DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

23 NİSAN

21.04.2017
1.039
A+
A-

Ne güzel bir bayramdır bu, çocuklara Ata’mızdan armağan. Gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı gündür. Gazi Mustafa Kemal bu onurlu günü çok sevdiği çocuklara armağan eder. 23 Nisanlarda hep şarkılar söylerdik. Ben Piri Reis İlkokulunda okudum. O zamanlar yarışmalar yapılır ben sürekli izci olurdum. Sonra Astsubay Orduevinde 23 Nisan Balosu düzenlenirdi, arkadaşlarımla birlikte ne kadar da güzel eğlenirdik. Bize çikolatalar, şekerlemeler verilirdi. Hepimizin ellerinde balonlar, şarkılarla türkülerle 23 Nisan’ı kutlardık. Bir büyük coşkunun tüm ülkeye her biri birer çiçek olan çocuklarla yansıması ne kadar güzel. Sevgili Peygamberimiz de çocukları çok severdi. Bir bayram günü sokakta oynayan çocukları görür, bir çocuk ta bir köşeye çekilmiştir. Ona “Sen neden oynamıyorsun?” diye sorar, çocuk annesinin babasının olmadığını dolayısıyla o çocuklar gibi güzel giysileri de olmadığı için sevinemediğini ve oynayamadığını söyler. Sonra Peygamberimiz o çocuğu alır evine götürür. Onun üzerine giysiler verir, başını okşar “Ben de senin baban olayım mı?” der, çocuk sevinçle kabul eder. Sonra tekrar neşe içinde arkadaşlarının yanına döndüğünde mahalle arkadaşları ne kadar neşeli olduğunu fark ederler ve sorarlar “Bu sevinç niye?” çocuk şöyle der “Daha sabahleyin annem babam yoktu, ama bugün Peygamberimiz gibi babam var, ben sevinmeyeyim de kim sevinsin?” işte çocuk böyle bir şeydir. Başını okşayacaksınız, onun bir çiçek olduğunu düşünerek solmamasına özen göstereceksiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuk sevgisi minicik yavrularımız için de ne kadar büyük bir sevinç ve gururdur. Dünyada çocuklara armağan edilen tek bayram 23 Nisan’dır. Tüm dünya çocukları bizim çocuklarımızla birlikte aynı gururu yaşamak için koşa koşa Türkiye’ye geliyorlar. İşte biz ne kadar büyük devletiz görün. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bu büyüklüğün ta kendisidir.

ÇİÇEK VE SU

Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri arkadaşlık olarak devam eder ilişkileri. Tabii ki her zaman lazımdır arkadaşlık birbirini tanımak için. Gel zaman git zaman, çiçek o kadar mutlu olur ki suyun yanında, içi içine sığmaz olur artık ve anlar ki suya aşık olmuştur.

İlk kez aşık olan çiçek etrafa kokular saçmaya başlar.”Sırf senin hatırın için ey su” diye.

Öyle bir zaman gelir ki artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlar.

Fark eder ki çiçeğe aşık oldum.Ama su da ilk defa aşık oluyordur. Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek : -“Acaba su beni sevmiyor mu?” diye düşünmeye başlar. Çünkü su pek ilgilenmemektedir çiçekle. Halbuki çiçek alışkın değildir böyle bir sevgiye. Ve dayanamaz bir gün, çiçek suya :

-“Seni seviyorum.” der.

Su:

-“Ben de seni seviyorum.” diye cevaplar.

Aradan zaman geçer ve çiçek yine suya :

-“Seni seviyorum.” der.

Su :

-“Ben de.”der. Çiçek sabırlıdır.

Bekler, bekler, bekler… Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz olur artık etrafa.

Ve son kez suya : -“Seni seviyorum.” der.

Su da : -“Sana söyledim ya,ben de seni seviyorum.”der.

Ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Yataklardadır artık çiçek, su da başında bekler öylece çiçeğin yardımcı olmak için.

Ama bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki:

-“Seni ben gerçekten seviyorum.”

Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır.

Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Muayeneden sonra söyle der doktor:

-“Hastanın durumu ümitsiz, artık elimizden bir şey gelmez.”

Su merak eder sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye, ve sorar doktora :

-“Hastalığı nedir?” diye,

Doktor söyle bir bakar suya ve der ki :

-“Çiçeğin bir hastalığı yok dostum,bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için.” der.

Ve anlar ki su artık, sevgiliye sadece seni seviyorum yetmemektedir.

 

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
24 Aralık 2020
19 Haziran 2022
14 Kasım 2016
29 Ekim 2018
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.