10057,31%1,09
39,83% 0,05
47,04% 0,17
4297,53% 1,65
6852,68% 3,13
Başkan Çavdar, El, ayak, ağız hastalığı hakkında bilgiler verdi
İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Salih Çavdar son zamanlarda özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda çok sık rastlanan el, ayak, ağız hastalığı hakkında bilgi verdi.
Çavdar, Ailelerin fazla panik yapmamaları ve dikkatli olmaları konusunda uyardı
İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Salih Çavdar yaptığı açıklamada şu sözleri söyledi: “Son aylarda özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda sıkça rastlanan el, ayak, ağız hastalığı hakkında İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Salih Çavdar bilgi verdi. Çavdar, ” El, ayak, ağız hastalığı bebeklerde ve çocukluk çağında sıkça karşılaştığımız bulaşıcı, viral bir hastalıktır. Hastalığın isminden de anlaşıldığı gibi ellerde, ayaklarda ve ağızda cilt lezyonları görülen bir hastalıktır. Ağız ve ağız etrafında, ağız içinde döküntüler ile ellerde ve ayaklarda ise döküntüler ve soyulmalar ile karakterizedir. Genellikle yaz ve bahar aylarında görülür. Genellikle komplikasyon gelişmeden iyileşir. El, ayak, ağız hastalığı hafif gribal şikayetler tarzında başlar ve seyreder. En sık hafif ateş, iştah kaybı, huzursuzluk, yemek yerken ağızda acıma, yutamama ve boğaz ağrısı görülür. Daha sonrasında ise ağız etrafında ve içinde ağrılı döküntüler görülürken avuç içi ve ayak tabanında ağrısız, kaşıntısız döküntüler ve soyulmalar görülür.”
Bu durumlarda hastaların kan şekerine bakmak gerekir
“Genellikle ateş 38 derecenin altındadır. Nadiren üç günden uzun süren ateş( yani 38 derece ve üstü), kusma, aşırı halsizlik, uyku hali tablosu görülür. Bu durumlarda hastaların kan şekerine bakmak gerekir. Kan şekerinde artma olması halinde hastanede yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. Ancak en başta da dediğim gibi hastalık genellikle gribal şikayetler tarzında seyreder. O yüzden korkmaya gerek yoktur. Ancak aileler özellikle anneler çocuklarının el, ayak ve ağızda gördükleri cilt lezyonları ve döküntülerden dolayı korkar ve panikler. Aslında paniğe gerek yoktur. Hastalığın özel bir tedavi şekli yoktur.”
Bu hastalıkta antibiyotik kullanmak gerekmez
Çavdar, “Tedavide ateş düşürücü ve ağrı kesiciler ile hastalar rahatlatılmaya çalışılır, sıvı takviyesi yapılır. Hatta hastalığın tanısını koymak için bile laboratuar tahliline gerek yoktur. Bu sebeple aileler doktorların hiç tahlil istememesinden ve antibiyotik gibi ilaç yazmadığından dolayı şikayet etmemelidir. Bu hastalıkta antibiyotik kullanmak gerekmez. Zaten bizde gereksiz antibiyotik kullanımına karşıyız. Bu hastalıkta asıl önemli olan nokta hastalığın bulaşıcı olmasıdır. Hastalıktan korunma yöntemleri iyi bilinmelidir. Hasta çocuklarla aynı ortamı paylaşmamak, küçük çocuk oyun alanları ve kalabalık ortamlarda( sık dokunulan alanlar) temizliğe dikkat etmek, küçük çocukların ağızlarına soktukları oyuncakların paylaşılmaması, ortak oyuncakların silinerek temizlenmesi ve çocuklarımıza mutlaka el yıkama alışkanlığının kazandırılması gerekir. Hastalık döküntüler çıkmadan önce üç gün ile döküntüler solduktan sonraki beş gün boyunca bulaşıcıdır. Bu süre ailelerin çok dikkatli olmalarını tavsiye ederim” dedi.