DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

DENİZ KUVVETLERİ VE BALYOZ

03.08.2017
964
A+
A-

Silahlı Kuvvetlerdeki yeni atama ve terfilerde temayüllerin dışında bir durum gerçekleşti. O en büyük değişim Deniz Kuvvetlerinde yaşandı. İlk defa bir komutan Gölcük’te Donanma Komutanlığı yapmadan direkt Deniz Kuvvetleri Komutanlığına atandı ve rütbesi Koramiral’lik. Gölcük’te “Or” makamında Veysel Kösele bu göreve getirilir diye beklenirken, YAŞ farklı bir karar aldı. İnşallah ülkemiz için hayırlı bir karar olur. Aslında kumpas davalarda en büyük hainlik Deniz Kuvvetlerine yapılmıştı. Türk Silahları Kuvvetlerine kurulan kumpasın acı gerçeği ne yazık ki Deniz Kuvvetlerinde büyük travmalar yarattı. Bir çok kahraman askerimiz sahte delillerle hapse atıldığında Türkiye büyük bir şok yaşamıştı. O günlerde ben Silivri Duruşmaları başta olmak üzere ki hepsini takip ettim; Hasdal, Hadımköy, Maltepe Cezaevlerinde kahraman askerlerimizi ziyaret ediyor. Gölcük’te de Vardiya Bizde Platformunun Sessiz Çığlık Eylemlerine sözcülük yapıyordum. İşte o günlerde bu hainlikler olmasaydı Deniz Kuvvetlerinde temayüllerin dışında bir atama söz konusu olmazdı. Feyyaz Öğütçü Paşa, Can Paşa, Kadir Paşa, Mehmet Paşa, gibi “Kor” rütbesindeki komutanlar hapse atılmış ve hayatları karartılmıştı. Nusret Paşa Donanma Komutanıyken kızı üzerinden kurulan adi kumpas sonucu istifa etmek zorunda kalmıştı. Atilla Kezek kumpasa uğrayan arkadaşlarının yanında yer alıp, önü tamamen açık iken Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevinden Koramiralken istifa etmişti. Deniz Kuvvetlerinde Tümamiral, Tuğamiral gibi nice arkadaşlarım kumpas mağduruydu. Yine Albay ve Kurmay Albay rütbesinde bir çok kahraman yine kumpas mağduruydu. Sonra kahramanların haklı olduğu ortaya çıktı, kumpas tüm delilleriyle ortaya çıkarıldı. O adi kumpasları kuranlar görevden alındı, hapse atıldı, mesleklerinden ihraç edildi, kimi de kaçtı. Peki, şimdi burada hapishanedeyken intihar eden Ali Tatar Yarbay’ı nereye koyacaksınız? Yine hapishanede kızıyla oyun oynarken beyin kanaması geçirip hayatını kaybeden Murat Özgener Albayı nereye koyacaksınız? Yine hapishanede kansere yakalanıp özgürlüğüne kavuştuktan sonra hayatını kaybeden Aziz Çakmak Paşayı nereye koyacaksınız? Ve bugün Deniz Kuvvetlerinde kumpas mağduru olan kahramanlar Amiral yapıldı. Geçen sene de sekiz kumpas mağduru Amiral olmuştu. Onlar adına tabi ki sevinmemek mümkün değil ama, ya gidenlere ne olacak? İşte bütün bunların cevabı yok. Barbaros Hayrettin Paşa “Denizlere hakim olan, dünyaya hakim olur” demişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk te “Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizin denizlerdeki hak ve menfaatlerini korumak için güçlü bir donanma gerekir” diye söylemişti. Ama maalesef orduya kurulan kumpaslar sonucunda bugün bakın neler yaşıyoruz. Bu hainlikler, cezasız kalır mı? İnşallah kalmaz. Peki gidenler geri gelir mi? Maalesef onlar da geri gelmez. Amma velakin unutmayalım ki her şeyin sahibi Allah’tır ve bunu iyi düşünmek lazım.

İhtiyar Adam ve Hızır (A.S)

Bir gün Hızır (a.s.) hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış.

İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış.

Hızır demiş ki:

– Ey ihtiyar! Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi.

İhtiyar adam şöyle cevap vermiş;

-Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş.

Hızır (a.s.) bir taraftan ihtiyar adamın sırtını keselerken bir taraftan da konuşmaya devam etmiş:

-Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın, yoksa ettiğin o hayrı neden görmeyeceksin ki?

İhtiyar adam şöyle demiş:

-Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O’nun sevgisini kazanmasaydım, Allah bugün benim sırtımı Hızır’a keseletir miydi?

Hızır (a.s.) duydukları karşısında çok şaşırmış.

-Allah’ım demiş, bana verdiğin Seni sevenlerin listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur?

Yüce Allah şöyle demiş: “Ey Hızır! Biz, bizi sevenlerin listesini sana verdik ancak bizim sevdiklerimizin listesi bizim yanımızdadır…

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî der ki; İnsanın kalbinde saklı öyle şeyler vardır ki verdikçe çoğalır,

Bu hazinelerin başında SEVGİ gelir.

İşte bir dostun bir dosta verebileceği hediyelerden bazıları şunlardır ki; Gönlü rahatlatacak bir

TEBESSÜM! …

Kalbe kuvvet verebilecek bir TATLI SÖZ! …

Morali düzeltecek bir TAKDİR! …

Neşesini yerine getirecek bir ŞAKA! …

Kızgınlığını söndürecek bir HOŞGÖRÜ! …

Hoşa gidecek bir güzel DAVRANIŞ! …

ALLÂH’ın Râhmetini çekecek bir HAYIR DUA.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.