MÜSLÜMAN ÜLKELER ÜZERİNDEN TÜRKİYE’Yİ VURMAK

Dünyada bir buçuk milyar Müslüman var. En büyüğü Türkiye. Lider olan Türkiye. İslam’a en büyük hizmet eden yayılması için savaşlar yapan bükülmez bilek Türkiye. O zaman oyunu Türkiye üzerine oynayacaksın. Görüyoruz ki emperyalist güçler, maşa olarak Müslüman ülkeleri kullanıyorlar. Şimdi Katar’ı yine Müslüman ülkeler tarafından ablukaya aldılar. Amaç Türkiye’ye göz dağı verip, bölünmesinin yolunu açmak. Suriye’de Rakka üzerinden oynanan oyunun adı budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’yi ilk defa kesin ve net bir dille suçladı “Sizin amacınız Türkiye’yi bölmek” dedi. Ve artık takke düştü kel göründü. Bunun lamı cimi yok. Suudi Arabistan üzerinden Katar’ı alacaklar. Zaten komşular. ABD Başkanı Trump daha bir kaç gün öncesinden Suudi Arabistan’la 110 milyon dolarlık silah anlaşması yapmıştı. Orada Suudileri kullanıyorlar. Ülkenin asıl adı, Arabistan’dır. Türkçe anlamı Arap Yurdudur. Yönetenler Suud Ailesi olduğu içinde ülkeye Suudi Arabistan derler. İngilizler oraya Vahabi Mezhebini sokmuştur. Ve bu işi Hain Lawrence üzerinden yapmışlardır. Oyun aslında yüz yıllar öncesinden başlamıştır. Bugün nihai karara varmak adına Müslümanı Müslümana vurdurarak elin taşıyla elin kuşunu vurup, o kuşu kendi sepetlerine düşürme amacındalar. Katar’ı İran’a yakınlığı bahanesiyle suçluyorlar. İhvan Kardeşler Örgütüne kol kanat germekle suçladıkları Katar aslında bahane, hedef Türkiye. Bak, dün sabah İran’da terör saldırısı oldu. Siz hiç İran’da böyle şeyler duydunuz mu? İran hiç terör saldırılarıyla gündeme gelmiş miydi? Bundan böyle İran için de zor günler başlıyor demektir, çünkü o hedefler içerisinde İran da var. Biz her zor anda tek vücut olmasını bilen bir milletiz. Yine oluruz. Ve artık iktidarıyla muhalefetiyle çok dikkatli çok hassas ve kesinlikle de birbirimize karşı kucaklayıcı olmalıyız.

VATANSEVER ASKERLERE KUMPAS İŞİN BİR PARÇASIYDI

Emperyalist güçler Türk Ordusunu zayıflatmak ve itibarsızlaştırmak adına, vatansever Türk Askerlerine kumpas kurarak işe başlamışlardı. Başarılı da oldular. Kimi cezaevinde hayatını kaybetti, kimi intihar etti, kimi cezaevinden çıktıktan sonra yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek vefat etti. Vatanı ve milleti için her türlü zorluğa gerecek yüreklilikteki o vatansever askerler üniformalarını çıkarmak zorunda kaldılar. Sonunda işin içerisinden ABD’nin oyuncağı FETO çıktı. O günlerde hep söylemiştik. Değirmendere Çınarlık Meydanındaki Vardiya Bizde Platformunun Sessiz Çığlık Eylemlerindeki sözcüsü olarak ben defalarca haykırmıştım. Sonunda Sayın Cumhurbaşkanı “Bunlar milli orduya da kumpas kurdular” diyerek hainlerin  emellerini açıkça ortaya koymuştu. Ne yazık ki geç gelen ve FETO engeline takılan adalet nice hayatları da söndürmüştü. Amaç Türkiye’yi bölmek ve yukarıda bahsettiğim hain odaklara yol açmaktı. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizim ordumuz her zaman güçlü ve kudretlidir. Biz asker ocağına, Peygamber Ocağı deriz. Ordu millet el ele bu vatanı kurtarmadık mı? Cumhuriyeti ilan etmedik mi? Şimdi yine aynısı olur ve hainler hiç bir zaman emellerine ulaşamaz.

Kadınlar Evde Akşama Kadar Ne Yapar?

Adam akşamleyin iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş. 3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş. Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış. Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde park eder durumdaymış. Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş. Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş. Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş. Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış. Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş. Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş. Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü bir şey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış. Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş. Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş. Adam cevaplamış:”Her zaman ki gibi! ” Ardından şaşkınlıkla sormuş:”Ne oldu bugün böyle?” Karısı tekrar gülümseyerek;

-“Sen her gün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin..”

+”Evet”

-“Güzel… Bugün, her gün yaptıklarımı yapmadım sadece o kadar…”