DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

MEVLANADAN ALTIN ÖĞÜTLER

25.05.2016
1.195
A+
A-

Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi

ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.

Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş..

Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..

Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..

Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.

Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki..

Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?

İsa’nın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.

Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.

Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.

Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir, helvadır.

Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?

Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.

Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.

Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?

Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar

Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.

O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin.

Genişlik, sabırdan doğar.

Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.

Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur. Kıskançlık ateşten meydana gelir.

Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.

Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.

Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.

Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz Elbiseyi giydirecekler.

Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek, inciyle denizin varlığından da şüphe eder.

Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.

Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.

Ayın, geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün, dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanın, sabredip pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur.

Zahidin kıblesi, lütuf, kerem sahibi Allah’tır. Tamahkarın kıblesi ise altın torbası.

Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur..

Sarhoş, cinayeti yapar da sonra “özrüm vardı, kendimde değildim”der. Kendinde olmayış,kendiliğinden gelmedi sana,onu sen çağırdın.

İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır.

Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp çamur yapman gerek.

Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış, oysa önünde yüzlerce dağ var

Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.

 

 

Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

Tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol

Hoşgörülülükte deniz gibi ol

Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.

Her gün bir yerden göçmek ne iyi

Her gün bir yere konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş

Dünle beraber gitti cancağızım,

Ne kadar söz varsa düne ait,

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Gel, gel, gel, ne olursan ol yine gel!

İster kâfir, ister putperest, ister mecusi ol, gel

Bizim dergâhımız

Ümitsizlik dergâhı değildir.

Yüzbin kere tövbeni bozmuş olsan da

Mümkün mü bu, olsun ruhumuz ilgisiz?

Sen bende ve ben sende doğar, gizleniriz.

Sen ben deyişim anlatabilmek için,

Sen ben aramızda yok ki gerçekte biriz.

Her ne istiyorsan kendinde ara!

Senin canının içinde bir can var, o canı ara!

Senin dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara!

Eğer yürüyen dervişi arıyorsan;

ONU SENDEN DIŞARIDA DEĞİL,

KENDİ NEFSİNDE ARA!

‘Ayran kâsem önümde oldukça, vallahi kimsenin balını düşünmem bile. Azıksızlık, ölümle kulağımı bursa bile,

HÜRRİYETİ KULLUĞA SATMAM BEN!’

‘Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka…Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen! Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete geçirir. Fakat ne şaşılacak şey ki

SEN KÖPÜĞÜ GÖRÜYORSUN DA DENİZİ GÖRMÜYORSUN.’

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.