DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

LOUVRE MÜZESİ

04.01.2019
1.016
A+
A-

Fransa’da dünyaca ünlü Louvre Müzesi’ni geçtiğimiz yıl 10 Milyonun üzerinde insan ziyaret etmiş. Müzeye diyeceğimiz bir şey yok. Fransa tarihine söyleyeceğimiz bir söz yok. Peki, ya bizim Topkapı Müzesi bir cihan imparatorluğuna başkentlik yapmış İstanbul’da neden bu rakamın üzerine çıkamıyoruz? Müze kültürümüz eksik, merakımız yok denecek kadar az. Diyebilirsiniz ki Topkapı Sarayı çok özel eserlerle doludur. Eyvallah buna söz yok. Peki, Louvre Müzesi aynı özellikleri yansıtmıyor mu? Biz Topkapı Sarayı’na gerekli hassasiyeti göstermiyoruz, onu iyi tanıtamıyoruz. Böyle olunca da ziyaretçi sayıları Louvre’un çok ama çok altında kalıyor. Mesela dünya Mevlana’yı iyi tanır, kültürünü benimser. Konya’da devasa bir Mevlana müzesi kurulsa o dönem orada en ince ayrıntısına kadar yansıtılsa biz de aynı ilgiyi görürüz kanaatindeyim. Bunun için çok sıkı bir reklam ve tanıtım kampanyası yürütmeliyiz. Dünya’yı Mevlana üzerinden hoşgörü kültürüyle birleştirmeliyiz. Bunları niçin yapmıyoruz? Yapabilecek kapasitemiz varken niçin yapmıyoruz? Neden birkaç adım gerideyiz? Bir örnek daha vereyim. Manisa ve mesir macunu. Bu bir hayat iksiri olmasına rağmen Hafsa Sultan için Merkez efendi tarafından bulunmasına rağmen dünyaya bunu niçin anlatmıyoruz? Yaşadığımız topraklara baktığımızda adeta dünyanın bizim coğrafyamızdan şekillendiğini görüyorsunuz. Ağrı Dağı’ndan Nuh’un Gemisi, insanlığın yeniden doğuşu. Buraya bir Nuh’un Gemisi yapsak insanlığın ikinci baharı sloganı adı altında 1 hafta 10 gün o anları seli ile doğal felaketleriyle değil geminin içindekilerin yaşantıları ile anlatılsa oraya dünyadan hepimiz kardeşiz mesajı görsek itibar görmez mi? Bizim Hacivat Karagöz’lerimiz, Nasreddin Hocamız bunlar dünyaya verilecek mesajlar adına çok önemli olmasına rağmen niçin müzeleştirip kültür hayatının içine katmıyoruz? Sonra da Nuh’u bir yıl 10 Milyonun üzerinde ziyaret edince vay be diyoruz. Burası kim? 7 iklim 7 coğrafya. Binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapmış bir ana yurt. Belki de insanlığın anası, babası. Şanlıurfa’daki balıklı göl dünyanın neresinde var? Neden anlatmaz, niçin tanıtmayız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarının bir tarih, bir kültür fışkırdığını neden dünyaya anlatmıyoruz? Enerjimizi sen ben kavgaları ile tüketeceğimize var olan kültür miraslarımızı niçin üretime dönüştürmeyiz? Her 18 Mart’ta Çanakkale binlerce Yeni Zelandalı, Avustralyalıya ev sahipliği yapıp onlar ta oralarda binlerce kilometre uzaktan yurdumuza gelerek dedeleri adına gurur yaşayıp şafak vakti ayni yaparken biz bunun üzerine neden dünyayı da koymuyoruz? Nerenize bakarsanız bakın, ne taraftan bakarsanız bakın göreceğiniz şudur. Bu vatan dünyanın gözbebeği ama ne yazık ki dünya tarafından değeri bilinmeyenidir.

ŞU POŞET HİKAYESİ

Naylon poşetler tabi ki hem insan hem de doğa sağlığına zararlı. Pazardan, marketlere, manavından, bakkalına kadar öyle bir poşet deryasının içine girdik ki bugün vazgeçtik. Zararını yeni mi anladık ne? Biran da 25 kuruşluk poşetler vatandaşın gözünde maddi bir soruna dönüştü. Uygulamanın başladığı an da poşet kullanımında %70’lik bir düşüş görülmüş. Şimdi 25 kuruş deyip de geçmeyin. 5-6 poşet aldığınızda 2-3 ekmek parasına tekabül ediyor. Bununla büyükçe sarsılır mı bence sarsılmaz. Dar gelirli zaten 1-2 poşetten öteye geçemiyor. Hali vakti yerinde olan adınaysa vız gelip tırıs gidiyor. Ahali kağıda yapılan zammı, gazete kağıtlarına yapılan zamdan tuvalet kağıtlarına yapılan zamma tepki gösterdi. Emekli maaşına %10 zam yapıldı, ses yok. Poşet 25 kuruş kıyamet kopuyor. Kimileri sosyal medya üzerinden kafa yapıyor. Marketlerin önünde 10 kuruşa naylon poşet satacaklarmış şaka gibi değil mi? aslında paralı poşetin bir faydası da şu oldu. Alışverişe çıkıp aldıkları ürünleri poşete koyanlar nasılsa bedava diye birkaç fazla poşeti yanlarında götürüyorlardı. Böylece böyle bir israfta önlenmiş oldu. Bir işe yarayacağından değil ya sadece almış olmak için alanlar adına söylüyorum. Bunun önüne geçilmiş olalım. Şimdi tanesi 25 kuruş. Sıkıysa fazladan al bakalım. Bir yasak bir geriye dönüşüm getiriyor. File devri hem sağlıklı hem uzun süre kullanışlı. Mesela bu poşet furyası Güney Kore’de hiç yok. Marketlerde kullanımı yasaklanmış ve önemli yaptırımlar da getirilmiş. Bursa’da ekmeğin fiyatı yüz yirmi beş kuruştan yüz elli kuruşa çıktı. Bizim feryadımız ise 25 kuruşa satılan poşetlere. Haydi, hayırlısı diyelim.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.