biz her zaman isteriz ki Gölcük’le ilgili ulusal medyada yapılan tüm haberler güzel olsun. Adımıza şanımıza yakışır olsun. Böyle olmadı. Ulusal basın gazetesiyle, televizyonuyla Gölcük’ten bahsederken konu dere yataklarına yapılan evlerdi. İşin en dramatik yanı 1999 yılında yaşadığımız asrın en büyük felaketi olan depremin merkez üssünün Gölcük olmasıydı. Böylesine bir yerde dere yatağına yapılan evler işte gün gelir böyle ulusal basına kadar çıkar. Yazık… İnşallah ilçemiz bir daha 17 Ağustos gibi deprem felaketleriyle karşılaşmaz da oralara yapılan evlere bir zarar gelmez. Bu zamana kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizması ve ona olan ilgi alaka ve sevgiyle bulundukları yerlere gelenler aslında üstüne koyması gerekirken niçin böyle haberlere ilçemizi konu ediyorlar iyice düşünmeli. AK Parti’nin Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sırtından inin” dedi. Bu şu demek onun sayesinde seçilenler artık arz-ı vedaya hazır olsunlar. AK Parti işte kendi içinde düştüğü bu yanlışlıklar sonucu irtifak kaybetti. Halk Erdoğan adına oy veriyor, ona inanıyor, lakin; onunla bir yerlere gelenler neden buna dikkat etmiyor varsın düşünsünler. Belediye seçimlerine kısa bir süre kala bu konunun gündeme gelmesi daha doğrusu yıllar sonra tekrar gündeme gelmesi biraz da enteresan. Önemli olan Gölcük’ün adının böylesine anılmasıydı, “Gölcük burada olumsuz bir imajla kaybetti” diye söyleyen sokaktaki vatandaş kimin kazandığını da çok merak ediyor.

NEFES

78 yaşındaki bir adam ufak bir kriz geçirir ve hastaneye gider. Durumunun düzelmesi için 24 saat boyunca oksijen verilen adam çok daha iyi hissetmeye başlar. Durumun düzeldiğini gören doktorlar 2.000 TL civarındaki faturayı getirince adam ağlamaya başlar.

Adamın durumuna üzülen doktor “ağlamana gerek yok, taksitle de ödeyebilirsin” der.

Adam ise “mesele para değil nakit öderim ben ücreti. Asıl mesele şu ki; siz bana sadece 24 saat oksijen verdiniz ve bunun için 2.000 Lira istiyorsunuz.

Bana 78 yıldır oksijen veren Yaradan’a borcumu nasıl ödeyeceğim, onu bilmiyorum” der…

Nefes alıyorsan şükret nefsim. İnsanoğlu havayı bile parayla satarken sana sınırsız nimet veren Mevla ne büyük ne cömerttir…

 

RÜZGAR DALI KIRMADAN

Adam hanımına pek hoş davranmaz, kalbini kırar. Sonra hanımından sofrayı kurmasını ister. Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını. Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir zevkle yemeye başlar. Yemek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra hanımından tuz ister.

Hanımı; “Sen yemeğe devam et ben getiririm” der ve içeri gider. Adam ikide bir; “tuz nerde kaldı hanım?” diye sorar. Kadın her seferinde “tamam getiriyorum” diye cevap verir. Fakat tuz bir türlü sofraya gelmez. Adam tuzu isteye isteye karnını doyurur. Sonra aklı başına gelir. Az önce hatununun kalbini kırdığı için özür diler

Hanım mutfağa gider ve elinde tuzla geri döner. Adam merak eder ve sorar; “Bu ne şimdi karnım doyduktan sonra tuzu ben ne yapayım” der. Hanımı da ona; “Senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, ihtiyaç kalmaz” der. Hani derler ya öfke rüzgâr gibidir, bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile.

Hayatı boyunca herkes birini bulur ama birbirini bulmak çok az insana nasip olur. O yüzden sevdiğinize sahip çıkın, onu önemseyin ve kırmayın.

Kadın mutluysa güzelleşir, güzelse mutlu olur. Mutlu olursa sen de mutlu olursun. Sevdiğinizi üzmeyin…

Sevdiklerinizi üzmemeye özen gösterin. Kırdığınız kalp artık düzelmez. İş işten geçtikten sonra her şey boş.

 

YANLIŞ OTOBÜS

Yolculuk hazırlıklarını tamamladıktan sonra otobüs garajına giden Temel ve Dursun, rastladıkları ilk otobüse atlamışlar. Bir süre sonra Dursun:

– “Yahu Temel!” demiş. “Biz bu otobüse bindik ama, nereye gittiğini sormadık ki?”

Temel, aldırmaz bir şekilde cevap vermiş:

– Sen hiç mera etme! Otobüsten inince yoldan geçen birine sorarız.

Ödevi Neden Yapmadın?

Bir gün bir sınıfta öğretmenin verdiği ödevi yapmayan sadece Temel ve Dursun’muş.

Öğretmeni Temel’e sorar:

– Temel ödevini niye yapmadın?

Temel:

– Misafir geldi öğretmenim.

Öğretmen:

– Dursun sen niye yapmadın?

Dursun:

Temellere misafir giden bizdik öğretmenim.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.