BİR UMRE HİKÂYESİ

Genç yaşta Umre ziyaretini yapmak çok güzel.. Değerli yeğenim Hasan Basri Artvinli bu güzel ziyareti yerine getirerek mutlu bir şekilde ilçemize döndü. Mekke ve Medine’yi, oranın manevi güzelliklerini anlata anlata bitiremedi. Milyonlarca insanın gerçekleştirdiği ziyarette, gün sabah namazından önce okunan tevcid ibadet ile başlıyor. İnsanlar akın akın Kâbe-i Muazzama ya gidiyor. Herkes birbiriyle yardımlaşıyor, yiyeceklerini paylaşıyor. Farklı milletten birbirini hiç tanımayan insanlar, Umre de kucaklaşmanın en güzel örneğini veriyorlar. Ve işin en güzel tarafı gerek Suudiler gerekse Umreye gelen Müslüman kardeşlerimiz Türk hacılara büyük bir ilgi ve saygı gösteriyorlar. Ayyıldızlı armayı gören diğer hacıların Hasan Basri Artvinli ile birlikte bizim Umre ziyaretini yapan vatandaşlarımıza hayran hayran bakışları herkesi çok etkilemiş. Bunlar tabi ki güzel şeyler. Türkiye’yi, ağabey ve lider ülke görmeleri kafilemizi epey mutlu etmiş. Namaz vaktinde herkes işini gücünü bırakıp doğru Kâbe’ye koşuyor. Binlerce, yüzbinlerce insan aynı anda namaz kılıp dua ediyorlar. Gerek Mekke gerekse Medine de Peygamberimizi, Mescid-i Nebeviyeyi ziyaretleri oldukça duygusal anların yaşanmasına neden olmuş. Hasan Basri Artvinli “ Amca bana daha önce bir kaç kez o güzel ziyareti yaptıklarını söyleyenlere şöyle bir bakardım. Hani bir kere gidince yetmiyor mu diye. Ama gidip döndükten sonra inan insanın canı bir kez daha gitmek istiyor. “ dedi. Ne diyelim Allah gönlüne göre versin, o güzel ziyareti yerine getirmek isteyenlerinde Rabbim yolunu açsın.

ZİYARETLER

Dün sabah dostlarla buluştuk. Gazetenin civarında işleri olan İhsaniye eski belediye başkanlarından Necati Zorlu ziyarete geldi. Epey sohbet ettik, biraz futbol konuştuk, biraz cemiyetlerden konuştuk. Biz birlikte çaylarımızı yudumlarken çok eski dostum ve arkadaşım olan İsmail Balkaya geldi. Tabi sohbet daha da koyulaştı. Çayların biri gidip diğeri geldi. İsmail Balkaya, Necati Zorlu ile alakalı güzel şeyler düşünüyor. Ne diyelim herkesin gönlüne göre olsun. Çok eski günlere gittik. İsmail Balkaya Gölcük’te Anavatan Partisinin kurucuları arasında yer almıştı. Epey o günlerden bahsettik, o dönemde ilçe başkanı İbrahim Uzunerdi. Bol bol eskilerin kulaklarını çınlattık. Sevgili dostum ve değerli arkadaşım İsmail Balkaya, geçen zaman süreci içerisinde sadece benim gibi saçlarını beyazlatmış. Neşesinde enerjisinden ve sıcakkanlılığından hiçbir şey kaybetmemiş. Necati Zorlu ile birlikte yaklaşık bir saate yakın gazetemizde kaldıktan sonra tekrar görüşürüz diyerek yola koyuldular.

KÖLELER

Köleler çiftlikten kaçarken sihirli lamba bulmuşlar ve cini lambadan çıkarmışlar. Cin 10 zenciye sormuş:

Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkınız var.

1. zenci “Beyaz olmak istiyorum” demiş, olmuş.
2. zenci tebessüm etmeye başlamış.
3. zenci de beyaz olmak istediğini söylemiş, olmuş.
4. zenci sırıtmaya devam etmiş.
5. zenci de beyaz olmuş dilediği dileğiyle…
6. zenci kıkırdamaya baslamış.
7. zencinin de isteği aynı. 10. zenci gülmeye devam etmiş.

5,6,7,8 derken 9. zenci de beyaz olma yönünde isteğini kullanmıs.

Sıra 10. zenciye gelmiş ama adam yerlerde. Gülmekten ölecek nerdeyse. Cin isteğini sormuş… Adam nefes almaya fırsat bulduğu bir ara

isteğini garip bir boğurtu ile belirtmiş:

“Hepsini zenci yap!”

GUŞ

Kayserili, büyük şehre gelen bir vatandaşımız çevreyi seyrederken havada bir kuş sürüsü görmüş ve öylesine mırıldanmiş:

-Vay be! Guşlara bah. Ne güzel de uçuyorlar..

O sırada yanında duran bir bayan seslenmiş

-Onlar gş değil, kuş!

Bizim ki de mırıldanmış yine şaşkınlıkla:

-Alla Alla, amma da guşa benziyorlardı halbuki..

Taksiyle gelecem

Akıl hastanesinde bir gün doktorlar test yapmaya karar verirler. Ve duvara bir tane otobüs çizerler. Bütün hastalar çağrılır. Doktor – Arkadaşlar otobüse binen buradan gider. Diye açıklama yapar. Biri hariç bütün hastalar otobüse binmeye çalışır. Doktor hastanın otobüse binmediğini görünce iyileştiği zanneder ve -Sen neden binmedin? der Hasta: -Ben arkadan taksiyle gelecem 🙂

WC’de Sohbet

Genç adam, İstanbul’dan Ankara’ya otobüsle giderken, verilen molada hemen tuvalete koşturdu. Boş bir kabin bulup kendini oraya attı. Tam kabine girmişti ki, yan kabinden bir ses, – “Merhaba” dedi.  Adam şaşkın şaşkın,  -“Merhaba” diye cevap verdi.  Ses devam etti:  -“Nasılsın?” İlk defa başına böyle bir sey geliyordu… yine de şaşkın şaşkın cevap verdi:  -“Sağ ol, iyiyim. Sen nasılsın?” Ses sordu:  -“Ne yapıyorsun?”  Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Başka bir şey söylemesi gerektiğini düşündü ve:  -“Ben,” dedi, “İstanbul’dan gelip, Ankara’ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?”  Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.  -“Hayatım, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekalı var. Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor. Ben seni daha sonra ararım.”

O Sevmez

Temel ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Karısı Fadime’ye sorar:

-Fadime, ben ölünce yeniden evlenecek misin ? Fadime de Temel üzülmesin diye evet cevabını verir. Bunun üzerine Temel:

-Onu benim kadar sevecek misin ?

-(ağlayarak) Evet

-Onu eve alacak mısın ?

-Evet

-Ona güzel yemekler yapacak mısın ?

-Evet Temel’im.

-Ona sarımsaklı yoğurtlu mantı da yapacak mısın ?

-O Sevmez