TÜRK MİLLİYETÇİLERİ

Ben mesela kendimi bir Türk Milliyetçisi olarak görürüm. Aslında herkes bundan keyif almalı, gurur duymalı. Bu ülkenin adı Türkiye ve bize de Türk derler. Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Abaza’sıyla, Gürcü’süyle, Kürt’üyle, Boşnak’ıyla, bir bütün olarak milletin adı Türk’tür. Bu bir ırkçılık manası hiç bir zaman taşımaz. Ben mesela dünya üzerinde milliyeti ne olursa olsun, her insanın insan olduğu için ve Rabbim yarattığı için severim. Hadise budur. Ne yazık ki, konu hiç bir zaman böyle anlaşılmamış. Türk Milliyetçileri sürekli saldırılara maruz kalmış, üzerinde oyunlar oynanmış ve milliyetçilik bu ülkede öcü gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Milliyetçi olmak aynı zamanda bayrağı sevmektir, vatanı sevmektir. Bu iki duyguyu yüreğinde barındıran Yaratanı sever, O’na kulluk eder, kitabına yürekten inanır, peygamberine ümmet olmanın şerefini yaşar. Türk Milliyetçiliği budur. Bu ülkenin ortak sevdası Türk Milliyetçiliğidir. Mesela ben, sosyal anlayış olarak herkesin fikirlerini şiddete başvurmadan söylemesinden yanayım. Sosyal hayatın içerisinde çeşitli fikirlerin bizleri zenginleştirdiğinin de bilincindeyim. Türk Milliyetçiliği budur. Yani kısaca insanı sevmek, insana değer vermek. Yaratılanların en şereflisi olan insanla mutlu olma arayışı içerisinde olan herkes benim için Türk Milliyetçisidir.  Özgürlüğü yaşamak ve yaşatmak bizim ruhumuzda var, asaletimiz böyle. Boşuna mı dedi Mehmet Akif Ersoy “Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” hadise budur. O halde fikirlerimizi bir masanın etrafında tam bir çay sohbeti kıvamında birbirimize söylerken, hepimiz yine aynı zamanda birbirimizin gözlerinin içine bakabilmeliyiz. Ben büyüklerimden ki akıl hocam her zaman rahmetli Vecdi Ağabeyimdi, bunları öğrendim. Türk Milliyetçiliği kem gözle bakmamaktır, kötü söz söylememektir. Ülkenin menfaatlerini her zaman en ön planda tutmak ve onun uğrunda alın teri, el emeği, göz nuru dökmektir. Biz hep öyle yaptık. Ne ülkeye, ne dünyaya farklı bir gözle hiç bakmadık. Avanta lavanta peşinde koşmadık. Soygun ve talan düzeni içerisinde hiç olmadık. Para kazanalım da haram olsun kaygısıyla hiç hareket etmedik. Türk Milliyetçileri zaten bunları elinin tersiyle itenlere denir. Biz hep şunu bildik, gün gelir keser döner, o zaman hesap döner ve ille de bunlar olur. Yanlış yoldan yürüyen doğru yolu bulamayacağı gibi yanlış kazananın da sonunda hüsrana uğrayacağını bilir Türk Milliyetçisi. Etrafta ne kadar omurgasız adam varsa bakın, Türk Milliyetçiliği elbisesi onların üzerine hiç yakışmaz. Bazen sokakta yürürken şöyle laflar duyuyorum ve üzülüyorum, “Şu adamları görmeye tahammül edemiyoruz, midemiz bulanıyor” diyor ahali. Vatandaş söyler kardeşim. Çünkü herkes şükür ki herkesi tanıyacak yeteneğe sahip. Her şey görünen köy kılavuz istemez misali cereyan ediyor. Her şey apaçık ortada. Üzerlerinde toz toprak bulundurmayanlar, çer çöp bulundurmayanlar belki eski ve hiçte marka değil, ama üzerlerine giydikleri asalet elbiseleri ile pırıl pırıl parlıyorlar. Nasıl da fark ediliyorlar. İşte Türk Milliyetçileri o farkı her an yaşayan insanlardır. Dedikodu bilmezler, nifak tohumları ekenlerin kahredici düşmanıdır Türk Milliyetçisi. Dostturlar, uzattıkları her elin sıcak bir yürek tarafından sıkılmasını ister Türk Milliyetçisi. Çünkü o eli o duygularla uzatır. Bir lokmayı paylaşmak sevinçleri çoğaltmak Türk Milliyetçiliğidir. Bu topraklar üzerinde yaşayan yetmiş dokuz milyon insanı kocaman kalbine sığdıracak kadar yüreklidir Türk Milliyetçileri. Bugün görüldü ki, Türk Milliyetçiliği savunması gereken en yüce dava ve kutsaldır. Gördük ki, bu ülkenin ne zaman başı sıkışsa bu ülkeyi seven Türk Milliyetçileri anında en sarılanacak nokta oluyorlar. Gördük ve yaşadık bunları. Bundan böyle de Türkiye yetmiş dokuz milyon insanıyla aynı duyguları yaşamak zorunda olduğunu gördü. Acı tecrübeler bizlere öğretti ki, hedef güçlü kudretli ve büyük Türkiye ise o hedefe yetmiş dokuz milyon el ele gönül gönüle birlikte yürümek zorunda. Yetmiş dokuz milyon Türk Milliyetçisi ruhuyla hareket ettiğinde, biz 2023 yılında yani Cumhuriyetimizin Kuruluşunun Yüzüncü Yılında Cumhuriyetimizin kurucusu ve benim için en büyük Türk Milliyetçisi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Mutlu ve müreffeh devletler seviyesine ulaşmak gayedir” sözünü gerçekleştirmiş ve yüzüncü yılda dünyanın yıldızı oluruz.