AH ŞU PENALTILAR

Türkün Türk’ten başka dostu olmadığını biz anlatırız da anlamayanlar mutlaka çıkar. İşte Avrupa futbolu. Eyyamcılık Beşiktaş maçıyla başladı. Kartal İtalya’da Napoli’yi perişan etti, hakem baktı ki facia olacak içindeki haçlı ruhuyla uyduruk iki penaltı verdi. Kartalla yüksek uçar misali, Beşiktaş üçüncü golü attı, çizmeden galibiyetle döndü. Bunu çok fazla tartışmadık. Neticede İstanbul 3 puanı Türkiye adına hanesine yazdırmıştı. Sonra Osmanlıspor İspanyolların azgın boğası Villereal’i Ankara’da konuk etti. 2-0 öne geçtikten sonra hakem yine ortaya çıkıp, iki penaltı verdi. Allah’tan birini kaleci kurtardı ama olan bizim üç puana oldu. Sonra Fenerbahçe İngiltere’ye gitti. Manchester United konuk oldu. İlk otuz dakika takım şahane iyi gidiyor. Ama neticede birileri pişmiş aşa su katacak. Anında iki penaltı ve Fener Bahçe moralman yıkıldı. Sonrasını biliyorsunuz. Dört birlik ağır bir yenilgi. Şimdi bu haçlıları ne yaparsanız yapın, huyundan vazgeçiremezsiniz. Mevsim kış o halde şu atasözünü bir kez daha yazalım, “kış kışlığını puşt puştluğunu yapar.” Futbol Avrupa’da tabi ki üst düzey oynanıyor. Kabul edelim ki bizden de daha üstünler. Ama son yıllarda bizde hiç fena değiliz. Ancak endüstrinin pastası çok büyük. Avrupalı bunu kimseye kaptırma niyetinde değil. İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya bu pastanın dörtte üçünü yutuyorlar. Mesela Şampiyonlar Ligine en az dört takım istiyorlar. Aksi takdirde tehdit başlıyor. UEFA boyun eğiyor, olan gelişmekteki futbol ülkelerine oluyor. Bunlar yüz yıl geçse de o huyundan vazgeçmezler, bizler de hesaplarımızı ona göre yapmalıyız.

ŞU EMEKLİ NE DERTMİŞ YA HU

Bu memlekette eğer bir şey gerçekten isteniyorsa onu yapıyorlar. Mesela emekli maaşları artacaksa ittifakla kabul görüyor. Promosyonlar hiç tartışmaya mahal vermeden emekli milletvekillerinin ve diğer emekli olmayan milletvekillerinin cebine anında iniyor. Sıra çalışan alın teri döken emeklilere gelince hikaye üstüne hikaye. Bakanlar birbiri ardına açıklama yaptılar. Dediler ki bankalarla pazarlığı son aşamaya getirdik, bilek güreşi Başbakana kaldı. Ortalıkta dört yüz elli lira ile dokuz yüz lira arasında bir para dolaştı. Emekli heyecanlandı, hadi bir an önce verin dedi. Sonra ne oldu? Dağ fare doğurdu, üç yıllığına otuz altı lira gibi komik bir rakam ortaya çıktı. Şaka gibi değil mi? Biraz da ayıp oluyor. Kimin haddinedir, emeklileri bu kadar oyalamak. Ha bugün ha yarın diyerek, La Fontaine’den hikayeler okumak. Şimdi meseleyi Başbakan ele almış. Bakalım netice ne olacak? Ama şunu çok iyi biliyoruz ki emekliler, epey dert oldular. Şu emekliler ne kadar dertmiş te haberimiz yokmuş. Otuz altı lira ile bir kilo kıyma alamıyorsun, bir liradan 250 gramlık 36 tane ekmek alırsın, işte o kadar.

PALAMUT ÇEKİLİYOR

Bir furyaydı, hemen hemen geçti gibi. Balıkçı tezgahları bir ay kadar önce müthiş bir palamut furyası yaşadı. Tekneler dolup dolup taştı. Bir tanesi bir kilo olan palamutlar, on liradan satılmaya başlayınca, milletinde yüzü güldü. Evlerde palamut bayramı başladı. Şimdi yavaş yavaş çekiliyor. Palamutlar küçülmüş, fiyatlar ise kesinlikle düşmüyor. Bilemedin bir hafta bilemedin on gün sonra palamutlar sofralara arzı veda edecekler. Şimdi çinakop zamanı. Belki bol olacak fiyat makul seviyelere gelecek, bütün bunlar temennimiz. Kilosu şu an için yirmi lira. Öyle gönül rahatlığıyla alınacak türden değil. Bir üst sınıfı olan sarı kanat otuz lira. O da makul bir seviyede değil. Balıkçılar umutlu. Bir hafta on gün içinde çinakop ve sarı kanat iyice bollaşır fiyatlarda düşer diyorlar. Umarız öyle olur, çinakopun normal fiyatı 7,5 lira ile 10 lira arasında olursa tat verir. Keza sarı kanatta öyle. Onunda fiyatı 12,5 lira ile 15 lira arasında olursa mest eder. Şimdilik denizlerin piranası ama balıkların en lezzetlisi lüferden bahsetmiyorum. Tanesi halan otuz liradan satılıyor, görüntüye baktığında henüz bir lüferle bir can doyacak büyüklükte değil. Biraz daha büyüyecek ve fiyatı tane olarak söylersek, on liraya kadar inecek ki, vatandaş bu sene lüfer yemekte nasip oldu desin. Bir de denizlerin vazgeçilmezi var. Benim favorim, istavrit. Ardından hamsi gelir. Her ikisinin de fiyatı şimdilik on liradan gidiyor, kimi yerlerde de on beş lira. Bu da uygun değiş kardeşim. İstavrit ve hamsinin gerçek fiyatı beş liradır.