DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

Kurnaz Keçi

26.10.2017
1.248
A+
A-

Kurnaz Keçi

Bir adamın bir keçisiyle bir de eşeği varmış. Keçi: “Ona benden daha iyi bakıyorlar! Onu benden daha iyi yediriyorlar!” diye eşeği kıskanmış.

Bir kurnazlık düşünmüş, eşeğe demiş ki: “Ne olacak bu senin durumun? Bir değirmen taşına koşarlar, onu çevirirsin, bir arkana yük vururlar, onu taşırsın! Bir gün rahat ettiğin yok…

Ben senin yerinde olsam ne yaparım, bilir misin? Bir hendeğin yanından geçerken saralıymışım da saram tutmuş gibi yuvarlanıveririm, belki birkaç gün dinlenirim!” Keçi işte böyle demiş, eşek de inanmış onun sözüne, hendeğin yanından geçerken kendini atıvermiş.

Bütün vücudu yara bere içinde kalmış. Efendisi hemen bir baytar getirmiş, ondan ilaç sormuş. Baytar, eşeğin ötesine berisine bakmış, en sonunda: “Bir keçi ciğeri bulup kaynatacaksın, suyunu bu hayvana içireceksin; iyileştirmenin başka yolu yok” demiş.

Adamcağız da tek eşeği iyileşsin diye keçiyi gözden çıkarmış, kesivermiş. HİSSE: ”Başkasına kötülük için düzen kuran, kendi kuyusunu kazmış olur”

 

O Elindeki Herşeyi Verdi

Hz.Ali’nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib’in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü.

Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı.

Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi.

Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu:

– “Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?”

Köle sıkılarak cevap verdi:

– “İşte bu üç parça ekmek.”

– “O halde neden kendine hiç ayırmadın?”

– “Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim.” – “Peki sen ne yiyeceksin şimdi?”

– “Oruç tutacağım.” Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı. Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi: “Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum.” Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve: “Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin” dediklerinde, şu karşılığı verirdi: “Ama o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını…

 

Geri Vites

Bir gün son model bir mercedesle Trabzona gelen Temel, arkadaşları ile muhabbete başlamış. Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye:

– Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba…

Böyle konuşulurken, iş iddiaya binmiş. Temel demiş ki:

– Ben arabamla Trabzondan Samsuna 3 saatte giderim.

Arkadaşları itiraz etmiş:

– Gidemezsin!..

– Giderim!..

– Yahu Trabzon Samsun arası 325 kilometre. Otobüsle hemen hemen 5 saatte gidiliyor. Sen 3 Saatte nasıl gideceksin?

Temel hemen arabasına binmiş ve arkadaşlarına seslenmiş:

– Gideyim de görün ula uşaklar!..

Arkadaşları sormuş:

– İyi de, biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz?

– Samsuna varınca telefon ederim.

– Samsundan aradığını nereden bileceğiz? Sen Samsuna varır varmaz filanca kişiyi bul, o bizi ev telefonuyla arasın.

Temel, adresi alarak yola çıkmış ve 2,5 saatte Samsuna varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzona telefon etmişler. Şaşıran arkadaşları Temel’i kutlamışlar:

– Bravo Temel, iddiayı kazandın, tamam hadi geri gel!..

Başlamışlar Temel’i beklemeye. Aradan 5 saat geçmiş; Temel yok. Gece olmuş; Temel yok. Merak eden arkadaşları sormuş:

– Yahu, nerde kaldı bu?

Temel’in evine gitmişler, evde de yokmuş. Ertesi sabah herkes birbirine sormuş:

– Temel geldi mi?

Bu sorunun cevabı hep şu olmuş:

– Gelmedi!..

O gün de Temel efendi Trabzona teşrif etmemiş. Ertesi sabah sormuşlar; Temel yine yok. Öğleden sonra Temel’in geldiğini gören arkadaşları, merakla yanına gidip sormuşlar:

– Ula Temel, Samsuna 2,5 saatte gittin, 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım?

– Sormayın be uşaklar, yahu bu Almanlar ne gerizekalı bir milletmiş!..

– Ula, ne oldu?

– Şu güzelim arabayı yapmışlar; 5 tane ileri vites koymuşlar, ama 1 tane geri vitesi koymuşlar!..

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.