DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ŞEHİDE GÖZYAŞI, YENİ HAYATA MERHABA

24.01.2016
1.310
A+
A-

ŞEHİDE GÖZYAŞI, YENİ HAYATA MERHABA

Hayat bir yağmura benzer. Gökyüzü önce bir çalkalanır, sonra şimşeklerin çaktığını görürsünüz, ardından yağmur başlar. O damlalar, toprağa düştüğünde doğa canlanır, ağaçlar müthiş bir sevinç yaşamaktadır, ekinler büyür, barajlarımız dolar. Bu verimli bir yağmurdur. Allah ülkemizin üzerinden bereketli yağmurları eksik etmesin. Sonra o yağmurlar, yere sağlam düştüğü için geleceği de öyle şekillendirir. Diğer yağmurlar gelecek senelerin ağaçlarını ekinlerini aynı şekilde büyütür. Sonunda ne olursa olsun, bir kuraklık vardır. Gün gelir, o yağmur damlaları, hem kesilir ama yere düşen sağlam ağaçlar yağmurları tekrar geri çağırır. İşte şehidimiz de böyle. Onun ceddi, toprağa bereketli yağmur olarak düştü. Böyle olduğu içinde biz “Şehitler ölmez” deriz. Bunu dinimiz de aynen öyle ifade eder. Gölcük’te Bayram Özdere’nin son yolculuğuna uğurlanışı hem hüzün, hem de gurur vericiydi. Helal olsun Gölcük Halkına, on binler cami avlusunu doldururken, düşen bereketli yağmurların her ne kadar böyle acılar yaşatsa da bu topraklardan eksik olmayacağını haykırıyordu. Cenaze merasimleri nasıl olursa olsun, hüzünlüdür. Ailesine derin bir acı, sevenlerine derin bir keder, topluma da acı verir. O gün Gölcük’te şöyle bir tur attım, etrafa bir bakındım. İnsanların şehidimiz nedeniyle hüznü yüzlerine vurmuştu. Amiral Sağlam Caddesiyle, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesinin kesiştiği noktada bir gelin arabası gördüm. Hani derler ya düğünle cenaze aynı anda diye, bir yanda acı bir kaybın gözyaşları, diğer yanda kurulacak olan yeni bir yuvanın sevinç gözyaşları. Gelin arabası dikkatimi çekti, bizler alışığız korna çalmayı severiz. Ancak o araçtan hiç bir korna sesi yükselmedi. Bu bir saygıdır. İlçe halkının hassas günlerde her ne kadar dolu dolu bir sevinç yaşasa da şehide gösterilen bir saygıdır, kornasız düğün arabası.

 

KAR FELÇ ETTİ

Bu defaki ilk kardan çok daha şiddetli oldu. Hayatı adeta felç etti. Köy yolları kapandı. Nimetiye’den ilçemize dün ancak saat 12.00’de araba kalkabildi. Bu ekip ve araçların yetersizliği kadar karın da şiddetini göstermesi açısından önemli bir fotoğraf. Tabi bütün bunlar olacak ancak, kimse kusura bakmasın, o yollar da açık olmak zorunda. Hava hep açık olsa hiç yağmur yağmasa, hiç olay olmasa, ne kadar güzel değil mi? O zaman sorunda olmaz, hepimiz rahatız dersiniz. Sakın ola demeyin! Kar yağmazsa; barajlar dolmaz, toprak suya doymaz, yağmur yağmasa; kuraklık olur, ekinler büyümez. Tam bir felaket yaşarız. Demek ki bütün bu olaylara karşı hazırlıklı olmalıyız. Bunlar ilk defa başımıza gelen şeyler değil. Gölcük’e ilk defa kar da yağıyor değil. Buradan toplu taşıma araçlarımıza, taksicilerimize ayrı bir parantez açmak istiyorum. Onlara teşekkür etmeliyiz. Var güçleriyle çalışmakta olan insanları, çarşıda, pazarda işi olanları, hastası olanları rahat ettirmek adına, inanılmaz bir çaba gösterdiler. Seferlerin aksamaması onlar sayesinde oldu. Bir ara değerli kardeşim Naci’yi aradım. Hadi evden iş yerine taksiyle geleyim dedim. O anda bir başka taksi için yardım istendiğini Şirinköy civarlarında oturduğu için de yoğun yağış nedeniyle geç kalabileceğini söylediğinde, atladım kar lastikleri taktığım arabama hiç sorunsuz ilçemize geldim. Donanma Caddesinden, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesine kadar geniş bir alanda sağlı ve sollu araçların, karla kaplandığını ve yollarında yavaş yavaş karla örtüldüğünü görünce, kendi kendime “Eyvah! Acaba minibüs mü bekleseydim?” derken, gazeteye varmıştım bile. Ekip, yukarı mahallelerde oturmasına rağmen çok daha önce işe gelmiş, sayfaları yapmaya, baskıları hazırlamaya başlamıştı bile. Biz iyi ve profesyonel bir ekip olduğumuz için süratle sayfaların hazırlanması konusunda fazla bir güçlük çekmedik. Ancak herkes ve her şey böyle değil tabi. Yasemin ancak 12.00 arabasıyla köyden inebilmişti. Yeni tabiriyle mahalleden diyelim. İyi güzel de Gölcük yukarıdaki köyleriyle irtibatı çok uzak olan bir kent değil. O bölgede yollar daha erken saatlerde açılmalı, trafik çok daha erken, yolunu bulmalıydı. İnsanlar sadece alışveriş ve iş için oralardan gelmiyor. Allah muhafaza olumsuz bir durum yaşansaydı, ne olurdu diye düşünmekten de insan kendini alamıyor. Sonra bizim kahveci Nihat geldi. Yukarı mahallelerde yarım metrenin üzerinde kar olduğunu söyledi. Ana arterler her ne kadar açık olsa da, kar küreme araçlarının yolun sağına ve soluna park eden özel araçlar nedeniyle geniş alanda yolları açamadığını gördük. Bunun kabahati ver sorumlusu canla başla çalışan o ekipler değil. Araçların bulunduğu alanda her ne kadar ev ve site varsa, otoparklarının olmaması. Yol daralınca, bu defa karşılıklı yönden gelen araçlar arasında sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Neticede bir önceki geceden itibaren, şiddetli bir şekilde yağmaya başlayan kar Gölcük’te hayatı felç etti.

 

*EL- MECİD: Zatı ve sıfatlarıyla yücelik sahibidir. (Kimin akrabaları ve akranları arasında izzet ve kıymeti yoksa, bu ismi sabah namazından sonra 99 kere okur ve üzerine üfürürse; onlar arasında izzet ve heybet hasıl olur. Kim cüzzam hastalığından korkarsa biyz günlerinde (kameri ayın 13-14-15. günleri) oruç tutar, iftar vaktinde bu ismi zikrederse Allah onu cüzzam ve baras hastalığından emin kılar)

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.