AK PARTİ’DE SEÇİM

AK PARTİ’DE SEÇİM

İktidar Partisi olan AK Parti Gölcük İlçe Teşkilatı 23 Eylül’de ilçe kongresine giderken görünen o ki mevcut İlçe Başkanı İdris Alp’le yola devam edilecek. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Sayın Erdoğan yaptığı konuşmalarda teşkilatlardaki mental yorgunluğa dikkat çekmiş, bunu üzerine bazı ilçe ve il başkanları da istifa ederek yeni yönetimlerin yolunu açmıştı. AK Parti’de çatlak seslerin çıkmaması parti açısından son derece önemli. Gölcük’te de yeni ilçe oluşurken yönetimde kimlerin olacağı da kamuoyunca merak konusu. Halkın partide görmek istediği insanlarla yola devam edilip edilmeyeceğini mutlaka listeler açıklandığında göreceğiz. Kimileri vardır ki halka karşılığı yoktur. Dolayısıyla ister AK Parti ister diğer Partiler olsun, o kişiler yönetimlerde yer aldığında kamuoyu da önemli bir rahatsızlık hisseder. Yorgunluğu halkın gözünde bıkkınlığa da çevirmemek adına atılacak olan adımlar son derece önemlidir. Biliyoruz ki önümüzdeki yıldan itibaren Türkiye seçim havasına girecek. 2018’in Kasım’ı konuşulmaya başlandı bile. Ve bu seçim hem Sayın Erdoğan hem de AK Parti için son derece önemli. Muhtemelen seçimler bir tarafta yerel olanı, diğer tarafta milletvekilliği seçimi ve bir diğer tarafta da; ki en önemlisi bence bu Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Dolayısıyla yapılacak olan listelerde halkın hah işte tamam bak liste böyle olmalı şeklinde bir tablo oluştuğunda bunun kamuoyuna da olumlu bir şekilde yansıyacağını biliyoruz. İdris Alp henüz liste üzerinde çalışmalarını sürdürürken, 23 Eylül’deki finale kimlerle gideceğini de Gölcük Kamuoyunun büyük bir merakla takip ettiğini hatırlatalım.

AYHAN ZEYTİNOĞLU

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu benim sınıf arkadaşımdır. Memleket için faydalı ve çalışkan bir adamdır. Gölcük için yaptıklarını da unutmamız mümkün değil. Dumlupınar Ortaokulu’nu deprem sonrası yepyeni ve pırıl pırıl binasıyla ilçemize armağan eden KSO’nun başkanıdır. Şimdi bu FETÖ işi artık çığırından çıktı. Balyoz ve Askeri Casusluk gibi Türk Ordusuna kurulan kumpas davalar sürecinde Ayhan Zeytinoğlu o vatansever askerlerin yanında olmuştur. Ablası Şükran Ablamızın eşi Ali Albay ki kendisi çok başarılı bir subaydır, sürekli Değirmendere Çınarlık Meydanındaydı. Ben o dönemde Sessiz Çığlık Eylemlerini Vardiya Bizde Platformu adına düzenleyen ekibin başındaydım. Şimdi KSO’da bir seçim dönemi var ve sanki adet gibi seçim dönemi öncesinde ortaya bir sürü laflar atılır, lakin Zeytinoğlu benim değerli arkadaşım bazı şeylere cevap bile vermedi. Meselenin bir bölümünü de avukatları vasıtasıyla hukuka havale edecek. Türkiye’yi uluslararası platformlarda da başarıyla temsil eden bir insana karşı hem seviyeli hem de titiz olmak bu memlekette yaşayan herkesin görevidir. Canını sıkma sevgili Zeytinoğlu, kim kimin ne olduğunu bilir.

Hz.Fatıma’nın Şehadeti

Peygamber Efendimizin kızı Hz. Fatımatü’z-Zehra evin ortasına serili yatağına döndü ve yüzünü kıbleye çevirerek yatağa uzandı.

Söylendiğine göre, Fatıma kızları Zeyneb ve Ümmü Gülsüm’ü Haşimoğulları’ndan bir kadının evine gönderir ki, annelerinin ölümünü görmesinler. O, bunları, kızlarına duyduğu şefkatin, merhametin gereği olarak yapıyordu ki, ölüm musibetinin o ağır etkisinden korunsunlar.

Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin o sırada evin dışındaydılar. Belki de o sırada zorunlu olarak ve belli bir maksada binaen dışarı çıkmışlardı.

Esma’dan rivayet edilir ki, Fatımatü’z-Zehra son nefesini vermek üzereyken Esma’ya şöyle dedi: “Resulullah (s.a.v) vefat ederken Cebrail cennetten kâfur getirmişti. Resulullah bu kâfuru üç kısma ayırdı; bir kısmını kendisi için, bir kısmını Ali için ve bir kısmını da benim için.” Sonra şöyle dedi: “Ey Esma! Babamın falan yerde bulunan kâfurunun geri kalanını getir ve başımın ucuna koy.” Esma kâfuru getirip başının ucuna koydu. Sonra, namaz kılmak için abdest alırken Esma’ya şöyle dedi: “Sürdüğüm kokuyu getir. Namaz kılarken giydiğim elbiselerimi getir.” Sonra abdest aldı. Örtüyü üzerine serdi ve şöyle dedi: “Biraz bekle, sonra beni çağır. Cevap verdiysem bir şey yok demektir. Ama cevap vermediysem, bil ki babamın yanına gitmişim. O zaman hemen Ali’yi çağır.”

Esma seslendi, cevap vermedi. Yüzündeki örtüyü kaldırdı. Fatıma, hayattan ayrılmıştı. Üzerine kapandı, bir yandan öpüyor, bir yandan da şöyle diyordu: “Ey Fatıma! Baban Resulullah’ın (s.a.v) yanına gittiğin zaman Esma bint-i Umeys’ten selâm söyle.”