DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

DÜĞÜN SALONLARINA ENGELLİ YOLU ŞART

30.07.2017
730
A+
A-

DÜĞÜN SALONLARINA ENGELLİ YOLU ŞART

Engelli vatandaşlarımızın yaşamını kolaylaştırmak adına bir çok adımların atıldığını biliyor ve görüyoruz. Buna rağmen yine bir çok eksikliklerin olduğu da aşikar. Önceki gün Gölcük Belediye Kongre Sarayında bir düğün töreni vardı ve nikah kıyılacaktı. Nikah şahitlerinden biri de Gölcük Engelliler Derneği Başkanı Hasan Bat kardeşimizdi. Çoklu merdivenlerden sahneye çıkmak, büyük bir zahmet gerektirdiği gibi, inerken de tabiri caizse Hasan Bat’ı Allah korudu. Demek ki, bütün düğün salonlarımıza da böylesine durumlar için, bir engelliler yolu şart. Bu defa etrafın yardımıyla büyük bir facia atlatılmış olsa da görünen o ki yeni facialar da kapıda bekliyor.

 

HALUK ÖZÇAKMAK BEYEFENDİ İNSANDIR

Gölcük Belediyesinin Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Haluk Özçakmak benim sınıf arkadaşımdır. Okul yıllarımdan beri son derece kibar, centilmen ve nazik bir insandır. Her zaman hoşgörülü, yumuşak kalpli ve işini de severek yapan bir adamdır. Son günlerde medyada şahsıyla ilgili olarak çıkan haberler beni ziyadesiyle üzdü. Böylesine tertemiz ve pırıl pırıl insanları her zaman baş tacı edeceğimize, onları polemik konusu yapmak hiçte hoş olmadı. Demek ki, yazdıklarımıza çizdiklerimize son derece dikkat edelim ki insanlar üzerinde olumsuz etkiler bırakacak hal ve davranışlardan kaçınalım.

 

ARZU SANCAK KIZIMIZ

Kadınların yaşları hiç bir zaman sorulmaz. Ben de zaten yaş günlerinde kaç yaşına girdin falan diye sormam. Arzu Sancak Değirmendere’de, Topçular Mahallesinde aynı sitede, hatta aynı apartmanda oturduğumuz ve “kızım” diye hitap ettiğim çok değerli ve kadirşinas bir insandır. Eşi İsmet Sancak da Pirelli Fabrikasında Mühendis olarak görev yapmaktadır. Oğulları Taha Kuter Sancak da Doğa Kolejinin gururu olmayı başarmış çok çalışkan bir çocuktur. Önceki gün yeni yaşını kutladı. Ailesiyle birlikte güzel ve renkli dakikalar geçirdi. Sonra bize uğradı eşim Canan Ablasıyla sohbet ederken ben de kendisine “Hoş geldin kızım” dedim. Arzu “29 yaşına girdim” dedi. O öyle dediyse öyledir, biz de yeni yaşını kutlamış olduk. Bu arada güzelim keklerinin de artık zamanının geldiğini düşünüyorum.

 

MİSAFİRİN BEREKETİ

Anlatıldığına göre zengin biri ölür ve geride dul karısı birkaç kız çocuğu kalır. Bir müddet sonra iyice fakir duruma düşerler, bu yüzden çevrenin hakaretlerine maruz kalmamak için yurtlarından göçerler. Yolda bakımsız bir mescide sığınırlar. Dul kadın, çocuklarını burada bırakıp yiyecek bir şey bulmaya çıkar. Şehrin Müslüman ileri gelenine başvurur. Durumunu anlatır, fakat adam “Durumunu mutlaka delillendirmen gerekir” diyerek kadını eli boş çevirir. Kadın arkasından bir mecûsiye vararak durumunu anlatır, adam kadına inanır ve bir kadın göndererek yetim yavruları ile o kadını evine getirtir, onlara gayet iyi bakar.   Gece yarısı olunca şehrin Müslüman ileri geleni rüyasında Kıyamet koptuğunu görür. Peygamber’imiz başı üzerinde “hamd sancağı” taşıyan ulu bir köşkün karşısında duruyor.   Adam Peygamber’imize “Bu köşk kimin içindir, yâ Rasulallah” diye sorar. Peygamber’imiz “bir Müslümanındır“ diye cevap verir. Adam “ya Rasulallah; ben tevhid akidesinden hiç ayrılmamış bir Müslümanım” der. Peygamber’imiz ona “Buna dair bana delil getir” der, adam şaşa kalır. Peygamber’imiz ona yetim anası kadının durumunu hatırlatır, adam bu sırada üzüntü ve pişmanlık içinde uyanır. Derhal kadının peşine düşer,sıkı bir araştırmadan sonra bilen birinin klavuzluğu ile kadını mecusinin evinde bulur, onları alıp evine götürmek ister, fakat “onlar sayesinde evime bereket geldi” diyerek Mecûsi reddeder. Adam mecûsiye “Yüz altın vereyim de onları bana teslim et” der, mecûsi yine reddeder. Bu sefer misafirleri mecûsiden zorla almaya kalkışınca mecûsi ona der ki, “Senin peşinde koştuğun şeye ben senden daha layığım, rüyanda gördüğün köşk benim için yaratılmıştır. Sen bana karşı Müslüman’ım diye mi üstünlük taslıyorsun? Allah adına yemin ederim ki, ben ve ev halkım, bir dul kadın vasıtası ile Müslüman olduk da ondan sonra yattık. Senin gördüğün rüyanın aynısını ben de gördüm. Peygamber’iniz bana “Dul kadın ile yetim kızlar yanında mı?” diye sordu. “Evet ” dedim. Bunun üzerine Peygamber’imiz “O halde bu köşk senin ve ev halkınındır” dedi.

Aldığı bu son cevap üzerine, şehrin ileri gelen Müslüman ,ancak Allah’ın bildiği bir büyük üzüntü ve pişmanlık içinde eski mecûsinin yanından ayrıldı.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.