DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

GÖZDEN KAÇAN İNCE İŞLER

25.01.2016
1.455
A+
A-

Türkiye’nin İŞİD hedeflerini topçu ateşiyle vurmasından sonra bölücü örgütün iki yüz militanı bertaraf olmuştu. İngiltere ülkemizin bu önemli operasyonunu her ne kadar başarılı bulsa da temennisi şuydu; “Bundan sonra İŞİD hedeflerini vuracağınız zaman önceden bizim haberimiz olsun.” Niye böyle bir istek? Zorun ne İngiltere? Hepimiz biliriz ki Ortadoğu’daki haritaları çizmek için İngiltere yüz yıllardır özel bir çaba sarf eder. Belli ki bu operasyon güya memnuniyet görüntüsü altında İngilizleri epey rahatsız etmiş. Bunun kamuoyunda ve basında geniş olarak tartışıldığını hiç görmedim. Aslında bu önemli konu, enine boyuna tartışılmalı, İngiltere’ye de gerekli cevap mutlaka verilmeliydi. Gerek Türkiye gerekse ABD İŞİD’i terörist örgüt olarak ilan etmesine rağmen İngiltere’nin bu tuhaf tavrını anlamakta, kavramakta mümkün değil. Türkiye’nin PKK’ya karşı yapmış olduğu operasyonlar daha önceden İngiltere’ye haber veriliyor mu ki, İŞİD operasyonları konusunda bu zatı muhteremler bilgilendirilsin. Aslında şunu sormak gerekir, hayırdır İngiltere, orada savaşan vatandaşların mı var da daha önceden onları uyarma gereği falan mı duyacaksın? Biz uluslararası ilişkiler çerçevesinde tüm ülkelerle olduğu gibi İngiltere’yle de ilişkilerimizin karşılıklı çıkarlara dayalı bir şekilde sürdürülmesini isteriz. Ben şimdi çok merak ediyorum, İngiltere’nin beni de bilgilendirin isteği acaba sizce ne anlama geliyor?

 

ZAMLARIN MEMNUNİYETİ VAR MI?

Anıtpark genelde emeklilerin dinlenme ve volta alanıdır. Ne yapsınlar, orada vakit geçirmeye çalışırlar. Kahveye gidip, pişpirik veya okey oynayacak paraları olmadığı için zamanlarını Anıtpark’ta geçirmek emeklilerimiz için evladır. Oturmuşlar kendi aralarında hesap yapıyorlar, aynı zamanda da yorumlar getiriyorlar. Bir tanesi şöyle buyurdu; “Benim maaşım bin beş yüz seksen liraya çıkmış, yüz otuz lira falan maaşıma zam gelmiş. Sevineyim mi, ağlayayım mı; bilemedim. Doğalgaz faturası bir anda yüz lira birden fazla geldi. Buna elektrik ve suyu da eklediğiniz zaman verilen o yüz liralık seyyanen zammın ne tadı kaldı ne de tuzu.” Bir başkası al benden de o kadar diyerek, başladı döktürmeye; “Arkadaş keşke zam falan yapmasalardı. Faturaları kabartmasalar bizler daha karlı olurduk. Bunun adına kaşıkla verip kepçeyle almak derler.” Hepsi birden kafalarını sallayarak arkadaşlarını tasdik ettiler. Bir başka emekli aynen şöyle diyordu; “Yahu çalışırken, tek hayalim emekli olabilmekti. Vakti zamanı gelince hiç beklemeden dilekçemi verdim. ‘Oh be’ diyeceğimi zannediyordum. Keşke beni iş yerinden kovana kadar çalışsaydım. O zamanlar hiç olmazsa ara sıra da olsa hanım ve çocukları alıp yemeğe çıkabiliyor, pansiyon tipi evler dahi olsa tatil yapabiliyordum. Emekli olduk, hepsi tarihe karıştı. Artık sadece hayal kuruyoruz. Üstüne üstlük çocuklar da evlendi, torun torba sahibi olduk. Ne zor arkadaş torunlara dahi harçlık veremeyecek durumdayız.” Evet durum aynen bundan ibarettir, şimdi soralım bakalım şu yapılan zamların memnuniyeti var mı?

 

ERKEN SEÇİM OLUR MU?

Son günlerde ne hikmetse sonbaharda yeniden seçim olacak söylentileri başladı. Hatta bunu gazeteciler Başbakan Davutoğlu’na sordular. Sayın Başbakan doğru bir cevap verdi. “Niye böyle bir şeye gerek duyalım ki?” Öyle ya AK Parti sadece birinci parti değil, aynı zamanda mecliste yüksek oranla bir çoğunluğu da var. Parlamentodaki milletvekili sayıları kritik bir noktada değil. Ancak yine de Başbakan Davutoğlu “Hani şartlar gerektirirse, ondan da kaçmayız ve liderliğimizi koruruz” şeklinde doğru bir cevap daha verdi. Siyasi kulisler ise, şunu tartışıyor olabilir, Türkiye’de anayasayı değiştirmek için gereken milletvekili sayısı 376. Doğal olarak AK Parti bu sayıya sahip değil. MHP’nin seksen olan 7 Haziran sonrası milletvekili sayısını 1 Kasım’da kırka düşürmesinden sonra parti içerisindeki huzursuzluk herkesin malumu. Yapılacak olan bir seçimde MHP’nin barajı geçmeyeceği söylemleri ağırlık kazandığı için o kırk milletvekilinin büyük çoğunluğunun AK Parti’ye yazılacağı bir gerçek. Ayrıca Güneydoğu’da devam eden ve her gün şehit haberlerini aldığımız acı olaylar sonrasında devletin kararlılıkla terör örgütünün üstüne gitmesi ve teröristler etkisiz hale getirilene kadar operasyonlara devam kararı ülke genelinde HDP’nin de oylarını ciddi bir şekilde etkileyerek bu partiyi de zaten kıl payı olan baraj üstü seviyesinden barajın altına çekebilir. Dolayısıyla Sonbahardaki seçim meclisteki parti sayısını da ikiye düşürebilir. Siyasette olmaz olmaz demeyin. Senaryolar böyle üretilip yorumlar da böyle yapıldığına göre her şey olabilir.

 

ESMA-ÜL HÜSNA

*EL- BAİ’S: Kullarını ahirette dirilten, gizlilikleri ortaya çıkarandır. (Her kim Allah Teala’nın kendi kalbini nurlandırmasını isterse, uyuduğu vakitte ellerini göğsü üzerine koyar ve bu ismi yüz kere zikreder ve ayrıca bir kere zikrederse, muhakkak Allah onun kalbini diriltir ve nurlandırır. )

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.