BELGESEL FİLM “SIĞINMAK” SEYİRCİSİ İLE BULUŞTU

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve öğrencileri bu yıl 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’ne “Sığınmak” adlı kısa belgesel film ile katıldı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 53.’sü düzenlenen Uluslararası Antalya Film Festivali, 16-23 Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Festival boyunca birbirinden değerli 134 film gösterildi. Festivalde söyleşiler, atölyeler ve sanat etkinlikleri de büyük ilgi gördü.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve öğrencileri bu yıl 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’ne “Sığınmak” adlı kısa belgesel film ile katıldı. Yönetmenliğini İÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İÜ İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ergün Yolcu ile İÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgü Yolcu’nun yaptığı filmin görüntü yönetmenleri İÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Ümit Sarı ve Yrd. Doç. Dr. Onur Akyol.
“Filme Özel Gala Yapıldı”
Film, 53.Uluslararası Antalya Film Festivali’nde “Hiçbir Yerin İnsanları” teması kapsamında 22 Ekim Cumartesi günü Perge Salonu’nda gösterildi.
“Sığınmak” adlı kısa belgesel filmin gösterimine Festival Direktörü Elif Dağdeviren, Altın Portakal ödüllü aktör Haydar Şişman, Aktör Gürgen Öz, bu yıl belgesel dalında seyircilerden en iyi film ödülünü alan “Ben Ömer”in yönetmeni Mesut Gengeç, “Defnenin Bir Mevsimi” filminin yönetmeni Mehmet Öztürk ve çok sayıda sinemasever katıldı. Filmin gösterilmesinin ardından gerçekleştirilen soru cevap bölümünde Yönetmenler Prof. Dr. Ergün Yolcu ve Doç. Dr. Özgü Yolcu izleyicilerin sorularını yanıtladı.
“Film Suriyeli Kadınların Hikâyesine Pencere Açıyor”
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinin öğrencileriyle birlikte çektikleri kısa belgesel film “Sığınmak”, son 5 yılda vatanından ayrılmak ve Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Suriyeli kadınların hikâyesine bir pencere açıyor. Dillerini bilmedikleri bir ülkede hayata yeniden başlamanın, vatanından uzakta kalmanın, kendi ülkelerinde kan ve gözyaşı devam ederken olup bitenlere müdahale edemeksizin sadece uzaktan seyretmek zorunda kalmanın acısına tanık oluyoruz. Kendi vatanında yaşayabilenlerin genellikle kendilerine çok uzak zannettikleri ve -bazen biraz da bu nedenle- kayıtsız kaldıkları bu insanlık durumu, sanıldığı kadar uzak bir ihtimal mi? Savaşlar farklı coğrafyalarda yaşansa da, sebep olduğu göç dünyanın uzak noktalarında yaşanan acıları çok yakınımıza getiriyor. Küreselleşen dünyada tüm coğrafyalarda egemenlik mücadelesi devam ederken onlarla empati yapmak aslında hiç de zor değil.