DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

AYHAN ZEYTİNOĞLU’YLA SOHBET

07.02.2017
996
A+
A-

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı, hem sınıf arkadaşım hem de yarım asırlık dostumdur. Bizim okul dönemlerimizde çok güzel bir ekibimiz vardı, bir çoğu şükür iyi yerlere geldi. Ayhan bunların en tepesinde olanıdır. Önceki gün Sanayi Odasına gittim. O dev kurumda hem Meslek Komitesi hem de Disiplin Kurulu üyesiyim. Epey sohbet ettik. Konu bir anda gazete haberlerinden yola çıkarak, Güney Otoyolu Projesine çıktı. Bu önemli projenin baş mimarının aslında Ayhan Zeytinoğlu ve KSO olduğunu özellikle ifade edeyim. 2015 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında bir zirve gerçekleştiriliyor. B-20 Zirvesinin konusu ve işlevi şu; yolsuzlukla mücadele çalışma grubu. Buraya katılan tek oda başkanı dostum Zeytinoğlu. O zirvede ayrıca TOBB, TÜSİAD, TİM, TİSK, sanayiciler, sendika ve kuruluşların temsilcileri vardı. Zirvede Başbakana Zeytinoğlu bir kaç görüşünü bizzat anlatma fırsatı oldu ve yine burada Güney Otoyolu Projesi de gündeme geldi. Hükümette bu projeyi 11 Kasım’daki bu buluşmadan hemen sonra 25 Kasım’da yürürlüğe koydu. Evet, demek ki Kocaeli Sanayi Odası bölgenin ve ülkenin de önemli konuları üzerinde fikirlerini açıklayıp, hayata geçmesi konusunda da öncülük yapıyor. Bu proje gerçekten son derece önemli, güzergahlar konusundaki sıkıntılar giderildikten sonra, bölgemize de büyük katma değerler sağlayacağı aşikar.

BEŞİKTAŞ – FENER DERBİSİ

Futbolu ne yazık ki, son yıllarda bir şov olduğunu unuttuk. Fenerli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı taraftarlar olarak kol kola maça girdiğimiz birlikte maç izlediğimiz günlerde çok geride kaldı. Şimdi gerçekten çok ayıp ediyoruz. Maç mı yapıyoruz savaş mı yapıyoruz belli değil. Ezeli rekabet derken, işin tadını kaçırdığımız apaçık belli, ebedi dostluk ta artık laflarda kalmaya başladı. Evet adı Türkiye Kupası ve bu kupa da erken final oynanarak Fener ile Beşiktaş karşı karşıya geldi. Sonuçta Fenerbahçe maçı kazandı, ama olaylar her iki kulübün de ne mazisine ne de kültürüne hiç ama hiç yakışmadı. Böyle şey olmaz! Bu ligler bu kafayla ve bu anlayışla da yürümez. Ben Fenerbahçe Kongre üyesi olmama rağmen, Fikret Başkanı takdir ederim. Güzel işler yapıyor. Maç sonrası süt kupası tabiri, büyük başkana hiç yakışmadı. Şenol Hoca’nın da Fenerli Kjaer’e elle de olsa fiziki teması kariyeri ile hiç bağdaşmadı. Arkadaşlar sonuçta biz bir maç yaptık ve bu tür elemeli maçlarda beraberlik olmuyor. Sonuçta Fenerbahçe kazandı, ne dünya battı ne de dünya batacak. Büyük spor camiaları olayları büyütmekle değil, bertaraf etmekle büyük olurlar. Bu üç büyükler dediğimiz kulüplerimizin tümü için geçerlidir.

Çalgıcının Hikayesi

Hz. Ömer (r.a) döneminde bir çalgıcı vardı. Müthiş çenk çalardı. Yaşı ilerleyip ihtiyarlayınca sesinin güzelliği kayboldu, beli büküldü, itibardan düştü, bir parçacık ekmeğe muhtaç oldu.

“Ya Rabbi, bunca zamandır sana isyan edip durdum, benden bir gün bile ihsanını kesmedin, bugün kazanç yok, çengi senin için çalacağım.” dedi. Çengini alarak mezarlığa gitti, bir hayli çaldıktan sonra, çengi başının altına alarak yatıp uyudu. O sırada Hz. Ömer ‘e (r.a) de bir uyku geldi uyudu. Rüyasında bir ses ona :

– “Ey Ömer, kulumuzu ihtiyaçtan kurtar, mezarlıkta bir kulumuz var, beytülmaldan yedi yüz dinar alarak götürüp ona ver, ona : “Bunu al harca bitince yine buraya gel, de.” dedi.

Hz. Ömer bu sesin heybetinden sıçrayıp kalkarak doğruca mezarlığa gitti aradı taradı lakin ihtiyar çalgıcıdan başka kimse yoktu. İhtiyar çalgıcının has bir kul olabileceğine ihtimal vermeyerek, mezarlığı yeniden dolaştı fakat başka kimseye rastlamadı. Bunun üzerine kendi kendine :

– “Bana mübarek ve makbul bir kul diye söylendi, nasıl olur da ihtiyar bir çalgıcı Allah’ın (c.c) has kullarından olur.” diye düşündü. Yeniden mezarlığı baştan başa dolaştı fakat başka kimse yoktu. Gelip çalgıcının yanı başına oturdu.

Çalgıcı uyanıp da Hz. Ömer’i (r.a) görünce şaşırdı. Bir an önce oradan uzaklaşmak isteyince Hz. Ömer (r.a) :

– “Benden kaçma ben sana Allah’ın emriyle şu kadar para getirdim. Bunları harca bitince yine gel.” dedi, ve parayı çalgıcıya verdi.

Çalgıcı çok utandı bütün bir ömrünü boşa harcadığına, heba ettiğine pişman oldu. Çengini yere vurup parçaladı ağlayıp inleyerek Allah’a yalvardı. Şükretti…

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.