DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

SİZCE HAYATIN ANLAMI NEDİR?

03.05.2017
1.438
A+
A-

Bugün bir soruyla başlayalım cümlemize. Diyelim ki Sizce hayatın anlamı nedir? Bir dostun tebessümü mü sizi kucaklayan, can bir arkadaş mı, ailenizle yaptığınız kahvaltı mı, büyüklerinizin başınızı okşaması mı, küçüklerinizin yanaklarından öpmeniz mi, nedir sizce hayatın anlamı? Kalamış’ta tatlı bir huzur almak mı? Sultanbaba’da el açıp dua etmek mi? Belki gidemediğiniz içinizde bir umut olan Kabe mi? Neresidir nerede olmak istersinizin cevabı mıdır onu bulduğunuz anda hayatın anlamı? Ben diyorum ki bu konuda Kanuni Sultan Süleyman’dan tarafım. Ne demişti o, “Millet içim muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Sağlığınız mı? Özgürce kırlarda deniz kenarında dolaşmak mı hayatın anlamı? Lösemili bir çocuğa el uzatmak mı? Bir garibin karnını doyurmak mı? Şöyle düşünün Aşık Veysel’in dediği gibi uzun ince bir yol olan hayatı. Bir şeyler mutlaka sizin için anlamlıdır. Mesela ben yine devam edeyim; huşu ile dinlediğim bir ezan sesi sabah kalktığımda tepede dalgalanan Ay Yıldızlı Bayrağımın huzur veren tatlı esintisi. Belki iskeleden veya deniz kenarından balık tutmaktır sizce hayatın anlamı. Avcılara sorarsanız derler ki kuş vurmaktır, tavşan vurmaktır; biz hayatın o yönünden zevk alıyoruz. Bence elimizdeki tohumları tarlaya serpmektir, oradan baş gösteren fidanların ağaca dönüşmesidir, sizin hayata anlam kattığınız değer olarak yaşamın bir parçasıdır; tabiat. İlle de bir şeyden zevk alırsınız. Onu düşünün, ne ise bilin ki sizin hayatınızın anlamı odur. Belki tatlı bir rüya görmek. Belki dondurma yemek. Belki bir film seyretmek. Baktığınızda dünyada hayatınıza anlam katacak nice unsurlar buluyorsunuz. Düşünün, insanoğlu bir gününü üçe ayırır; sekiz saat uyur, sekiz saat çalışır, sekiz saat dinlenir. Belki o sekiz saati uyuyamayanlar ve sekiz saat benim gibi dinlenemeyenler için o yoğun tempo içerisinde olmaktır hayatın anlamı. Yine o hayata baktığımızda birbiriyle tezat iki unsur görürsünüz. Bunlardan bir tanesi ki onun adına verim ekonomisi derler, üreten katma değer katan değerli bir hizmet anlayışıdır, bir diğeri de israf ekonomisidir ki günde milyonlarca ekmeği çöpe atmamız iç cızlatıcı ve yuh be dedirten farklı bir üretimi baltalama halidir. Benim annem için hayatın anlamı ailesidir. Sizin anneniz için de öyle. Peki sizi dokuz ay karnında taşıyıp dünyaya getiren annenize karşı ne yaptığınız aynı zamanda sizin hayatınızın da anlamı değil midir? Küçücük çocukların eve ekmek götürmek için bir sürü tehlikeyi göze alarak “Tartıyorum abi” demeleri, bir başka çocukların size uzattığı mendili “Almaz mısın abi?” sözleri kendi hayatınızla kıyasladığınız anda nasıl bir anlam taşır, bunları da hiç düşündünüz mü? Belki o çocukların da hayallerinde neler vardır bilemeyiz, fırsat verdiğiniz anda da neler yapabileceklerini biliyoruzu iyi kavramaktır aslında hayatın anlamı.

 

Yılda İki Defa Meyve Veren Ağaç

Bir hükümdar maiyetiyle birlikte ülkesinde bir gezintiye çıkmıştı. Yolu üzerindeki bir köyde çok yaşlı bir adamın tarlasına fidan dikmekle meş­gul ol­duğunu gördü. İhtiyara uzaktan seslendi:

– Baba, sen ne diye fidan dikmeye uğraşıyorsun? Maşallah yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların mey­vesinden herhalde yiyemezsin. İhtiyar cevap verdi:

– Bu diktiğim fidanların meyvesini bizim yememiz şart değil evlat. Biz nasıl bizden öncekilerin diktiği fidanların meyvesinden yedikse, bizim diktiğimiz fidanların meyvesini de bizden sonrakiler yer. Bu cevap hükümdarın hoşuna gitti ve ihtiyara bir kese altın verilmesini emretti. İhtiyar bu ihsanı karşılıksız bırakmadı:

– Gördün mü evlat, bizim diktiğimiz fidanlar şimdiden meyve verdi. Bu cevap da hükümdarın hoşuna gitti, bir kese daha altın verilmesini emretti. Yaşlı köylü sıradan biri değildi Çarıklı erkаnıharp di­ye nitelenen kişilerden biriydi:

– Evlat, herkesin diktiği fidan yılda bir defa mey­ve verir, bizim diktiğimiz fidan yılda iki defa meyva verdi. Bu diplomatça cevap da hükümdarın hoşuna gitti ve bir kese daha altın verilmesini emretti Ama bu defa vezir araya girdi ve hükümdarı uyardı:

– Aman sultanım bir an önce buradan uzaklaşalım. Bu ihtiyar bu gidişle tarlasına fidan dikmek yerine, devletin hazinesine darı ekecek.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.