DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

GIRTLAKTAN HARAM GEÇİNCE

31.07.2016
1.535
A+
A-

GIRTLAKTAN HARAM GEÇİNCE

Allah muhafaza etsin, ahiretin en büyük sorusu kul hakkıdır. Gırtlaktan haram geçti mi iflah olunmaz. Hak yemek insanı öldürmek gibidir. Sınav sorularını çalıp insanları daha doğrusu pırıl pırıl gençleri hayattan koparmak, gelecekleriyle oynamak, iş ve ekmek hırsızlığı değilse nedir? Çal soruları, ver yandaşına; esas kazananın hakkını ye sonrada işi dine bağla. Güya hizmet hareketiymişler, kul olmayı beceremedikten sonra hizmet şeytana değilse nedir? Binlerce vatan evladını mesleklerinden ettiler. Olmadık zulümlerle iftiralarla geleceklerini çaldılar. Ekmeklerini ellerinden aldılar ve Türkiye bugünlere geldi. Yolu şeytana yönelip te dindarlık taslayanların Yüce Allah’ım deyip şeytanın elçisi oldukları aşikardır. Maalesef bugün asıl olması gereken yerde değil de, farklı yönlerde hayat mücadelesi veren o gençler olması gerektikleri yerde olsaydı, bir hain kalkışmayla Türkiye karşılaşır mıydı? Lütfen bu soruyu kendi kendinize sorun. Demek ki ne olursa olsun, hak yolundan vazgeçmeyeceksin. Hep söylüyoruz ya, eline diline ve beline hakim olacaksın. Ve yine her zaman söyleriz ya Allah’ın sopası yok ne zaman vuracağı belli olmaz diye, işte bir vurdu mu böyle Hak ile yeksan olursun. Başkalarının emeğini çalanlar, hayatlarını karartanlar, gırtlaklarından haram geçenler, hiç bir zaman iflah olmazlar. Onlar şeytana uydukları için Hakk’ın sesini duyamazlar. Gözleri kararır kalpleri mühürlenir, tam kendilerinin ulaşılamayacaklarına inandıkları anda öyle bir BALYOZ iner ki neye uğradığının şaşırırsın. 15 Temmuz bütün bunların apaçık ortaya çıktığı gündür. Gırtlağından neyin geçtiği çok önemlidir. İşte oradan giden lokma, direk lağım çukuruna düşüyorsa, arızalı vücudun bir gün bir yerde SOS verir. Ey gırtlaklarına dikkat etmeyenler, kendilerini ulaşılamaz ve güçlü sananlar, lafı rahmetli Demirel’in şu sözleriyle bağlayalım; “keser söner sap döner, gün gelir hesap döner.”

 

AZİZ YILDIRIM NE DEMİŞTİ?

Yıllar önce Fenerbahçe’ye kumpas kurulmuştu, amaç Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü Fenerbahçe’yi ele geçirmekti. Başaramadılar. Kumpasla başta Aziz Başkanımız olmak üzere bir çok Fenerbahçeli yöneticiyi hapse attılar. Fenerbahçe’yi diz çöktüreceklerini zanneden hem ahmak hem de zavallılar, milyonlarca taraftarın ayağa kalkması dik durmasıyla ne yapacaklarını şaşırdılar. Aziz Başkan dik durdu. Hakim, mahkemede şikeden bahsedince “Ne şikesi hakim bey, vatan elden gidiyor” dedi. Dediği çıktı. Fenerbahçe’ye kumpas kurulduğu günlerde kıs kıs gülenler şimdi kızamık olmuş, küçük çocuk gibiler. Statlarda Aziz Yıldırım şike yapsana diye bağıranlar, acaba şimdi hangi utanç deliğinin içerisine girdiler? Fenerbahçe’nin taraftarı sadece forma aşkıyla yanıp tutuşmaz, o taraftarın içerisinde büyük bir vatan sevgisi, bayrak aşkı vardır. Böylesine güçlü bir camiaya toslayanlar BALYOZU kafalarına yediler. Ak ve kara ortaya çıktı. Fenerbahçe üzerinden aslından Türkiye’ye kumpas kurmak isteyenler duvara toslayınca Fenerbahçe’nin büyüklüğü bir kez daha anlaşılmış oldu. İşte Türkiye’nin takımı olmak böyle bir şeydir. Haksızlıklara karşı sesini yükseltmek böyle bir şeydir. O günleri iyi hatırlıyorum, rakip takımların başkanları dahi Fenerbahçe’nin başına gelenler bizim başımıza gelse darmadağın oluruz demişlerdi. Ama Fenerbahçe topların işlemediği, hilelerin tutmadığı bir büyük gönül duvarıdır. Göğsünü alçaklara siper eden bir büyük yenilmez armadadır. Onun kaptanı gemisini her zaman sağ ve salim limana yanaştırmasını bilmiştir. Fenerbahçe gemisinin en üst tepesindeki bayrak, şanlı Türk Bayrağıdır. Fenerbahçe İstiklal Marşının ta kendisidir. İşte o günler hayasızca ve utanmadan benim tarihi şan ve şerefle dolu kulübüme, Sarı Kanaryama saldıranlar; öyle bir zavallılık içerisine düştüler ki, Kanarya kanat çırpamaz zannettiler. Gördüler ki, milyonlarca Kanarya Türkiye’nin her yerinde sesini çıkarıyor, haksızlığı haykırıyor ve davasının yanında dimdik duruyordu. Bugün gerçekler ortaya çıktığına göre, kıs kıs gülenlerin ağlama zamanı. Utançtan ağlama zamanı. Fenerbahçe’den özür dileyeceksiniz. Ey Aziz Başkan, ey büyük Başkan, sen gerçekleri mahkemede haykırırken, biz işitemedik. Tüm camiadan özür dileyeceksiniz. Kumpaslarla Fenerbahçe’yi yıldıramayacağınızı gördünüz. Bir iki şampiyonluğumuz bu ahlaksız oyunlar sonucu gitmiş olabilir, varsın olsun. Biz göğsümüzdeki imanla dolu bayrak aşkı nice şampiyonlukları yaşarız. Selam olsun sana Aziz Başkan. Bizim için ne büyük mutluluk ve gurur ki senin gibi haksızlıklar karşısında hiç bir zaman eğilmeyen liderimiz var. Biz önce “Ne mutlu Türküm diyene!” deriz, tabi aynı zamanda “Ne mutlu Fenerbahçeli olana.” Bu ses Türkiye’nin seksen bir vilayetindeki Fenerbahçelilerin sesidir. Ben onların gönüllerinden akanları onlarla birlikte düşünen bir Fenerbahçe kongre üyesi olarak, kaleme aldım. NE MUTLU SENİ SEVENE, YAŞA FENERBAHÇE!

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.