DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

Ülkeyi Bölünmenin Eşiğine Siz Getirdiniz, Ey AKP!

Ülkeyi Bölünmenin Eşiğine Siz Getirdiniz, Ey AKP!

sp sp1

Saadet Partisi Gölcük İlçe Başkanlığı Başkan Vekili Halil Özbay önderliğinde haftalık olağan toplantısını gerçekleştirdi.Toplantının açılış konuşmasında Başkan Vekili Halil Özbay gündeme dair herkesin hatırlaması gereken bazı belgelere değindi.

CHP, MHP ve  ANAP tarafından imzalanan  ve AK Parti tarafından TBMM’ne sevk edilen, 04.06.2003 tarihinde 4867 ve 4868 numaralar olarak milletvekillerin oyları ile kanunlaşan ikiz yasalar…

 Bu yasaların eki sözleşmelerde:

“Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir. Bütün halklar doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılamaz. Bu sözleşmeyi kabul eden bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir.” gibi bölücülüğün kılıfı olan hükümleri vardır.

 Başka bir belge:

“Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi vardır. Biz Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesi olan BOP’un eş başkanlarından biriyiz.” sözleri ve BOP’un eki olarak yayınlanan Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunu da içine alan bölücü harita.

Daha başka bir belge:

Kocaman bir Papa heykeli. Kolları öne doğru uzatılmış. Kollarının arasına bir masa konulmuş. T.C Başbakanı ve Dışişleri Bakanı masada beraberce bir belge imzalıyorlar. Bu belge Avrupa Birliği ve Türkiye arasında varılan bir mutabakat belgesi. Egemenliğimizin devri yanında, bu belgenin  eklerinden birisinde Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bulunan su kaynaklarımızın yönetiminin uluslararası bir komiteye devrini öngören hükümler var.

Diğer bir belge:

İstanbul Dolmabahçe Sarayı. Başbakanlık Ofisi. PKK terör örgütünü ve onun hapisteki başkanını temsil edici mevkide olduğu bilinen bir grup TC milletvekili ile TC Hükümeti’ni temsil eden bakanlar. Terör örgütü liderinin gönderdiği, bir Bakan tarafından okunup basının önünde kamuoyuna açıklanan mutabakat maddeleri olarak ilan edilen, özerklik yolunu açan bir metin.

Daha da başka ve sonuncu bir belge:

İçinde HDP’lilerin de bulunduğu Demokratik Toplum Kongresi’nin özerklik ile ilgili deklerasyonu. Bu deklerasyonun  HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Özyönetim, Özerklik, Kantonal bölgeler, bağımsız Kürt devleti sözleri ile kamuoyuna açıkladığı metni.Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere yönetimde bulunanlar HDP, DTK ve Selahattin Demirtaş hakkında öfkeli açıklamalar yapıyorlar, soruşturmalar başlatılıyor.Oh be! Nihayet yöneticilerimiz uyandılar. Türkiye’nin “üniter” bir devlet olduğunu, bu son açıklamaların suç olduğunu, hesap sorulacağını, anayasa maddelerini de zikrederek bangır bangır bağırıyorlar. Kocaman teşekkürlerimizi gönderiyoruz.Lakin yukarıda yazdığımız bu belgelerin hangisi Türkiye’nin üniter yapısına ve Anayasasına aykırı değil. Sadece sonuncu belgeye mi öfke? Diğer belgeler için neden hiç bir işlem yapılmadı, açıklama olmadı. “Hanım yapınca kaza, gelin yapınca ceza” prensibi mi uygulanıyor? Tarih bunları yazmayacak mı sanıyorlar? Bugün medya gücü ile bu suçlar örtülebilir, ama ilelebet bu durum devam edebilir mi? Ey, 15 yıldır adım adım buraya gelinirken, Milli Görüş bangır bangır bunları haykırırken, çözüm yollarını da milyon defa gösterirken burnundan kıl aldırmayanlar!

 Şimdi bu belgeler birbiriyle buluşturulursa!

“Yıkıcılıkta mahir, kötü niyetli bir kişi veya grup” bölücü içerikli bir dilekçe yazıp, bu belgeleri de arkasına iliştirip, rejisör dinozorlara götürüp verirse, “Batı” yönünden fırtınalar estirilmeye başlanırsa, hangi tedbirleriniz var?

İş oraya doğru gitmiyor mu?

Neden kılınız kıpırdamıyor?

Neden?

 TARİHE BAK

Tarihe ibretle bakmaz mısın hâlâ?

Osmanlı ve Endülüs sana öğütmüş!

Bölücülükler başa olmuş hep bela,

Gör koca devletleri nasıl öğütmüş!

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.