AVRUPALI KARTAL – MUHTARLAR GÜNÜ

Yurtdışında kim mücadele ederse etsin, ben o takımı tutarım. Sonuçta mesele ulusaldır. Tıpkı milli takım gibi görürüm. Şampiyonlar Liginde Beşiktaş fırtınası esiyor. Önceki gece ekranların başına geçtiğimizde zannediyorum ki Kartalın galibiyetinden hiç şüphe duymadık. Üç maçta ki bunların ikisi deplasman olmak üzere üç galibiyet almak, ancak büyüklere yakışır. Beşiktaş büyüklüğünü gösterdi. Fransa’da Monaco gibi önemli bir takımı 2-1’le geçmek inanılmaz bir sevinç. Tosun paşa dedikleri Cenk Tosun, iki güze gol attı. Kartalı adeta yüksekten uçurup, zirvede kalmasına vesile oldu. Belli ki Kartal bu gruptan çıkacak. Dileğimiz tüm maçlarını kazanarak lider çıkması. Bunun iki önemli sebebi var. Bir tanesi alacağımız puanlarla seneye şampiyonlar ligine gidecek takımlarımızın sayısını fazlalaştırmak ve iki takımımızın direk gruplara kalmasını sağlamak. Bir diğeri de Türk futbolunun son yıllarda kaydettiği aşamayı Avrupalılara da gruptan lider olarak çıkarak kabul ettirmek. Kartal şimdi lige döndü. Aslında ligdeki sıralamaya baktığımızda Avrupa’dan farklı. Dışarıda lider, lakin Türkiye’de istenilen seviyede değil. Ben Fenerbahçeli olsam da dediğim gibi ulusal maçlarda kim olursa olsun o takımı tutarım. Kartalı da bize yaşatmış olduğu sevinç ve gururdan dolayı kutlarım.

MUHTARLAR GÜNÜ

Eskiden mahallelerde müthiş üçlü vardı. Biri Mahallenin bekçisi, diğeri mahallenin bakkalı, bir diğeri de mahalle muhtarları. Bekçiler tarih oldu, mahalle bakkallarının yerini de hızla büyük marketler alıyor. Muhtarlar devletin mahalledeki en önemli temsilcisi olarak görevlerini canla başla yapmaya devam ediyorlar. Muhtarlar bizim her an konuşabileceğimiz dertleşebileceğimiz insanlardır. En önemli özellikleri sıcak ve samimi olmalarıdır. Mahalleleriyle gerçekten ilgilenirler. Her zaman yol göstericidirler. Mesela mahallemizde bir vatandaş sorunlarla çok ilgileniyor ise, ona şöyle takılırız; “Kardeşim sen mahallenin muhtarı mısın?” Evet aynen muhtarlar böyledir. Mahalleliyi iyi tanırlar. Hepsine sıcak ilişkileri nedeniyle mahalle sakinleri de muhtarlara güvenir. Bugün Gölcük’te köylerimizi de katacak olursak, 100’ün üzerinde muhtarımızın görev yaptığını görürüz. Bugünün Muhtarlar Günü olarak kutlanması son derece önemli. İyi insanlar ve iyi yüzlerdir muhtarlarımız. Senede bir gün de olsa, onure edilmeleri tebrik edilmeleri son derece önemlidir. İlçemizde daha önce muhtarlık deneyimi yaşayan ve ardından Muhtarlar Derneği görevi Başkanlığına getirilen Bilge Saral da muhtarlarımızın çalışkan ve üretken olmalarının en önemli örneklerinden biridir. Evet sevgili muhtarlar bugün sizin kutlu gününüz, sağlıklı ve hayırlı çalışmalarla sizleri candan ve yürekten kutluyorum.

Sonra?

Meksikalı bir köylü, göl kenarında balık tutarken yanına gelen bir Amerikalı iş adamı sormuş;

– Sen ne yapıyorsun burada?

– Balık tutuyorum, demiş balıkçı

– Neden daha büyük işler yapmıyorsun? Mesela bir iş kurmuyorsun, tuttuğun balıklar çok lezzetli, küçük bir işyeri kurabilirsin

– İş kurduktan sonra ne olacak, demiş balıkçı

– Para kazanırsın, zamanla işleri büyütürsün. Yanında bir çok insan çalışır. İhracat yaparsın. Hatta New York’ta ofis tutarsın

– Sonra?

– Çok zengin olursun! Aklın alamayacağı kadar para kazanırsın

– Sonra?

– Dergilere çıkarsın, ödüller alırsın iyi bir işadamı olarak

– Daha sonra

– Yaşlanınca da emekli olup, Meksika’da göl kenarında bir ev alıp, balık tutarak hayatını yaşarsın, demiş Amerikalı

Meksikalı cevap vermiş;

– Ben zaten onu yapıyorum, göl kenarında balık tutuyorum.

Huzuru yakalamak için bu kadar eziyete ve zahmete ne gerek var, o zaten bizim yanımızda sadece kafamızı kumdan çıkartıp bakmamız yeterli.

Büyük İkramiye

Adamın birine sayısaldan büyük ikramiye çıkıyor. Kimseye haber vermeden ikramiyeyi almak için yola koyuluyor. Yolda bir telefon geliyor:

-Neredesin enişte?

-Dışarıdayım hayırdır?

-Çabuk eve gel.

-Ne oldu? Çok mu acil? Telefondaki kayın biraderi telaşlı;

-Hemen gel! Ablam…

-Yoksa hasta mı?

-Başımız sağ olsun enişte. Telefonu kapattıktan sonra adam bulunduğu yere çöküyor ve sinsi sinsi gülerek:

-Ey güzel Allah’ım verdikçe veriyor, verdikçe veriyor..