YEŞİL ve ÇEVRECİ BİR ADIM

1972 yılında İsveç’ in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ nda alınan bir karar ile 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi.

O günden bu yana, çevre bilincinin artırılması amacıyla etkinlikler düzenleniyor.

Yaşadığımız her yer, tabiatın bir parçasıdır.

Çevremizi koruma, insanların ve bütün canlıların sağlıklı ve mutlu yaşaması için en önde gelen görevimizdir.

Yaşam kalitemizin artması, ancak temiz bir çevre ve doğal kaynakların dengeli kullanımıyla mümkündür. Çünkü doğal kaynaklarımız sınırlı olup, dikkatli ve bilinçli kullanılması gerekir.

Dünyamızın doğal kaynakları için, geri dönüşü olmayan tehlikelerin yaklaşmakta olduğunu düşünerek, sağlıklı bir gelecek için hem bireysel ve hem de toplumsal yaşamımızda önlemler almanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

ÇEVRE, MİRAS DEĞİL ; GELECEK NESİLLERE DEVREDİLECEK BİR EMANETTİR  

Çok geç kalmadan, doğayı korudukça doğa da bizi koruyacaktır. Çevreyi korumak adına birçok kuruluş hizmet vermektedir. Bunlardan bir tanesi TEMA VAKFI (Türkiye Erezyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı)’ dır.

11 Eylül 1992 yılında kurulan bu Vakıf, Türkiye’nin çölleşme ve erezyonla mücadelesini birincil amaç edinmiş, örnek bir Vakıftır. Ben de bu değerli vakfın bir gönüllüsüyüm. Vakfın düzenlediği, bir çok ağaçlandırma etkinliklerine çocuklarımla birlikte katılma fırsatım oldu… Bunu Sizlere de tavsiye ederim.

Doğanın dengesini korumak ve katkı sağlamak adına Sizler neler yapıyorsunuz?

Ben neler yapıyorum konusuna değinecek olursam…

• Evdeki çöplerimi kesinlikle ayrıştırıyorum. Mutfakta iki tane çöp poşetim var. Biri sebze, meyve kabukları için ; diğeri de geri dönüşüm olabilecek atıklarım için… Mesela karton kutuları, cam şişeler, plastik kaplar, naylon poşetler vb ayrıştırarak atıyorum çünkü ambalaj çöp değildir, ayrıştırmak bilinçtir diye düşünüyorum.
• Atık yağlarımı asla lavabodan dökmüyorum, çünkü biliyorum ki 1 litre bitkisel atık yağ, 1 milyon litre suyu kirletiyor.
• Biten pillerimi asla çöpe atmıyorum çünkü biliyorum ki 1 küçük kalem pil, 2 metre kare toprağı zehirliyor.
• Evdeki atık kağıt, defter, dergi, kitap vs. mutlaka ayrıştırıyorum çünkü biliyorum ki 1 ton kullanılmış kağıt ile 17 yetişkin ağacı kurtarabiliriz. Unutmayın kağıt asla çöp değildir.
• Evimi temizlemek için kullandığım deterjanların tümünün doğayla dost olan, doğada kolay çözünebilen ürünler olmasına özen gösteriyorum.
• Çamaşır suyu gibi zehirleyici temizleyicileri asla kullanmıyorum. Çünkü biliyorum ki evimi temizlerken aslında hem kendimizi hem de doğayı zehirlemiş olurum.
• Evimde içecek su tüketimi ile ilgili su arıtma cihazı kullanıyorum. Böylelikle pet şişe ve damacana tüketmemiş oluyorum. Çünkü biliyorum ki bunlar binlerce yıl doğadan yok olmuyorlar.

Bir tek “Ben” den ne olur demeyin ; Herkes kapısının önünü süpürürse bütün sokak temiz olur diye düşünelim. Unutmamalıyız ki her atık çöp değildir. Doğa en iyi dostumuzdur, ona iyi davranalım ve sahip çıkalım.

Daha temiz ve yeşil günlere adım atmak dileklerimle…

Sevgiyle kalın….