DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C
Reklam

İbrahim İnanç Çakıroğlu’ndan sert eleştiri

İbrahim İnanç Çakıroğlu’ndan sert eleştiri

İbrahim İnanç Çakıroğlu’ndan sert eleştiri

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 27. Dönem 5. sıra Kocaeli Milletvekili olan ve 31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerde Gölcük Belediye Başkan Adayı olan İbrahim İnanç Çakıroğlu’ndan sert eleştiri

“CHP Tekirdağ Milletvekili Özcan Aygün’nün sözleri Trabzonluları üzmüştür”

Çakıroğlu, “Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanı’nın, Atatürk Düşmanlığı ile nam salmış Kadir Mısıroğlu ziyaretini eleştirmek için basın açıklaması yapan Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Özcan Aygün, bir kendini bilmezi baz alarak Trabzonluları Pontus diye nitelendirme gafletine düşmüştür. Yapılan bu bariz hata CHP milletvekili Aygün’ün, Türk Tarihi, Trabzon Tarihi ve Trabzon halkının Türklüğe, Atatürk’e olan sevdasından bihaber olduğunu gözler önüne sermiş ve biz Trabzonluları derinden üzmüştür. Bu üzüntü ile bir takım tarihi gerçeklikleri açıklama gereği duymuş bulunmaktayız. Saka ve İskit Türkleri Milattan Önce 8. YY’da Karadeniz kıyılarına yerleşmiş bir Türk kavmidir. Daha ortada Pontus Devleti yokken bu coğrafya’ya yerleşen İskitlerin varlığından bir milletvekilinin haberdar olmaması bilgi noksanlığı taşıdığının göstergesidir. Akabinde bölge de zaman zaman egemenliğin Rum, Gürcü hanedanlıklarının eline geçmesi, Selçukluların, Danişmentlilerin ya da Mengücekli beyliklerinin bölgeye devamlı yaptığı akınların varlığını görmezden gelmeye bahane değildir”.

“Trabzon daha 15 yaşında gözünü kırpmadan can veren Eren Bülbüldür”

“Tarih boyunca önemli bir konumda olan Trabzon kenti şehzadelerin yetiştiği önemli bir şehirdir. Trabzon Fatih Sultan’ın 1461’de fethettiği (Pontus devletinden askeri kademede önemli mevkilerde olan Hıristiyan Kıpçak Türkleri de daha sonra Osmanlı saflarına geçmiştir.), Yavuz Sultan Selim Han’ın Şehzade olarak yönettiği, batıyı titreten Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu şehirdir. Trabzon 1912 Balkan Harbi neticesinde Çatalca’ya kadar gelmiş Rus ve Bulgar askerlerine karşı Mehmet Ali bey ve dönemin Tabakhane camisi İmamı Arap Hafız ile 500’den fazla Trabzonlu gencin örgütlenip Çatalca’da ki saldırıya karşı koymak için gidip sadece 3 kişinin dönebildiği 87. Alay’ın filizlendiği kenttir. Trabzon 1. Dünya Savaşı devam ederken Of’a kadar gelmiş Rus askerini bölge halkının oluşturduğu milis gücü ile 22 gün geçirmeyen ve o dönem Anadolu’da itilaf devletlerine karşı ilk milli direnişin gösterildiği yerdir. Trabzon 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Milli Mücadele kahramanımız Atatürk’ün “İlk defa Samsun’a ayak bastığım zaman, bana kalp kuvveti verenlerin ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım” sözlerine mazhar olan vatan evlatlarının şehridir. Trabzon daha 15 yaşında gözünü kırpmadan can veren Eren Bülbüldür”.

“87. Alayı anlatan, Doğu Karadeniz tarihi ile ilgili bilgi veren kaynaklara sahibim”

“Atatürk’ün partisinden vekil olmuş birinin bu bilgilere sahip olmadan, Trabzon Öğrenci Yurdundan, yurt parası ile ticaret yaptığı için ihraç edilen ilk ve son kişi olan Kadir Mısıroğlu adındaki ” Yunan galibiyetini Türklüğe tercih eden, Atatürk’e hakaret etmekten geri kalmayan, Milli yazarımız Mehmet Akif’e p. diyen bir deliyi muhatap alıp hakaret etmesi, özür ile kapatılabilecek bir durum değildir. Özcan Aygün’e buradan sesleniyorum, 87. Alayı anlatan, Doğu Karadeniz tarihi ile ilgili bilgi veren kaynaklara sahibim. Kendisine bu kaynakları gönderebileceğimi beyan etmek isterim. Belki bu kaynaklardan öğreneceği bilgiler ile özrünün yetersiz kalacağı ve istifa etmesi gerekliliğini görür.

“Ali Erbaş oraya şahsı adına değil Diyanet İşleri Başkanı olarak gitmiştir”

Sözlerime son verirken gündemde sıcaklığını koruyan Diyanet İşleri Başkanının ziyareti ile ilgili bir şeyler söylemek isterim. Bu ziyaretin planlı bir şekilde toplumu kutuplaştırmak adına yapıldığı ortadadır. 10 Kasım’da basında yer bulsun diye 9 Kasımda yapılan ziyaretin neresi insanidir. Eğer bu ziyaret insani ise Ali Erbaş üstündeki devletin malı olan cübbeyle mi insaniyet göstermek istemiştir. Ali Erbaş oraya şahsı adına değil Diyanet İşleri Başkanı olarak gitmiştir. Cübbesini çıkardığında hiçbir kişiliği olmayan, kişiliğini makamdan alan Ali Erbaş mademki insani ziyaret yapmayı seviyordu da neden bir tane şehit yakını ya da gazi ziyareti yerine ülke kurucusuna, milli değerlere sövmekten zevk alan bir deliyi ziyaret etmiştir. Bunun açıklamasını yapmadan istifa etmesi en doğru tercihtir” diyerek sözlerini tamamladı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.