Maylı, “Kimse kimseye saygısızlık yapmazdı”

NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR RÖPORTAJIMIZ DEVAM EDİYOR
Adülhamit Maylı eski Ramazan’da neler yaptığını şu şekilde anlattı: “Eskiden Ramazan’da belediye yardım çadırı kurardı. Orada halkla esnafla hep birlikte yemekler yenirdi. Kimse kimseye saygısızlık yapmazdı. Şimdi ise saygı sevgi kalmadı. Ramazan ayı demek barış kardeşlik ayı demekti. Küsler barışırdı, eskiden oruç tutmayanlar saygıdan dolayı gizli yerlerde yemek yer kimileri ise evlerde camlarını perdelerini kapatıp yemek yerdi, saygı en başta gelirdi” dedi.
Kurtoğlu,“ Ramazan ayında saygı en başta gelirdi”
Adem Kurtoğlu “Eskiden ramazanda belediye yardım çadırı kurardı. Orada halkla esnafla hep birlikte yemekler yenirdi. Kimse kimseye saygısızlık yapmazdı. Şimdi ise saygı sevgi kalmadı. Ramazan ayı demek barış kardeşlik ayı demekti. Küsler barışırdı, eskiden oruç tutmayanlar saygıdan dolayı gizli yerlerde yemek yer kimileri ise evlerde camlarını perdelerini kapatıp yemek yerdi, saygı en başta gelirdi” dedi.
Aktaş, “İnsanlar bugün yardım yapayım derken insanları rencide ediyor”
Bektaş Aktaş “Eskiden yapılan yardımlar gizli olurdu, kim kime ne vermiş diye merak edilmezdi, şimdi ise yardımlar göz önünde yapılıyor, bana göre bu yardım değil rencide ediyorlar vatandaşı. Yardım yapıyor resmini çekiyor paylaşıyor, yemek yiyor resminin çekip paylaşıyor, eskiden bunlar ayıptı, şimdi ise kimsenin umurunda değil” dedi.
“Ramazan denince benim aklıma sütlaç gelir”
Mehmet Kurt “Ramazan denince benim aklıma ilk olarak sütlaç gelir. Ramazanda bizim evde sütlaç eksik olmazdı. Hangi yemeği yapacağımızı iki gün öncesinden karar verildi. Alışverişler yapılırdı, evimizde misafir eksik olmazdı. Mahalleden yemek kokuları yükselirdi. Geceleri bakkala ekmek almaya giderken davulcularla karşılaşıp oyunlar oynardık. Herkesin Ramazana Oruca saygısı vardı. Yardımlar gizli yapılırdı” dedi.
Çeçen, “Sabahlara kadar sohbet eder vaaz dinlerdik”
Mustafa Çeçen, “Eski ramazanlarda sabahlara kadar oturup sohbetler ederdik. Yabancı Kürt Türk ayrımı yapmazdık. Hepimiz kardeştik. Yemek gitmeyen ev kalmazdı, iftardan sonra çaylarımızı demler büyüklerimizle sohbet ederdik. Teravih namazından sonra çaylar içilir sohbetler edilirdi. Camilerde sabaha kadar açıktı. Hem sohbet ederdik hem vaaz dinlerdik” dedi.