DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ŞU SÖZLERE DİKKAT EDELİM

13.01.2017
1.622
A+
A-

Bakın bir kere şunun altını çizelim, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Türkiye’nin maruz kaldığı tehlikelere özellikle dikkat çekiyor. Bu konuda vatandaşın kendisine olan inanç ve güveni epey yüksek. Sürekli İstiklal Savaşından bahseden Sayın Cumhurbaşkanına karşı özellikle iktidar kanadının son derece hassas olması gerektiğinin altını çizelim. FETÖ Kumpasında yalnız bırakıldım sözleri hala kulaklarımdan gitmiş değil. Bu acı ama önemli bir tespitti. Öyle ya, FETÖ Kumpasında bugün bakıyorsunuz ki birileri sanki dün nerede olduğunu unutmuş sanki en kralından Erdoğancı imajı çizmeye çalışıyor. Gölcük’te etrafınıza şöyle bir bakın bunları rahatlıkla göreceksiniz. Bugün döviz üzerinden yine ülkemize kumpas kurmaya çalışanlar, inşallah başarılı olamayacaklar. Onların amaçları yani emperyalist güçler, içimizdeki maşalarıyla bir yıkım peşindeler. Sonuçta hüsrana uğrayacaklar. İktidar kanadı özellikle son derece dikkatli olmak zorunda. Sıkıştığımız zaman biz milliyetçilere yapışalım, sonra işimize bakalım. Yok öyle şey! Ben meseleyi Gölcük olarak ele alırım. Herkes aklını başına toplayacak. Ülkenin geçtiği bu kritik süreçte hiç kimsenin ben bildiğimi okurum bildiğimi yaparım anlayışına sahip olması mümkün değildir. Bu en basitinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hiç anlamamaktır. Dediklerine kulak tıkamak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden pirim yapmaya devam etmektir. Bu konuları önümüzdeki günlerde enine boyuna halkında dilek temenni ve şikayetlerini ortaya koyarak ifade etmeye çalışacağız. Önümüzdeki günler Türkiye’nin referandum süreci yaşayacağı çok önemli günler olacak, demek ki herkes aklını başına alacak ve akıllı olacak.

Dervişin Rüyası

Dervişin biri çiledeyken rüyasında gebe bir köpek gördü ve aniden köpeğin karnındaki yavruların havladıklarını gördü. Uyanıp kendine gelince şaşkınlığı daha da arttı. Danışıp konuşacağı, rüyasını tabir ettireceği kimse de yoktu, çiledeydi çünkü…

El açıp Allah’a (c.c) yalvardı.

– “Ya Rabbi bu ne iştir başıma geldi, bu ne haldir. Seni zikirde kusur mu ettim yoksa.” dedi.

Bunun üzerine hafif bir ses duydu. Bu ses şöyle diyordu :

– “Şunu bil ki bu söz bilgisizlerin lafına benziyor. Ana karnında yavrunun havlaması beyhudedir, ne ava yarar ne bekçiliğe, kurt dalmamış ki onu kovsun, hırsız gelmemiş ki ona mani olsun.”

 

Dünyanın Hali

Dünya arzusu ve şehveti külhana benzer, takva ise hamam… Böylece takva hamamı, şehvet külhanıyla aydınlanır.

Takva sahipleri böylece bu dünya külhanında zevk ve sefa içindedirler. Çünkü onlar, hamama girerek yıkanıp temizlenmişlerdir.

Bu dünyadaki zenginler, hamamı ısıtmak için tezek taşıyanlara benzerler. Cenab-ı Rabbül Alemin, hamam ısınsın tavlansın diye onlara bir hırs vermiştir.

Hamama giren, yüzünden, yüzündeki temizlik ve güzellikten bellidir.

Külhandakiler de yüzlerindeki ve ellerindeki kir, duman ve işten belli olurlar.

Bu dünyada mal toplayan ve onunla övünen : “Ben şu kadar, bu kadar mal topladım.” diyen gerçekte ; “Bu kadar tezek, bu kadar fışkı getirdim.” diyor. Bu sözler aslında yüz kızartıcı sözlerdir. Fakat külhanda çalışanlar aralarında bununla övünürler.

– “Sen akşama kadar altı küfe tezek getirdin. Halbuki ben hiç zahmet çekmeden, yirmi küfe tezek taşıdım.” derler.

Külhanda doğup temizlik nedir görmeyen kişi elbete misk kokusundan incinir, hasta olur.”

 

Darvanlıların Hilesi

Darvan Yemen’de bir yerin adıdır. Burası Sana’ya yakın bir yerdir. Büyük bir çölün kenarında kurulmuş olan bu kasabada salih bir kimsenin bir bağı vardı. Bu salih kişi bağdaki mahsulü toplayacağı zaman fakir fukarayı çağırır onlara hakkını verir, gönüllerini alırdı. Bundan dolayı da Cenab-ı Allah (c.c) o kuluna bol mahsul ihsan ederdi.

O salih kimse ne kadar cömert idiyse çocukları da o derece cimriydi. Onun ölümü üzerine o yıl çocukları hiç kimseye birşey vermemek üzere anlaştılar. ertesi gün sabah erkenden kalkıp mahsulü toplayacak, hiçbir fakiri bağa sokmayacaklardı.

İçlerinden birisi her ne kadar onları uyarmaya çalışarak :

– “Yapmayın sizin bu yaptığınız doğru değil babamızın yaptığını devam ettirelim.” dediyse de dinletemedi.

Onlar geceleyin uyurken Allah’tan afet indi o bağın tamamını yakıp kavurdu. Bağ kapkara kesildi.

Sabahleyin erkenden kalkıp birbirlerini uyandırıp bağa – mahsul toplamak üzere – geldiklerinde gözlerine inanamadlar. Bu manzara karşısında şaşırıp kaldılar.

Yaptıklarının kötülüğünü anlayıp :    – “Ey Rabbimiz seni tesbip ve tenzih ederiz biz gerçekten büyük bir kötülük işledik.” deyip birbirlerini kınayıp tövbe ederek Allah’a (c.c) sığındılar.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.