DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

BAYRAM SEVGİ HOŞGÖRÜ BARIŞ

07.07.2016
1.795
A+
A-

BAYRAM SEVGİ HOŞGÖRÜ BARIŞ

Bayramın ikinci gününden merhabalar değerli okurlarım.

Ramazan bayramınızı en içten sevgilerimle kutlar, nice güzel bayramlarda sevdiklerimizle ve sevenlerimizle bir arada olmayı dilerim.

Sanırım sizlerde benim gibi ramazanın bu kadar çabuk geçtiğini düşünenlerdensiniz.

Kiminle konuştumsa herkes aynı görüşteydiler. Sanki Dünya’nın dönme hızında bir değişiklikler var gibi.

Yine bir bayramda sevdiklerimizle bir araya geleceğiz. Birer birer aramızdan ayrılan büyüklerimizin yokluğuna yine gözlerimiz dayanamayacak.

Kaybettiklerimizi, yüreğimizde bıraktıkları boşluğu dolduramamanın hüznüyle özlem içinde anacağız.

Sanmayın ki aradan geçen yıllar ya da zaman unutturuyor. Tam tersine yüreğimin tam ortasına bir özlem düğümü gelip oturuyor, ilk bayramda olduğu gibi.

Yalnızca dünya telaşları biraz uzaklaştırıyor. O koşturmaca, o hareketlilik biraz unuttursa da, duyduğum bir ses, “anne-baba-abi” gibi, bir koku, bir renk hatırlatıyor hemen.

Kaç yıl geçtiği hiç önemli değil, sadece onların yaptıklarını ve o günlerin tadını hatırladıkça düğüm çözülmez hale geliyor ya işte o zaman özlemim gittikçe büyüyor.

Her bayram, her bayram yeniden tazelenerek hem de..

Hüznü ve güzelliği bir arada yaşamaya başladığım bayramlar.

“Başladığım” diyorum annem, babam ve ağabeyim hayattayken bilmezdim bayramların hüzünlü olacağını. Lakin zaman onu da öğretiverdi hemen..

Ne var ki öğreniyorsun özlemle yaşamayı.

Hayat devam ediyor ve ben bir anne olduğumu, bir eş olduğumu, sorumluluklarımı hatırlıyorum ve sonra iyi ki sorumluluklarım var diyorum.

Çünkü hayat hepsi bir aradayken güzel, üzüntümü saygıyla yaşıyorum aklıma her geldiklerinde, kısacık bir dua gönderiyorum iki dakikada minnetle.

Sorumluluklarımı sevgiyle yerine getiriyorum, eksiksiz yapmaya gayret ederek ve özenerek. Sonra olanı olduğu gibi kabule geçiyorum bana verdikleri güzelliklere şükrederek…

Ne demekti “bayram” diye geçirdim içimden. Neydi, neye denilirdi?

Türk Dil Kurumu’na göre “bayram” kelimesinin anlamına baktığımda,

“Özel olarak kutlanan gün.”,

“ Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler.”

“sevinç, neşe” olarak geçmektedir.

“Sevinç ve neşe” Birkaç kere okudum sessiz, sessiz. Sonra yine biraz sesli mırıldandım birkaç kez.

“Ben neşeliyim, ben sevinçliyim.” Ne kadar güzel iki kelime değil mi? Bunca hüznün ardından iyi geldi. Sonra birden azıcık bir duygu kıpırtısı oldu.

Kendimi, neşeli ve sevinçli olduğuma inandırdım. Tavsiye ederim.

Yine yeniden bir bayram sabahına uyanışın sevinciydi bu.

Gülüşlerimizin arkasına saklasak da hüznümüzü, bir bayram sevinci, neşesiydi içimde uyanan, tıpkı çocukluğumda ki gibi ol(ma)sa bile.

Bayram namazından dönen babama kapıyı açmak gibi bir sevinç belki de.

Annemin özenle hazırladığı kahvaltı masasına oturuş, bayramlıkların itinayla giyinilişi olabilir mi ?

Ya da gelen bir misafire kapıyı açmak için merdivenlerden kayarak inişin sevinci mi? Yok belki de el öpme parasını sayan bir çocuğun sevinciydi bu.

Kim bilir belki de sokakta kavga ettiğimiz arkadaşlarımızla, bayramda barışmanın sevinciydi yaşadığım.

Hoş görmenin, hoş görülmenin çocukça yüreğimde bu güne kadar gizlenen özlemiydi kıpırdayan.

Birbirimizi hoş gördüğümüz, dargınların barıştığı, küçüğün büyüğü saydığı, büyüğün de küçüğü severek destek olduğu, komşunun kapısı açıksa örtüldüğü, bizleri yücelten değerlere sahip çıkıldığı bayramlarımızın hakkını vererek, yaşamanın sevinci olabilir mi sizce?

SEVGİ HOŞGÖRÜ BARIŞ kelimelerinin içini doldurabilmek dileğiyle iyi bayramlar….

Bu bayramı neşe ve sevinç içinde geçiremeyenlerin de olduğunu bilmek üzüntü verici. Hepsinin üzüntülerini paylaşıyor, Allah’tan sabırlar diliyorum.

Aynı sayfada yazılarımızı paylaştığımız Nagihan ÖZDİL Hanım’a aynı üzüntüyü paylaşmış olmanın verdiği hassasiyetle baş sağlığı diliyor üzüntüsünü paylaşıyorum.

 

Kuyumcuya giren kadın;
‘Şu nikah yüzüğümü kesip bana bir çift küpe yapar mısınız?’ diye sormuş.
Kuyumcu yüzüğü eline alıp bakmış, yüzüğün üstünde ‘Seni seviyorum’ yazıyormuş.
Kuyumcu ‘Hanımefendi, neden bu yüzüğü kestirmek istiyorsunuz? Belli ki bir hatırası var’ diye sormuş.
Kadın ‘Bu benim nikâh yüzüğüm. Kocamdan ayrıldım. Şimdi küpe olmasını istiyorum.
‘Seni’ kelimesi küpenin bir tanesinde, ‘seviyorum’ kelimesi de diğerinde olsun.’
Kuyumcu yine sormuş ‘Neden acaba?’
Kadın ; ‘İleride böyle cümlelerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkacağını göstermek ve kulağıma küpe olması için…

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
4 Ekim 2016
17 Mayıs 2017
2 Mayıs 2017
25 Kasım 2022
16 Haziran 2023
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.