DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

CAMİSİZ İMAM VE GALATA PORT

31.08.2016
1.102
A+
A-

CAMİSİZ İMAM VE GALATA PORT

Benim bildiğim imam camide olur. Namaz kıldırır. Onun görevi odur. Camisiz imamın cemaati olmaz. Çünkü cemaat için önce caminin olması gerekir. Şimdi televizyonlarda sık sık haberler izliyoruz. FETÖ’nün imamı deniyor. Az buz da değil. Bunlardan belli ki epey var. Onların müritlerine de cemaat deniyor. Ortada cami yok, imam var. Camisiz imamın cemaati de nasıl olur, hiç bilemedim. Benim bildiğim bizim eski Merkez Camiinde İmam Abdullah Amca vardı, bir de Müezzin Ali Amca. Biri ezan okur, diğeri namaz kıldırırdı. İlk Kur’an derslerini ben bugün rahmetli olan o iki muhterem insandan aldım. Benim bildiğim bu. Gerçek olan da bu, olması gereken de bu. Ama adam FETÖ’nün imamı, belki hayatında hiç camiye bile gitmedi. Adı imam. Gördük ki, o imamların yetiştirdikleri meclisi bombaladı, tankları insanların üzerine sürdü, masum halkı öldürdü. E bu imam nasıl bir imam? Demek ki, imansız bir imam. Aksi takdirde cami imamı olsaydı, gerçeği olsaydı, cemaati de daha düzgün olurdu. Ülkenin büyük bir uçurumundan döndüğü tarihin adıdır; 15 Temmuz. Bir milleti esir almak isteyenlerin, halkın duvarına çarptığı günün adıdır; 15 Temmuz. İyisi mi şunları haber yaparken, imam falan demeyin, gerçek imamlara biraz ayıp oluyor.

 

GALATA PORT

Türkiye’nin ne kadar büyük bir ülke olduğunu dün bir kez daha görmenin bahtiyarlığını yaşadım. Büyük ortağı doğuş holding olmak üzere kardeş ortağı Bilgili Holding Galata Port’un finansman töreninde imzaları attılar. Ziraat Bankası, İş Bankası, Garanti Bankası, Finans Bank gibi ülkenin en güçlü bankalarının krediyle desteklediği Finansmanın imza töreni bizleri gururlandırdı. Bu aslında tüm dünyaya şu mesajı veriyor, bu kadar sıkıntıların içerisinde Türkiye atılımlar yapmaya çalışmaya ve güven vermeye devam ediyor. Bir büyük projenin gerçekleşecek olması böylesine günlerde anlamını bir kaç kez daha katlıyor. Ne kadar güzel bir törendi o. İş dünyası ülkesine, ülkesi de iş dünyasına güveniyor. Hepimiz birlikte Türkiye’yiz mesajı ancak böyle verilebilirdi. Yatırımların devam etmesi hem halk olarak bizlere büyük bir moral verdiği gibi ülkemizin dış dünyadaki imajı açısından da son derece önemli. Modern çağda bir çok sorunlarla boğuşurken, yatırımları ancak büyük ve güçlü ülkeler devam ettirebilir. Piyasaların canlı tutulması adına alınan kararların da bu konuda çok etkili olduğunu söyleyebiliriz. Döviz fiyatlarında aşırı dalgalanmalar yaşamadık. Altın uçup gitmedi, borsa da çökmedi. Bu da gösteriyor ki, Türkiye’nin bünyesi sağlam. Böylesine sağlıklı bir bünyeye dışarıdan enjekte edilmeye çalışılan ne kadar mikrop varsa hepsi yok olur gider. Dolayısıyla Galata Port Projesini son derece önemli buluyorum. Emeği geçen katkısı olan herkese de helal olsun diyorum.

 

KATILIM AZ OLDU

Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği 30 Ağustos günü Zafer Yürüyüşü düzenledi. Kavaklı iskelesinden başlayıp, Anıtpark’a kadar devam eden ve orada okunan bildiriyle sonlanan yürüyüşe ne yazık ki beklenen katılım olmadı. Değirmendere Çınarlık Meydanında benimle birlikte Sessiz Çığlık Eylemine katılan tüm arkadaşlarımı aileleriyle birlikte orada gördüm. Simalar genellikle aynıydı. Üç yüz veya dört yüz kişilik bir Cumhuriyet sevdalısı insanlar Zafer Yürüyüşünde bir araya geldiler. Aslında az katılıma rağmen yürüyüşte güzel bir şölen havası vardı. İzmir Marşı okundu, Gençlik Marşı okundu ve hep birlikte Ayten Alpman’ın yıllardır dillerden düşmeyen “Türkiyem” şarkısı bir kaç kez coşkuyla söylendi. Burada şunu söylemek gerekir ki yürüyüş çokta başarılı bir şekilde organize edilemedi. Girişimler daha önceden başlatılsa halka duyuruları günler öncesinden yapılsa katılımın daha yüksek olacağını düşünüyorum. Böyle olmadı, belediye hoparlöründen de anonsu bir yazılı metinden yapılacak müracaat sonucu gerçekleşmiş olsaydı, durum biraz daha farklı olabilirdi. Böylesine günlerde etrafa dikkat ederim. Balkonlarını ve pencerelerini Ay Yıldızlı bayraklarla süsleyen ahali, o güzel yürüyüşü gerçekleştirenlere bulundukları yerlerden destek verdiler.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.