DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

BAŞARI ÖYKÜLERİ

19.04.2017
956
A+
A-

Söze önce şöyle başlayalım, başarılı insanların daima bir programı, başarısız olanların da sürekli bir mazereti vardır. Mesela 13 yaşında bir elektrik kazası sonucu ellerini ve bir ayağını kaybeden Selahattin Genli gibi. Hayata tutunmanın ve başarmanın Gölcük’teki en güzel örneklerinden biri. Mesela Emine Cebeci vardır. 17 Ağustos’taki asrın felaketinde oğlunu kaybetti. Bugüne kadar bulunamadı. Emine Cebeci sosyal sorumluluk projelerinde her zaman en önde isimlerden biri oldu, acısını içine gömdü çalıştı ve hayata öyle tutunmayı başardı.  Bir anne görüyorsunuz her gün çocuğunu sırtında okula taşıyan yıllardır bıkmadan usanmadan yavrusunun iyi bir eğitim alması için çabalayan böylece evladının da hayat küsmemesini tutunmasını sağlayan cefakâr ve azimli bir anne. İşte hayat böyle bir şey. Nice yaşanmış ve yaşanmaya devam eden başarı öyküleriyle dolu.

MİLLİ SEFERBERLİK

Türkiye’nin seksen milyonunun çalışmasının önünü açmak adına bölgelerimiz kendi alanlarındaki tüm değerleriyle harekete geçirilmeli. Bir bölgemizde hayvancılık desteklenip, dışarıdan büyük ve küçükbaş hayvan ithalatımızın durdurulmasını sağlayabiliriz. Bir bölgede tahıl ürünlerinin desteklenmesini başardığımızda bunların da yurtdışından ithalatının önüne geçtiğimiz gibi her iki ürünün ihracatına dahi başlayabiliriz. Türkiye’nin üç yanı denizlerle çevrili. Ama bugün elli yıl öncesinin balık türleri yok. Üretim de artacağına azaldığına göre, ülkemiz deniz ürünlerinden en üst seviyede faydalanmanın yolunu mutlaka bulmalı ve bunu başarmalı. Biz dünyanın kendi kendini doyuran yedi ülkesinden biriydik. Aynı konuma tekrar gelebiliriz hatta bir kaç tık yukarı dahi çıkmak için insanlarımız ve toprak yapımız müsaittir. Bundan böyle çalışmak ve çok çalışmak arzusuyla seksen milyonu harekete geçirdiğimizde bu durum aynı zamanda birleştirici ve bütünleştirici bir unsur olacaktır ki, buna da ülke olarak ihtiyacımızın olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye büyük bir coğrafyada büyük bir nüfusa sahip devasa bir ülkedir. Türkiye başarır, ben o başarıya gönülden inananlardanım.

Kenar Mahalle

Bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini Baltimore şehrinin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yasayan 200 erkek çocuğunun durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istemişti. Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi. Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve ayni çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi. Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176’sinin olağanüstü bir basari gösterip, avukat, doktor ya da işadamı olduklarını ortaya çıkardılar. Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yasadıkları için, her biriyle buluşma sansı oldu.

“O koşullarda nasıl bu kadar basarili oldunuz?” sorusuna verdikleri cevap hep ayniydi: “Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun sayesinde.” Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran bir yaşlı kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, basarili birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu.

Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi:

“Çok basit” dedi, “Ben o çocukları çok sevdim.”

BEREKETİN SIRRI PAYLAŞMAK

Halil ve İbrahim iki kardeştir Halil evli İbrahim’de o yazı evlenme hayali kurar.O sene ikisi ortak buğday ekerler ve sonunda hasat zamanı gelir ve buğdayları toplayıp bölerler.Halil sabah erkenden kalkar tam buğdayların yanından geçerken

-Kardeşim bu yaz evlenecek benden ona bir teneke buğday veriyim nasıl olsa ben evlendim şimdi onun masrafı çok olur der ve kendi buğdayından bir teneke İbrahim’in yığınına boşaltır.Halil tarlaya gider arkasından İbrahim gelir buğdayları yanına

-Ben şimdi tek kişiyim abimin karısı ve çocukları var ben evlensem bile bu kadar masrafım olmaz en iyisi ben bir teneke buğday abime veriyim der ve kendi yığınından bir teneke abisinin yığınına boşaltır.ve çuvallama zamanı gelmiştir artık kiside çuvallamaya başlar çuvallar çuvalla sanki çuvalladıkça yerdeki buğday artıyodu çuvallar biter buğday bitmez O sene kuraktan hiç kimse verim alamazken Halil ve İbrahim normalin 10 misli verim alır. Allah hepimizin sofrasını hanesini Halil İbrahim sofrası etsin

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.