Kocaeli °C
Bir Ruya Şehri Eskişehir
Her şehir içinde yaşayan insanlara kendinden katar..
Geçen hafta çok sevdiğim dostlarım ile bir Eskişehir kaçamağı yapalım dedik.
İstanbul da yaşarken sergiler dolayısıyla gezip gördüğüm bir şehirdi Eskişehir.
Ve tabi bende uzun soluklu güzel anıları vardı.Üyesi olduğum İstanbul Rekreasyon Derneği
ile her köşesini gezmiş ve bayılmıştım.
Aradan geçen yıllar ile bir daha gitmek kısmet olmamıştı.
Sevgili dostum Seyhan bize tren ile gitmeyi teklif edince tabi dunyalar benim oldu..Bir
önceki hafta trenle Ankara’ya gitmiş ve çok etkilenmiştim.İnanılmaz konforlu bir yolculuk
bizi bekliyordu.
Soğuk bir cumartesi sabahi erkenden yollara düştük ve daha gün ağarmadan İzmit Tren
Garı’nda trenimizi beklemeye başladık.Birlikte olduğumuz insanlar da hepsi neşeli olunca
sabahın yedisinde hiç zorlanmadan ve de güneşin doğuşunun bize sunduğu renklere bakarak
trenimize bindik.
Tren yolculuğu gerçekten çok keyifli..Fakat manzaranın hızla yanımızda geçiyor olması beni üzüyor.
.Doya doya bakamadığımdan içimden söyleniyorum arada..Ah şimdi burada insem ve bu manzaraları
doyasıya yaşasam.Sonra da fotoğrafını çeksem diye.
Neyse arada dolaşan kahve ve çay ikramları ve de trenin 240 km.ye çıkan hızı ile hiç anlamadan
Eskişehir Tren Garı’nda oluyoruz..
İnanılmaz soğuk hava.Fakat çok da keyifli.
Bir taksiye atlıyor ve kalacağımız Odunpazarı Evleri’ne doğru yola çıkıyoruz..Taksiciler İstanbul da
görmeye alıştığımız turden değil.Son derece kibar ve yardımseverler.Zaten tüm mesafeler de yakın.
Sevgili Hilalin önerisi ile gittiğimiz otel Odunpazarı Evleri’nde..Sıcak bir karşılama ile herkes odasına yerleşiyor.
Bizim oda hazır olmasa da bir kahve eşliğinde bekleyerek yerleşiyoruz Zerrınle odamıza.Yola bakan
bir tarafta olması ve sokağın tüm güzelliğini görmek beklediğimize değdi dedirtiyor bize.Son
derece temiz ve özenli her yer.
Biraz dinlenip başlıyoruz keşiflere..Yanımızda iki fotoğraf sanatçısı Berna ve Zerrin var.Tabi ki
fotoğraf çekmeye doya doya geziyoruz..Odunpazarı Bölgesi en eski yerleşim bölgesi.Osmanlı sivil
mimarisinin en güzel örnekleri var her yerde..Başarılı turizm
yatırımları ile tam bir ruya şehir olmuş.her bir köşede tarihi konaklar,müzeler,çeşmeler ve camiler
var..Tabi her yerde uzun süre kalıyor ve fotoğraflar çekiyoruz..
Mesela Cam Müzesi’nde canlı performanlar oluyor.Hemen oturup hayranlıkla bir camın şahesere
dönüşünü izliyoruz..Ateşin o eşsiz camla dansı gerçekten görülmeye değer..Bir sürü öğrenci geziyor
ve canlı izliyorlar cam hikayelerini..Ne kadar şanslılar diye düşünüyorum..Farkındalar mı acaba bunların..
Yine yolumuzun üstünde olan Kurşunlu Camii’ne de giriyoruz.Çoban Mustafa Paşa tarafından1525
yıllarında yapılmış bu eser çok etkileyici..Sonbahar da rengarenk yaprakları ile huzur dolu bir atmosfer
yaratmış buraya.Bir banka oturup uzun süre sessizliğin içindekileri duymaya çalışıyorum…Ve tabi
hafızama yerleştiriyorum herşeyi..Külliyenin içinde de el sanatları çarşıları var..Her sanatçı ortaya dökmüş
hünerlerini ve sergilemişler.Neye bakacağımızı şaşırarak kendimizi bahçeye atıyoruz.
Tabi arada çay molaları vermesek işimiz zor..Çünkü her yer tarih ve her yer önemli..Neyi kaçıracağım diye
telaş içindeyim..İnsanların zerafeti,sessizlği de beni etkiliyor sanırım..Hiç telaş yok.Hiç trafik yok.Kavga
eden,sizi rahatsız eden kimse yok..Herkes işinin peşinde.Sahip oldukları güzelliğin farkındalar ve dört elle
sarılmışlar Eskişehirliler.
Neyse yorgun ayaklarımızı biraz dinlendirip,akşam yemeği için toparlanıyoruz..Emine,Berna, Hilal,Zerrin
Seyhan bakıyoruz grup tamam ve atlıyoruz taksilere yemek yiyeceğimiz bir yer buluyoruz.Güzel bir
yemeğin ve sohbetin ardından
arkadaşlarımı cezbeden midye dolmacısına giriliyor..Dolmalar da bitince,ertesi gün için planlar yapmak
üzere otele dönüyoruz ve günün güzelliği için şükrediyoruz..Oda arkadaşım Zerrin ile günün kritiği yapılıyor..
Ve aslında ne kadar zengin olduğumuz ve şanslı olduğumuz üzerine konuşuyoruz..
Haftaya ikinci günümüzün güzellikleri ile Eskişehir masalına devam edeceğim..
Sevgiyle kalın..
Hoşçakalın..
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR